AMERİKA

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

 

İzmir'de yıllardır esnaflık yapan Baysal Kuyumculuk'un sahipleri 'faizi haram sayan yatırımcıların' kendilerine emanet ettiği 80 kilogram altınla ortadan kayboldu. Kuyumcunun ABD'de yaşayan oğlunun yanına kaçtığı öne sürüldü

 

İzmir'in tarihi Kemeraltı Çarşısı’ndaki Baysal Kuyumculuk’un sahiplerinin, faizi haram sayan yatırımcıların kendilerine emanet ettiği yaklaşık 80 kilogramlık altınla ortadan kaybolduğu öne sürüldü. Baysal Kuyumculuk’a altınlarını emanet edenlerden bazıları, karakola ve savcılığa başvurdu.
 
Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda esnafın en güvendiği kuyumcu firmalarından biri olan Baysal Kuyumculuk’un kepenk indirmesi bomba etkisi yarattı. Faizi haram saydıkları için paralarını bankaya yatırmayıp altın alarak işyeri sahibi Ramazan Baysal’a teslim eden çok sayıda kişi, Kemeraltı Polis Merkezi’ne ve savcılığa başvurdu. Din görevlisi de kaptırmış Yıllardır çarşıda çocukları Levent Baysal ve kızı Sevda Baysal’la birlikte kuyumculuk yapan Ramazan Baysal’ın ailesi ile birlikte İzmir’deki tüm mal varlığını satıp, Amerika’da yaşayan oğlunun yanına gittiği öne sürüldü. Mağdurlar arasında, iki daire parası değerindeki altınını kaptıran bir din görevlisinin de bulunduğu öğrenildi. Parası kaptıranlardan bazılarının üzüntüden sağlıklarının bozulduğu, umutla Baysal ailesinin geri dönmesini bekleyenlerin de olduğu belirtildi.
İzmir DHA
 
 
 
İzmir Kuyumcular Odası Başkanı Yılmaz Uça, kendilerini ulaşan bilgilere göre Baysal Ailesi’nin 80 kilogram altınla ortadan kaybolduğunu söyledi. Uça, "Bizlere resmi değil ama sözlü şikayetler geliyor. Fakat verdikleri altınlarına karşı ellerinde hiçbir belge yok" dedi.

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

Turk Avenue - Küba devletiyle yapmayı yasaklayan ''Düşmanla Ticaret Yasası''nı ihlal ettiği gerekçesiyle tutuklanan işadamı Adem Arıcı'nın davası bugün White Plains, New York'ta görüldü. Tahliye talep eden Arıcı'nın isteğini hakim reddetti. Kefaletle serbest bırakılma talebini, yurt dışına kaçma ihtimali nedeniyle rededen mahkeme, davayı 29 Mayıs'a erteledi.


 

Yakınları, mahkemenin kefaletle serbest bırakılmaya razı olması için Arıcı'nın Türkiye'ye kaçsa bile ABD'ye iade edileceğinin Türk yetkililer tarafından garanti edilmesi gerektiğini belirtiyor. Arıcı ise ailesinin ve işinin ABD'de olduğunu, Amerikan vatandaşı olarak bir yere kaçmasının söz konusu olmadığını vurguluyor. Yaklaşık 5 aydır tutuklu bulunan Arıcı, Turk Avenue'ye gönderdiği mektupta suçsuzluğunu yineledi. Arıcı'nın yakınları davayı, ''Amerika'da inanması güç, tarihe geçecek derecede gülünç ve bir Türkün Küba draması'' olarak tanımladı.

 

21 Mart'ta avukatlarının mahkemeye sunduğu mektuba değinen Arıcı, Küba ile yapıldığı iddia edilen ve yarar sağlanan her bir işlemin açıklanmasını, bu işlemlerin ne için yapıldığının tarif edilmesini ve mavzubahis  işlemlerin kaçınılması istenen yasaklara nasıl etkisi olduğunun açıklanmasını istedi. Mahkeme avukatın sıraladığı üç maddeye doyurucu bir cevap vermezken, tutuklu bulunduğu süre zarfında çok büyük maddi ve manevi kayba uğradığını söyleyen Arıcı, ''Her yıl izinsiz 10 binin üzerinde Amerika vatandaşı Küba'ya giderken, bir Türk ve müslüman tutuklanması gerçekten şaşırtıcı ve kasti olduğunu düşünüyorum,'' diye konuştu. 

Arıcı'nın tutuklanmasına delil olarak mahkeye sunulan resmi de Turk Avenue buldu. Arıcı, kokonat suyu içerken çekilen fotoğraf mahkemeye ''Küba'da Amerikan doları harcadığına'' delil olarak gösterilmişti.

