YAŞAM

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

Dünyaca ünlü kalp cerrahı ve TV program yapımcısı Dr. Mehmet Öz'ün kızı Defne Öz, Los Angeles Times'ta yer alan haberde şov dünyası, sağlıklı yaşam ve hobileri ile ilgili soruları cevaplandırdı. ABC televizyonunda yiyecek ve talk-şov temasıyla yayınlanan The Chew programının sunucularından olan Defne Öz, programda ete olan düşkünlüğüne dikkat çekildi. Öz, 18 yaşına kadar vejeteryan olduğunu ancak programdaki ahçıların yaptıkları etli yiyeceklerden sonra et yemeye başladığını söyledi.



Dr. Mehmet Öz tarafından büyütülmenin nasıl olduğu sorusuna da Öz, ''Akşam yemeklerinde soframız oldukça geniş bir yelpazede konuları kapsıyordu. Son araştırmalar neticesinde ortaya çıkan D Vitaminin etkilerinden tutun da, kardiolojide yaygınlaşan cerrahi tekniklere kadar,'' diye konuştu.

Defne Öz, ''Sağlıklı olmak her zaman sizin için önemli miydi?'' sorusuna da, lise yıllarında 30 pound fazlası olduğunu, üniversitede kilolardan kurtulduğunu, kendini rahat hissetmek için yapması gereken herşeyi yaptığını söyledi. Herkesin kendisine göre sağlıklı yaşamla ilgili bir hayat tarzı olduğuna dikkat çeken Öz, ''Benim için sağlıklı olmak bir öncelik ancak bir saplantı değil,'' diye konuştu.

Fitnes hakkındaki düşüncesi sorulan Öz, ''Egzersiz yapmak önemli ancak spor salonunda yapılıyor olması şart değil. Dışarı çıkıp yürüyün, kahve içmek yerine gezintiye çıkın. Merdiven çıkın, alıverişinizi yürüyerek yapın,'' diye konuştu.

Hırslı bir bisiklet kullanıcısı olduğu bilinen Öz, ''Bisiklete binmek benim için çılgın bir dans partisine gitmek kadar eğlenceli. Spa'da bir saatte 500 kalori harcamak gibi bir şey,'' diye konuştu.

(Jeannine Stein, Los Angeles Times)
 

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

Turk Avenue - Türkiye'de Tabib Albay olarak emekli olduktan sonra 1969 yılında New York'a yerleşen ve  Türklerin kalbinde taht kuran Dr. Zeki Uygur, 8 Mart'ta geçirdiği kalp krizinin ardından bugün sevenleri tarafından son yolculuğuna uğurlandı. Manhattan'da iş çıkışı hemen hemen her gün uğradığı 2. Avenue'deki Ali Baba Restaurant'ın önünde düzenlenen törene oğlu Feridun, eşi Ayla başta olmak üzere New York Başkonsolosu Levent Bilgen ve Türk Amerikan toplumunun önde gelen isimleri katıldı. 1960'lı yıllarda New York'a yerleşen Türkler arasında hafızalarda en çok iz bırakan isimlerden biri olan Uygur, son kuşak Amerikalı Türklerle ilk gelenler arasındaki bağın kopmamasına çaba harcayan önemli miheng taşlarındandı. 


 

Cenazenin bir gece önce son anda duyurulması nedeniyle pek çok kişi haberi olmadığı için törene katılamadı.  Törende konuşan Başkonsolos Bilgen, göreve başlamadan önce de New York'ta yaşadığını ve Dr. Zeki Uygur'un Türk toplumundaki etkisine yakından tanıklık ettiğini söyledi. Yaptığı iyilikleri unutulmayacağını söyleyen Bilgen, Türk toplumuna ve ailesine baş sağlığı diledi.

Törende bir konuşma yapan Dr. Pınar Atakent, Uygur'un sadece iyi bir beyin cerrahı değil aynı zamanda iyi bir psikolog ve sosyolog olduğunu söyledi. Kendi mesleki gelişimine de büyük katkı yaptığını söyleyen Atakent, Uygur'un görevli olduğu gemide diş ağrısından muzdarip Tito'yu nasıl tedavi ettiği anısını paylaştı. Dr Uygur'un annesinden öğrendiği yöntemle, pamuğa rakı döküp ağrıyan dişe koyarak Tito'nun ağrısına son verdiğini söyledi.

Törende Uygur'un 40 yıllık arkadaşı Emirhan Buzlucalı da Uygur'un çok sevdiği bir şiiri okudu. Törende ayrıca Uygur'un 40 yılı aşkın zamandır sürekli bir araya geldiği Young Turks grubunun 2007 yılında doğumgününde kendisi için yazılan şiir Cenk Çoktosun tarafından okundu.

Cenaze namazının ardından oğlu Feridun taziyeleri kabul etti. Törenin gerçekleşmesi için Türk toplumu yoğun çaba harcarken, aile Başkonsolos Bilgen'in devreye girmesiyle 2. Avenue'deki törene zor ikna edildi.

