YENİ GİRİŞİMLER

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Yalçıntaş, Teknopark İstanbul’u tanıtmak için ABD’deki dünyanın önde gelen teknoloji şirketleri ve kurumlarıyla biraraya geldi. Bu bağlamda New York, San Francisco’daki Silikon Vadisi ve Boston ziyaret edildi. Böylece teknoloji devleri Teknopark İstanbul’a çekilecek.


 


İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Yalçıntaş, Teknopark İstanbul’u dünyanın en önemli teknoloji şirketlerine ve kurumlarına tanıtmak amacıyla Amerika Birleşik Devletleri’nde tanıtım ziyaretleri düzenledi. İTO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Yalçıntaş; Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM), İstanbul Ticaret Odası (İTO), İstanbul Ticaret Üniversitesi (İTİCÜ) ile Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş.’nin (STM) kurucu ortakları arasında yer aldığı Teknopark İstanbul’u dünyanın en önemli teknoloji şirketlerine tanıtmak, Teknopark İstanbul’a yatırım yapmalarını sağlamak amacıyla New York, Boston ve San Francisco şehirlerinde toplantılar gerçekleştirdi.


Dr. Yalçıntaş’ın başkanlığını yaptığı İTO Heyeti’nde, İTO Genel Sekreteri ve Teknopark Denetim Kurulu Üyesi Dr. Cengiz Ersun, İTO Ekonomi Danışma Kurulu Üyesi Prof. Murat Yülek, Teknopark Genel Müdürü Turgut Şenol ile SSM ve Başbakanlık Yatırım Ajansı’ndan yetkililer yer aldı.

AVANTAJLAR ANLATILDI
İTO Heyeti, 31 Ocak – 5 Şubat 2012 tarihleri arasında organize edilen ziyaretlerde ilk önce New York’taki ilgili kurum ve kuruluşlarla iletişime geçti. Ziyaret edilen şirketlerin tümünde ilk olarak Dr. Yalçıntaş kısa bir tanıtım ve ziyaret amacını anlatan konuşma yaptı. Ardından Yatırım Ajansı New York Temsilcisi Öner Ayan Türkiye’deki yatırım ortamını, Prof. Murat Yülek de özellikle İstanbul’un yabancı yatırımcılar için avantajlarını anlattı. Teknopark Genel Müdürü Turgut Şenol da Teknopark İstanbul’u anlatan bir sunum yaptı.

HONEYWELL YAKINDAN İLGİLİ
New York’taki IBM ile de görüşen İTO Heyeti, IBM’in çalışmaları hakkında bilgi aldı. IBM yetkilileri, artık sadece bilgisayar üreten bir firma olmadıklarını, yazılımdan global finansmana kadar çok geniş yelpazede hizmet verdiklerini belirtti. IBM yetkilileri, büyüyen pazarlara da büyük ilgi duyduklarını ifade etti.

New York’taki Honeywell Havacılık ve Uzay Endüstrisi ile de görüşen İTO Heyeti, Honeywell’in, 100 ülkede 130 bin çalışana sahip havacılık ve uzay sanayinin yanı sıra, ulaştırma sistemleri, kontrol sistemleri gibi birçok farklı alanda faaliyet gösterdiği hakkında bilgi aldı.


Honeywell yetkilileri de Türkiye’de hali hazırda ASELSAN, HAVELSAN ve TAI ile çalıştıklarını, Teknopark İstanbul ile de yakından ilgilendiklerini dile getirdi.

İTO Heyeti, New York görüşmeleri kapsamında son olarak, New York Başkonsolosu Levent Bilgen’in katılımıyla New York’ta yerleşik Türk işadamlarıyla biraraya geldi.

SİLİKON VADİSİ’Nİ ZİYARET
İTO Heyeti’nin ABD’deki ziyaretlerinin son durağı, San Francisco Palo Alto’da yer alan Silikon Vadisi oldu. Heyet, bu kapsamda ilk olarak Stanford Research Institute (SRI) kurumunu ziyaret etti. Dünyanın önde gelen araştırma şirketlerinden biri olan SRI’da ilk internet tasarımından (arpanet) ilk mouse’a kadar birçok ürün icat edildi. İTO Heyeti daha sonra San Francisco’daki Türk akademisyen ve işadamlarıyla buluştu.