Küba'ya gidiş nedeninin amaçlı olmadığını altını çizen Arıcı, ''Ankaralı işadamları İspanyolca bildiğim için bütün masraflarımı karşılayarak Küba'ya gitmemi ve Türkiye'den toplanacak yardımlarla Küba'da kesilecek kurbanların kimlere dağıtılacağı konusunda incelemelerde bulunmam için beni görevlendirmişti. Küba'ya gidiş amacım yardım amaçlıydı,'' diye konuştu. Arıcı, Küba ziyaretinde birlikte olduğu 10 yıldır yaptığı arkadaşının Federal yetkililerce korkutularak aleyhinde ifade verilmeye zorlandığını kaydetti. Arıcı, kefaletle serbest bırakılması yönünde görüş bildiren hakimin de davadan çekildiğini, yerine başka bir hakim atandığını ve yeni hakimin de Federal yetkililer tarafından yanlış bilgilendirildiğini iddia etti. (Foto: Adem Arıcı'nın mahkemeye delil olarak sunulan Küba'da kokonat suyu içerken çekilen resmi)

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

Türkiye, ABD Başkanı Barack Obama'nın Ermeniler tarafından "soykırım" olarak anılan 1915 olaylarının 97'nci yıl dönümü dolayısıyla yaptığı açıklamalara tepki gösterdi. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada Obama'nın açıklamaları 'mesnetsiz bir yaklaşım' olarak değerlendirildi.


 


İşte o açıklama;

"ABD Başkanı Obama, 24 Nisan 2012 tarihinde yayınladığı mesajla, Türkler ile Ermeniler arasında ortak tarihlerinin acılı bölümüne ilişkin anlaşmazlıkta, bu sene de Ermeni görüşlerini yansıtan mesnetsiz bir yaklaşım ortaya koymuştur. Tarihi gerçekleri çarpıtan bu açıklamayı her bakımdan fevkalade sorunlu buluyor ve esefle karşılıyoruz.

İç siyaset kaygılarıyla yapılan ve tartışmalı tarihi olayları seçici bir adalet duygusuyla yorumlayan bu tür tek yanlı açıklamalar isabetsiz oldukları kadar, Türkiye ve Ermenistan ilişkilerinin normalleştirilmesini de zorlaştırmaktadır.

ABD gibi önemli bir müttefikimize düşen, Türk-Amerikan ilişkilerine de zarar veren bu tür bir yaklaşımla sorunu daha da derinleştirmek değil, çözüme yönelik yapıcı katkılar sunmak ve bu bağlamda ortak tarih araştırmasından kaçınan Ermeni tarafını daha gerçekçi ve uzlaşmacı olmaya cesaretlendirmektir.

I. Dünya Savaşı sırasında yaşanan acıların ortak olduğu ve döneme ilişkin hatıraların Türk halkı bakımından, en az Ermeniler için olduğu kadar hassasiyet taşıdığı da bilinmelidir. Tarihin yazımına yapılmaya çalışılan tüm önyargılı müdahalelere rağmen adil hafızaya ulaşma çabalarımızı sürdüreceğiz."
 

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

 

ABD Başkanı Barack Obama, Ermeniler tarafından "soykırım" olarak anılan 1915 olaylarının 97'nci yıl dönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, geçen yıl olduğu gibi "Büyük Felaket" anlamına gelen "Meds Yeghern" ifadesini kullandı. Obama'nın bu tercihi, önceki yıllarda yaptığı açıklamalarda olduğu gibi "soykırım" demesini bekleyen Ermeni diasporasını hayal kırıklığına uğrattı.

 
Obama’nın açıklamasında şu ifadeler yer aldı: "Bugün, 20. yüzyılın en kötü mezalimlerinden biri olan Meds Yeghern'i (Büyük Felaket) anıyoruz. Bunu yaparak, Osmanlı İmparatorluğu'nun son günlerinde acımasızca katledilen ya da ölüm yürüyüşüne zorlanan 1.5 milyon Ermeni’nin anısını onurlandırıyoruz. Biz, 97 yıl önce kelimelerle tarif edilemez acıları dile getirirken, dünya genelinde ve Amerika'da aynısını yapan milyonlara katılıyoruz.  Söz ve eylemlerimiz yoluyla yükümlülüğümüz, ölenlerin hatıralarının ateşini parlak tutmak ve tarihin bu kara fasıllarının bir daha asla tekrarlanmamasının sağlanmak yönünde.
 
1915 yılında neler olduğuna dair kendi görüşlerimi tutarlı şekilde ifade ettim. Buna dair görüşüm değişmedi. Gerçeklerin tam, samimi ve adil biçimde kabul edilmesi hepimizin çıkarına. Geleceğe ilerlemek, geçmişin gerçekleriyle hesaplaşmadan yapılamaz. ABD, bunu tarihimizde birçok kez yaptı ve bunu yaptığımız için daha güçlü olduğumuza inanıyorum. Bazı bireyler zaten ileriye dönük bu cesur adımı attılar. Bu yolu seçen Ermeni ve Türkleri kutluyoruz ve birçoğunun daha benimkinin yanı sıra hükümetlerinin desteğini alarak bu yolu seçeceğini umuyoruz.
 
