AMERİKA

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

ABD’deki başkanlık yarışında, kulisler Cumhuriyetçi Mitt Romney’nin başkan yardımcısı adayının kim olacağı ile çalkalanıyor. Romney’nin danışmanlarından Eric Fehrnstrom’un dün, “Henüz bir karara varılmadı. Açıklama parti kongresine kadar yapılacak” demesine rağmen, Romney’nin adayı belirleyip belirlemediği medyada bir tartışmaya dönüştü.


 


Drudgereport’un hafta başında adaylık için eski Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın adının geçtiğini açıklamasından sonra dün de New York Times Gazetesi, Romney’nin seçimini yaptığını ve eski Minnesota Valisi Tim Pawlenty’nin başkan yardımcısı adayı olacağını duyurdu. Wall Street Journal gazetesi ise Romney’nin kampanya yetkililerine dayanarak adayın halen belirlenmediğini, 27 Ağustos’ta yapılacak kongreye kadar Romney’nin vakti olduğunu iddia etti.

 

En son Reuters haber ajansı dün bir analiz yayınlayarak Romney’nin aday sayısını üçe indirdiğini ve bu üç isimden birini seçmek üzere olduğunu duyurdu. Adı geçen isimlerin ise Pawlenty dışında Ohio Senatörü Rob Portman ve Louisiana Valisi Bobby Jindal olduğunu açıkladı.

 

EN GÜÇLÜSÜ PAWLENTY
Üç aday arasında aktif görevi olmayan tek isim Pawlenty. 2012 için kendisi de başkanlık kampanyası başlatan ancak yarışı en erken terk eden isim olan Pawlenty’nin, zaman içinde Romney ile çok yakın arkadaş olduğu ve Romney’lerin evine sık sık misafir edildiği biliniyor.

 

PORTMAN MÜKEMMEL ADAY
Portman’ın ismi ise bu seçimde de en kritik eyalet sayılan ve şimdiye kadar Obama’nın da seçim kampanyası için harcadığı 100 milyon dolarlık bütçenin yüzde 20’sini yutan Ohio’dan olması nedeniyle öne çıkıyor. 2008’de John McCain’in de başkan yardımcısı adayları listesinde adı en tepede geçen Portman, Evanjeliklere yakınlığı ve düşük profili nedeniyle ılımlı Romney için mükemmel bir aday olarak görülüyor.

 

Katolik ve Hint kökenli Jindal ise şimdilik bu iki aday arasında daha geride gözüküyor. Ama Romney’nin genç, muhafazakârların sevdiği, Obama’ya karşı tonu en sert olan ve Başkan Yardımcısı Joe Biden’la gireceği münazaralarda daha agresif olacağı düşünülen Jindal’a yönelip daha riskli bir seçim kampanyasına da yönelebileceği belirtiliyor. (Tolga Tanış/WASHINGTON, Hürriyet)

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

Amerikan emlak sektöründeki haciz sorunları ekonomik toparlanmaya engel oluşturuyor. Bu yıl 700 bin kişi daha, aldıkları konut kredilerini ödeyemedikleri için, evlerini kaybetme riskiyle karşı karşıya. Amerika’daki bu yüksek haciz oranı küresel ekonomiyi de olumsuz yönde etkiliyor. Konut kredisini ödeyemeyen Deborah Harris, 17 yıldır oturduğu evini kaybetmek üzere.


 


Harris, Washington itfaiyesinde sağlık görevlisiydi: “Evimi kaybetmek üzereyim. Gidecek hiçbir yerim yok. Evli değilim, çocuklarım da yok. İtfaiyede 23 yıl çalıştım… İnsanların hayatlarını kurtardım. Ve şimdi emekli oldum ama yaşayacak yerim yok. Bu kabul edilmesi zor bir durum.”

Çok sayıda ödül kazanan Harris, kilolu bir hastayı taşırken sakatlanmış ve işini bırakmak zorunda kalmış.

Emekliliğini kazanmak için uzun süre mücadele vermiş. Geliri olmadığı aylarda emlak kredisi ödemelerini yapamamış.

2007 ‘de başlayan mali kriz, işsizliği arttırdığı gibi konutların değerini aşırı derecede düşürdü ve çok sayıda Amerikalının evine haciz geldi.

RealtyTrac şirketine göre, mali krizin doruk noktasında Amerika’da haciz sayısı ortalama yılda 200 binden, bir milyona fırladı.

Ekonominin göreceli olarak toparlanmasıyla haciz sayılarında düşüş var ancak bu yine de bu yıl 700 bin kişinin evini kaybetmesi bekleniyor.

Ulusal Emlakçılar Derneği baş ekonomisti Lawrence Yun, emlak sektöründe haciz oranlarının artmasının Amerikan ekonomisine zarar verdiğini; bunun da küresel ekonomiyi olumsuz yönde etkilediğini söyledi:  “Emlak sektörünün toparlanmasındaki en büyük engel haciz edilen evlerin sayısı… Tarihi olarak emlak sektörü her zaman ekonomik gelişmelerin öncüsü olmuştur. Emlak sektörü zarar görünce, durgunluk oluyor; emlak sektörü toparlanınca piyasalar toparlanıyor; durgunluk sona eriyor…”

Deborah Harris evine haciz gelmesini kabus olarak niteliyor: “İnançlı biri olmasam, üzüntüden felç olup ölürdüm. Çünkü bu benim için çok yıkıcı oldu. Buraya gelip beni evimden çıkarabileceklerini bilmek çok üzücü."