Teknopark İstanbul ilgi topluyor

İTO Heyeti’nin ABD’deki temasları çerçevesinde Brocade Inc. şirketi de ziyaret edildi. 160 ülkede faaliyet gösteren Brocade, dünyanın önde gelen veri alışverişi sağlayan şirket. Brocade’in ardından dünyanın önde gelen bilgisayar firması Oracle ziyaret edildi. Oracle yetkilileri, Teknopark İstanbul’un çok ilgi çekici olduğunu belirtti. Oracle’ın ardından Intel’in sermaye şirketi olan Intel Capital ile de görüşüldü. Özellikle start-up şirketlere yatırım yapan şirketin Türkiye’de de bazı yatırımları bulunuyor. Heyet, Silikon Vadisi’nde son olarak dünyanın en büyük veri toplama sistemlerini üreten şirketlerinden Seagate Industries şirketini de ziyaret etti.

Skorsky, Ar-Ge ve eğitim merkezini, Teknopark İstanbul’a taşıyabilir

New York’un ardından Boston’a giden İTO Heyeti, ilk olarak Skorsky United Technologies’i ziyaret etti. Kurum yetkilileri, Türkiye ile uzun dönemli anlaşma yapmaya hazırlandıklarını, özellikle BlackHawk helikopterlerinin Türkiye’de üretilmesi için çalışma yapıldığını kaydetti. Yetkililer, bu anlaşmanın gerçekleşmesi halinde Skorsky araştırma geliştirme veya eğitim bölümlerini Teknopark İstanbul’a taşımayı planladıklarını ifade etti.
İTO Heyeti Skorsky’nin ardından dünyanın en büyük savunma sanayi üreticilerinden Raytheon Homeland Security’i de ziyaret etti. Başta patriot füzeleri olmak üzere birçok savunma sisteminin üreticisi olan Raytheon, Teknopark İstanbul’a büyük ilgi gösterdi.

Boston’da son olarak Boston Konsolosu Murat Lütem’in de katılımıyla bölgede yerleşik Türk akademisyenleri ve işadamlarıyla biraraya gelindi.

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

 

Bilkent Üniversitesi mezunu Bilgisayar Mühendisi Armağan Yavuz’un çocukluk hayalinden yola çıkarak geliştirdiği bilgisayar oyunu "Mount&Blade" 1 milyonun üzerinde satış rakamına ulaştı. Proje aşamasındayken dünya oyun devlerinin geri çevirdiği savaş oyunu, ABD başta olmak üzere İskandinav ülkelerinde büyük ilgi görmesiyle 3 milyon dolarlık ciro elde etti.

 
 
1980’li ihracatının büyük kısmı kayısı, fındık, incir gibi birkaç üründen oluşan Türkiye, girişimcilerin ve genç yeteneklerin kendilerini ifade edecek ortamın oluşturulmasıyla bugün otomobilden makinesine, beyaz eşyadan bilişime kadar birçok alanda dünyaya satış yapıyor. Her geçen gün daha çok teknoloji içeren ürün ihraç eden Türkiye, 2008’den itibaren ihracat sepetine genç bilgisayar mühendisinin azmi ve kararlılığıyla bilgisayar oyunu da dahil etti.
 
Çocukluk hayalinden yola çıkarak geliştirdiği bilgisayar oyunu "Mount&Blade" ile 1 milyonun üzerinde satış yaparak 3 milyon dolarlık ciro elde eden Bilgisayar Mühendisi Armağan Yavuz, AA muhabirine hayalden başarıya doğru ilerleyen serüveniyle ilgili açıklamalarda bulundu.
 
Küçüklüğünde bilgisayara ve bilgisayar oyunlarına oldukça ilgili olduğunu, o yıllarda hayali kahramanların birbirleriyle savaştığı bir oyun geliştirdiğini aktaran Yavuz, üniversitede bilgisayar mühendisliği eğitimi almaya başlamasıyla hayalini somutlaştırdığını söyledi.
 