Hayatlarını kaybedenler tekrar geri dönemeyecek olsa da Ermeni halkının mirası zaferlerinden biri. Sizin inancınız, cesaretiniz ve gücünüz dünya genelinde canlı topluluklar oluşturarak hayatta kalmanızı ve zenginleşmenizi sağladı. Yılmadan, mirasınızı nesilden nesle geçirerek korudunuz. Ermeni-Amerikalılar, ABD'nin canlılığına birçok katkıda bulunurken, Ermenistan'ın da demokratik, barışçıl ve zengin bir geleceği için çok önemli yatırımlar yaptı. ABD, bıraktığınız mirastan gurur duyuyor ve sizin katkılarınız yaklaşık bir yüzyıl önce anlamsızca acı çeken ve hayatını kaybedenlerin anılarını onurlandırıyor. Bu önemli anma gününde, Meds Yeghern'in (Büyük Felaket) karanlığını hatırlama ve Ermeni halkına daha parlak bir gelecek sunulmasına bağlılık göstermede tüm Ermenilerle yan yana duruyoruz."
 
TÜRKİYE'DEN İLK TEPKİ
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Kamerun Dışişleri Bakanı Pierre Moukoko Mbonjo ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında, Obama'nın 24 Nisan açıklamasıyla ilgili bir soru üzerine, "23 Nisan ile 24 Nisan'ın bizim için gün olarak bir özel farkı yok. 23 Nisan ulusal egemenlik bayramınızı da kutluyorum bu vesileyle. 24 Nisan'a bu derece önem atfetmeniz de doğru değil. Yarın da 25 Nisan hayırlı olsun" dedi.
 
DİASPORA ÖFKELİ
Amerika Ermeni Ulusal Komitesi (ANCA), ABD Başkanı Obama'yı "ihanetle" suçladıANCA, yaptığı yazılı açıklamada, Obama'nın, Ermenilerin 1915 yılı olaylarını anma günü olarak kabul ettikleri 24 Nisan'a dair açıklamasına sert tepki gösterdi.
 
Obama'yı, "Ermeni soykırımı" tanıma yönündeki sözüne "ihanet" etmekle suçlayan ANCA, "Obama'nın yine üstü kapalı bir dil kullandığını ve söz jimnastiği yaptığı" savundu. Açıklamada ayrıca, "Obama, bugün Türkiye'ye teslimiyetini tamamladı" ifadesi kullanıldı. AA

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

 

Birlesmis Milletler ve Yerel Yonetimler Birligi toplantisina katilmak icin New Yorkta olan UCLG ve Istanbul Buyuksehir Belediye Baskani Kadir Topbas, Turk Amerikan Dernekleri Federasyonu’nu ziyaret etti

 

TADF Baskani Ali Cinar, Belediye Baskani Kadir Topbas’in ofislerini ziyaret etmelerinden dolayi tesekkur eder iken, Mayis ayinda yapilacak Turk Gunu Yuruyusleri ve Festivalleri hakkinda detayli bilgiler verdi. Baskan Cinar, Istanbul gibi dunyanin en guzel  sehri’nin tanitimini, New York Turk Gunu yuruyusunde gormek istediklerini belirterek,Baskan Topbas’i 19 Mayista duzenleyecekleri etkinlige  davet etti. Turk Amerikan Dernekleri Federasyonu’nun ilk 3 ayda yaptigi calismalarida aktaran Cinar, TADF Destekli Genc Turkler derneginin duzenleyecegi, Ermeni Yalanlarina son mitingi konusunda da bilgiler verdi.
 
Istanbul Buyuksehir Belediye Baskani Topbas, TADF’ye baskan secilen Ali Cinari kutlarken, 19 Mayista yapilacak Turk Gunu Yuruyusu ve Festivali icin gereken yardimi yapmaya hazir olduklarini soyledi.  Birlesmis Milletler’de yaptigi temaslardan da kisaca bahseden Baskan Topbas, onemli bir cati kurulusun Turk Amerikan toplumuna en iyi sekilde hizmet etmesinin kiymetinin bilinmesi gerektigini sozlerine ekledi. “Nasil baslarsaniz, Oyle devam eder”  diyen Baskan Topbas, TADF Baskani Cinar’a Istanbul konulu bazi hediyeler verir iken, Baskan Çınar’da , Topbaş'a ziyaretlerinden dolayi bir plaket takdim etti.  
 
Ayrica, TADF Baskani Ali Cinar ve ekibi, Turksoy program ile New Yorkta bulunan Eskisehir Belediye Baskani Yilmaz Buyukersen ilede kisa bir gorusme yaparak, TADF’nin calismalari hakkinda bilgi vermisti.

Facebook

Youtube