Harris, krizin başladıüı 2007’den bu yana Amerika’da evini kaybeden 4 milyon 300 bin kişiden sadece biri. Ancak Harris, avukatların yardımcıyla evini kurtarmak için mahkemede mücadele veriyor. (Voice of America, Jim Randle)

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

Türkiye'nin cari işlemler hesabı açığı bu yılın ilk beş ayında, geçen yılın aynı dönemine göre 9 milyar 941 milyon dolar azalarak 27 milyar 51 milyon dolara geriledi. Merkez Bankası tarafından bugün açıklanan, 2012 yılı ocak-mayıs dönemine ilişkin ödemeler dengesi verilerine göre, bu gelişmede dış ticaret açığının 8 milyar 354 milyon dolar azalarak 28 milyar 942 milyon dolara gerilemesi, hizmetler dengesinden kaynaklanan net gelirlerin 879 milyon dolar artarak 4 milyar 539 milyon dolara ulaşması ve gelir dengesinden kaynaklanan net giderlerin de 750 milyon dolar azalarak 3 milyar 214 milyon dolara gerilemesi etkili oldu.


 


Hizmetler dengesi kalemi altındaki turizm gelirleri, bir önceki yılın ilk beş ayına göre 341 milyon dolar tutarında azalarak 5 milyar 949 milyon dolara, turizm giderleri de 554 milyon dolar tutarında azalarak 1 milyar 500 milyon dolara gerilerken, yatırım geliri dengesinin altında yer alan doğrudan yatırımlar, portföy yatırımları ve faizlerden oluşan diğer yatırımlarda gerçekleşen toplam net çıkış, bir önceki yılın Ocak-Mayıs dönemine göre 774 milyon dolar tutarında azalarak ilk beş ayda 3 milyar 130 milyon dolara geriledi.

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu Avrupa Alt Komisyonu’nda, Chicago’da yapılacak NATO Zirvesi’nin ve Amerika'nın NATO politikasının ele alındığı oturumda, bazı Kongre üyeleri Türkiye’ye ağır eleştiriler yöneltti. Demokrat Partili New York Milletvekili Gregory Meeks, NATO üyeleri ve ittifakla ortaklık yapan ülkeler arasında anlaşmazlık yaşanmasından duyduğu kaygıyı dile getirdi.


 


Oturumda Demokrat Partili New York milletvekili Eliot Engel da Türkiye’nin, İsrail’in NATO zirvesine katılmasına itiraz etmesini sert ifadelerle kınadı: “Türkiye’nin İsrail’in NATO toplantısına katılmasını engellemesi utanç vericidir. İsrail daha önce birçok NATO toplantısına katıldı. Bunu kınıyorum ve Ankara hükümetinin tutumunu değiştirmesini umuyorum.”

Avrupa Alt Komisyonu’nda Kongre üyelerinin sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakanı’nın Avrupa işlerinden sorumlu yardımcılarından Tina Kaidanow, NATO zirvesine İsrail’in de dahil olduğu Akdeniz Diyaloğu üyelerinin katılmasının düşünülmediğini kaydetti. Benzer bir açıklama daha önce ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland tarafından da yapılmıştı.

Türkiye’nin İsrail’in NATO toplantısına katılmasını engelleyecek bir durumun bulunmadığını anlatan Kaidanow’un açıklamasını tatmin edici bulmayan Engel, “Türklere kesin bunu dedik mi” diye sordu.

Kaidanow, “Tüm ittifak ortaklarımıza açıkça söylüyoruz, Türkler dahil… İsrail’in önemli bir ortağımız olduğunu söylüyoruz,” dedi.

Bu yanıtı da tatmin edici bulmayan New York milletvekili devamla şöyle konuştu: “Tamam, ama İsrail’in önemli bir ortağımız olması mesele değil. Türkiye’nin durup dururken şahsi bir anlaşmazlık nedeniyle ittifakın iyiliği için çabalayan bir ülke olarak değil de huysuz bir çocuk gibi davranarak ittifakı kendi amaçları doğrultusunda kullanması söz konusu. Bu iğrenç bir şey.”

Amerika Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcılarından Kaidanow, Türkiye’yle İsrail arasındaki ilişkilerin bozulmasından büyük üzüntü duyduklarını, Türkiye’yle İsrail’in Washington’un iki önemli ortağı olduğunu ve ilişkilerin düzelmesini temenni ettiklerini söyledi.

NATO zirvesi 20 - 21 Mayıs tarihlerinde Amerika'nın Chicago kentinde yapılacak. (Barıs Ornarlı, Melek Çağlar, VOA News)

Facebook

Youtube