KENDİ TANITIMI KENDİSİ YAPTI
 
Bilgisayar mühendisi olan eşiyle birlikte geliştirdiği oyuna "Mount&Blade" adını vererek demo haline getirip uluslararası oyun dağıtım şirketlerine gönderdiğini belirten Yavuz, daha sonra yaşadıklarını şöyle anlattı: "Oyun dağıtım şirketleri oyunumuza ilgi göstermedi. Bunun üzerine madem onlar dağıtmayacak kendi oyunumu ben dağıtırım diyerek önce bir internet sitesi açtım. O sitede oyunun ne olduğunu, nasıl oynandığını anlatmaya başladım. Daha sonra ziyaretçilerin oyunu dilerlerse o site üzerinden, dilerlerse bilgisayarlarına indirerek oynamalarını sağlayacak alt yapıyı oluşturdum. Forum sitelerinin de katkısıyla oyun 1 yıl içinde tanınmaya ve sevilerek oynanmaya başladı. Böyle olunca daha önce oyunla ilgilenmeyen oyun dağıtıcılarının oyuna karşı algıları değişti. Bu gelişmeler üzerine oyunun gerçeğini yapmaya başladım."
 
Armağan Yavuz, "Mount&Blade"i 2008 yılında tamamlayarak piyasaya sunduğunu, oyunun birçok ülkede ilgiyle karşılandığını ifade ederek, bunun üzerine oyunun ikinci versiyonu için ekibi büyüterek ODTÜ Teknokent’te 23 kişilik ekiple çalışmalara başladığını söyledi.
 
OYUN LİSTELERİNİ ALT ÜST ETTİ
 
"Mount&Blade Warband" adını verdiği ikinci oyunu programcısından grafikerine, ses uzmanından sanat yönetmenine kadar alanında uzman ekiple 2010’da tamamlayarak dünya pazarına sunduklarını aktaran Yavuz, şunları kaydetti: "Oyunumuzun yeni versiyonuna multiplayer ekledik. Bu sayede oyunun oline olarak oynamasını sağladık. Yaptığımız yenilikler o kadar beğenildi ki oyun dünyanın en büyük dijital oyun dağıtım sitesi ’Steam’de milyon dolar bütçeli oyunları geride bırakarak ilk haftadan itibaren birinci sıraya yerleşti. ABD ve İskandinav ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkede büyük ilgi gören oyun, 1 milyonun üzerinde satış yaparak 3 milyon dolarlık ciroya ulaştı." Oyunun dünyaca ünlü PC Gamer dergisinin ’tüm zamanların en iyi 100 oyunu’ listesinde yer aldığını belirten Yavuz, elde ettikleri başarıyı devam ettirmek için oyunun geliştirilmiş versiyonunu mart ayında, 3. versiyonunu ise yıl sonuna yetiştirmek için yoğun biçimde çalıştıklarını dile getirdi.
 
"DAHA FETHECEĞİMİZ ÇOK KALE VAR"
 
Armağan Yavuz, dünyada oyun pazarının her geçen gün büyüdüğünü, bunda Facebook ve cep telefonu pazarının önemli bir yere sahip olduğunu dile getirerek, Türkiye’de de Facebook’a oyun geliştiren birçok firmanın bulunduğunu söyledi.
 
Dünya oyun pazarının yaklaşık büyüklüğünün 60 milyar dolara yakın olduğunu, pazardan en fazla payı ABD ve Güney Kore’nin aldığını belirten Yavuz, "ABD’liler oyun işine 1980’lerde Koreliler ise 90’ların sonunda başladılar. Biz bu pazarda daha çok yeniyiz. Onun için de daha fethedeceğimiz çok kale var.
 
TÜBİTAK ve KOSGEB’in destekleriyle Türkiye’de özellikle Facebook oyun pazarı çok hızlı büyüyor. Bu alanda gelecekte yurt dışında markalaşan Türk oyunları olabilir. Ülke olarak belli bir potansiyele sahibiz. Finlandiya küçük bir ülke olmasına rağmen dünyaca ünlü 10’dan fazla oyunu var. Bu işe meraklı olanlara tavsiyem programlı, sabırlı ve kararlı olsunlar, gerisi kendinden gelir" diye konuştu.
 
"MOUNT&BLADE" NEDİR, NASIL OYNANIR?
 
Mount&Blade (orjinal adı: At ve kılıç) oyunculara bir ortaçağ kahramanı gibi at sırtında savaşlara katılarak kılıç ok ve yay gibi silahları kullanma imkanı veren bir bilgisayar oyunu. Oyuncular "Kalradya" isimli diyara yeni gelmiş bir maceraperest olarak başladıkları oyunda, ilk başlarda küçük haydut gruplarıyla mücadele ederken zamanla güçlü bir ordu topluyor ve krallıklar arasındaki savaşlara katılabiliyor. Krallık yönetimi, meydan muharebeleri, kale kuşatmaları gibi birçok unsuru barındıran oyunu, tek kişilik senaryonun yanı sıra bir sunucuya bağlanarak diğer oyunculara karşı oynamak da mümkünAA-Özcan Yıldırım

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

 

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Türkiye’de ilk kez bilişim suçları hukuku oluşturulacağını söylediYıldırım, “Dünyadaki en büyük tehdit şu anda siber tehdittir. Ne nükleer, ne tank, ne tüfek. Birileri, nüfus müdürlüğüne, UYAP’a, SGK sistemine girip çökertse, ülkenin eli kolu bağlanır” dedi. Yıldırım, yeni tasarının Adalet Bakanlığı ile birlikte hazırlandığını belirterek, şunları söyledi:

 

Siber terör konusunda tam güvenli olan bir ülke yok. Bazı ülkelerin farkındalıkları diğerlerine göre daha iyi ama hiçbiri tam güvenli değil. Biz bu konuda iyi sayılırız. Siber terör konusunda iki ayrı tatbikat yaptık. 40’a yakın kurum katıldı. Ağırlıklı olarak testi geçtiler ama geçemeyenler de oldu
 
Siber suçlar tanımlanacak
Amacımız herkesin tedbir alması için koordinasyon oluşturmak. Bunun için de mutlaka uluslararası işbirliği ve bu suçlarla ilgili yasal altyapı lazım. Bilişim suçlarıyla mücadele konusunda tam kapsamlı bir tasarı hazırlanıyor. Siber suçlar, hatların yasa dışı kullanılması gibi suçlarla mücadele için yeni yasal düzenleme yapılacak
 
Ekonomik suçlar da dahil
Bu tasarıyla bilişim hukuku oluşturulacak. Bilişim suçunun tarifi yapılacak. Başka ülkelerin uygulamalarına da bakılıyor ama kendimize özgü bir yasa yapılacak. Ekonomik faaliyetlerle ilgili 3 suçtan 1’i sanal ortamda işleniyor. O nedenle bu konuyu çok önemsiyoruz. Sanal ortamda işlenen her türlü suç, ekonomik olanlar da dahil bilişim suçu olacak.
 
48 ülkeyle işbirliği
BİNALİ Yıldırım, “Avrupa Komisyonu Siber Suçlarla Mücadele Sözleşmesi’ne taraf olduk ama henüz TBMM’ye gelmedi. Bu tip suçlar çokuluslu suçlardır. Başka ülkede suç işleniyor ama mağdur başka bir ülkede. 48 ülke bu sözleşmeyi imzaladı. O ülkelerin hepsiyle adli yardım anlaşması imzalamış oluyoruz. Bir suç olunca ortak hareket edilecek. 7 gün 24 saat bilgi alışverişi olacak. Bilişim güvenliği, buna karşı işlenen suçlarla mücadelede sürekli işbirliği yapılacak, ortak hareket edilecek” dedi. (Nuray Babacan)

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak Güney Kaliforniya Üniversitesinde Los Angeles’ta yaşayan öğrenci, akademisyen ve iş adamlarıyla buluştu. TÜBİTAK’ın düzenlediği , cazip imkânlar nedeniyle araştırmalarını Amerika’da sürdüren Türk ve yabancı araştırmacılara, “ulusal ve uluslararası destekler ile Amerika’dan Türkiye’ye dönebilecekleri” çağrısını yaptığı “Hedef Türkiye” çalıştay serisinin ikinci bölüm temaslarından ikincisi için Los Angeles’la gelen TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak ,Güney Kaliforniya Üniversitesinde (USC) Los Angeles’ta yaşayan Türk öğrenci, akdemisyen ve iş adamlarıyla buluştu.


 


USC TURKSA (Türk Öğrenci Derneği ) ve LATAA (Los Angeles Türk Amerikan Derneği)’nin desteğiyle USC  Tutor Campus Center ‘da gerçekleşen çalıştaya Los Angeles Başkonsolosu Aydın Topçu, Los Angeles Konsolos Muavini Arif Çelik, Los Angeles Ticari Ateşeleri Gürkan Süzer ve Murat Gören’ in de aralarında bulunduğu 100′e yakın davetli katıldı.

Çalıştayda Türk Araştırma Alanı’ndaki son gelişmelere değinen Prof. Dr. Altunbaşak, Amerikadaki Türk Araştırmacıların Türkiye’ye dönerken ve döndükten sonra kullanabilecekleri destek fonları ve döndüklerinde çalışabilecekleri TÜBİTAK enstitütleri hakkında detaylı bilgiler verdi.

Para Sıkıntımız yok  genç girişimciye 500 bin lira vereceğiz

Türkiyede bilim ve teknik alanında çalışmak isteyenler için para sıkıntısı olmadığını belirten TÜBİTAK Başkanı , TÜBİTAK’ın geçen sene bütçe fazlası verdiğini, esas sıkıntılarının daha nitelikli bilim adamı ve projeler olduğunun da altını çizdi. Yeni bir proje üzerinde çalıştıklarını ve genç girişimcilere sağlanan 100 bin liralık destek sonrası 500 bin lira daha kaynak sağlamayı planladıklarını dile getirdi. Avrupa Birligi ‘nin beyin göçünü tersine çevirmek için ayırdığı kaynakları kullanmada Türkiye’nin ikinci sırada olduğuna da değinen Prof. Dr. Altunbaşak, son yıllarda önemli ölçüde beyin gücünün anavatan Türkiye’ye geri döndüğünü hatırlattı.

Hedef’i Türkiye gösterdi !

TÜBİTAK’ın araştırma geliştirmeye ayırdığı bütçenin son 5 yılda rekor seviyede arttığını, Türkiye’ye geri dönmek isteyen akademisyen, doktora öğrencileri ve yatırım yaparak Türkiye’ye yeni teknoloji getirmek isteyen işadamlarına da büyük destek vereceklerini konuşmasında sık sık tekrarlayan Prof. Dr. Yücel Altunbaşak, Türkiye’nin hiç olmadığı kadar bilim adamlarına imkanlar sağladığını bunun da mutlaka değerdirilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

Uzun yıllar Amerika’da eğitim gören ve akademisyenlik yapan TÜBİTAK  Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak , kesintisiz 3 saat devam eden çalıştayda sorulara verdiği direk, samimi ve gerçekçi cevaplarla katılımcıların da büyük beğenisini topladı.

Alaturkaonline.com / Los Angeles

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

 

Alman devlet adamı Otto von Bismarck'ın bir balmumu silindir üzerine yapılan ses kaydı ilk kez yayınlandı. Böylece Bismarck'ın sesi 100 yıldan uzun bir süre sonra ilk kez duyulmuş oldu.
1889 yılında, mucit Thomas Edison'un yanında çalışan bir teknisyen tarafından yapılan kayıt Thomas Edison Ulusal Tarih Parkı Müzesi tarafından dijital teknoloji kullanılarak restore edildi.

 

Almanya'daki Otto von Bismarck Vakfı, kaybolduğu sanılan bu ses kaydının tarihî önem taşıdığını ve büyük mutluluk duyduklarını açıkladı.
 
Bismarck'ın ses kaydı, 1957'de Thomas Edison'un Amerika Birleşik Devletleri'nin New Jersey eyaletindeki laboratuvarında bulunan ve üzerlerine hiçbir etiket konulmamış 17 kayıttan birisi.
 
Bismarck'ın sesi oldukça uzaktan duyulsa ve ses kalitesi çok kötü olsa da, Alman devlet adamının şiirlerden bölümler okuduğu, şarkı söylediği ve oğluna nasihatlerde bulunduğu duyuluyor.
 
Garip bir biçimde, ses kaydının bir bölümünde, Otto von Bismarck'ın, Fransız Milli Marşı La Marseillaise'in ilk satırını söylediği de duyuluyor.
 
Edison'un laboratuvarında bulunan ses kayıtlarında, Otto von Bismarck'ın yanısıra, Alman ve Macar müzisyenlerin şarkıları da var. Polonyalı besteci Freederyk Chopin'in, kaydı yapılan ilk eseri olduğu düşünülen bir müzik eseri de bulunan kayıtlar arasında.
 
1815-1898 yılları arasında yaşayan Otto von Bismarck, farklı Alman devletlerini Prusya liderliğinde bir Alman İmparatorluğu altında toplayan ve Avrupa'da 1914 yılına kadar devam edecek barış sürecini sağlayan bir 'güçler dengesini' oluşturan devlet adamı olarak biliniyor. AA

Facebook

Youtube