Törende Türk Amerikan Dernekleri Federasyon Başkan danışmanlarından Erhan Yıldırım, Uygur'un tiyatrocu yeğeni Behzat Uygur'un gönderdiği mesajı okudu. Behzat Uygur, babası Nejat Uygur'un hastalığı nedeniyle ağabeyinin ölümünü kendisine söylemediklerini, uzakta oldukları için törene gelemediklerini ancak en kısa sürede yapılacak anma töreninde yer alacaklarını söyledi.

Cenaze sonrası yapılan helva dağıtıldı. Uygur'un Türk bayrağına sarılı tabutu Connecticutt'un New Canaan şehrindeki mezarlığa defnedilmek üzere konvoy eşliğinde yola çıktı. New York Din Ataşesi Süleyman Duman, arkadaşları Mehmet Güven, Dursun Koçak, Ali Rıza Doğan, Fatih Özonur, gibi az sayıda kişinin katıldığı defin töreninde, Ataşe Duman Kuran okudu. Eşinin zorlukla ayakta durduğu törende, defin sırasında çok sevdiği Fenerbahçe takımının kaşkolu tabutunun üzerine karanfillerle birlikte konuldu.

TÖRENE KATILANLAR

Cenaze törenine katılanlar arasında New York Başkonsolos Yardımcısı İsmet Erikan, Din Ataşesi Süleyman Duman, TADF Başkanı Ali Çınar, Fenerbahçe USA Başkanı Turgay Kadıoğlu, Amerika Müslümanlar Birliği Başkanı ve Fatih Camii Başimamı Fatih Demirci, Federasyon eski başkanlarından Dr. Ata Erim, Federasyon eski genel sekreteri Yusuf Sami Özçayır, Dr. Özgen Doğan, Dr. Tamer Seçkin, işadamları Erden Arkan, Rıza Ataş, Orhan Yeğen, Tahir Erimli, Federasyon İcra Kurulu üyeleri Derya Taşkın, Serhan Baykan, Cemil Özyurt, Mustafa Turan, Ömer Ekinci, Faruk Acar, Young Turks grubundan yakın arkadaşları Mehmet Güven, Zeki Buzlucarlı ve sevenlerinden oluşan 200'e yakın kişi katıldı.


Bu arada bir dönem Türk Amerikan Dernekleri Başkanlığı da yapan AB Bakanı Egemen Bağış, yayınladığı mesajla Türk toplumuna ve ailesine baş sağlığında bulundu. Bağış, TADF aracılığıyla yayınladığı mesajda şunları söyledi:

''Amerika’daki Türklerin ağabeyi, “Zeki Baba”sı ve benim çok değerli büyüğüm saygideger Dr. Zeki Uygur’un vefatını buyuk üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız.
 
Kendisini tanıyan herkesin olumlu anlamda sevgisini, saygisini ve takdirini toplamış, yüreği her zaman vatan ve millet sevgisiyle dolu olan, dürüstlüğü, çalışkanlığı ve yardımseverliğiyle tanınan Merhum Dr. Zeki Uygur’a şahsım ve eşim Beyhan Bağış adına yüce Allah'tan rahmet dilerim. Mekanı cennet olsun. Başta ailesi olmak üzere, kendisini ve bizlere katkilarini hic bir zaman unutamayacagini bildigim Amerika’daki bütün Türk toplumunun başı sağolsun.''
 

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

New York'taki Türk Amerikan toplumunun ''iyilik meleği'' olarak tanımladığı Dr. Zeki Uygur'un cenaze merasimi 10 Mart Cumartesi günü 2. Avenue ile 47. Cadde'nin köşesinde gerçekleştirilecek törenle son yolculuğuna uğurlanacak. Aile içinde bir törenle merasimin yapılması düşünülürken, Türk toplumundan gelen yoğun baskı sonucunda aile merasime izin verdi


8 Mart sabahı Long Island'taki evinde kalp krizinden vefat ettikten sonra cenaze merasiminin nerede olacağı büyük bir merak konusu olmuş, merasime katılmak isteyenler aileyi de ikna etmek için uzun zaman harcamıştı.

Connecticut'ta toprağa verilecek Dr. Uygur'un iki çocuğu bulunuyor. Eşi Ayla ile Long Island'ta yaşayan Dr. Uygur'un cenaze merasimi 10 Mart Cumartesi günü sabah 11.30'da gerçekleştirilecek. Türk Amerikan toplumunun geniş bir katılımla Dr Uygur\\'u son yolculuğuna uğurlaması bekleniyor

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

CHP Milletvekili Şafak Pavey, ABD Başkanı Barack Obama’nın karısı Michelle Obama ile ABD Dışişleri Bakanı, eski First Lady Hillary Clinton’ın da katıldığı bir törende ABD’den Uluslararası Cesur Kadın Ödülü aldı.



Pavey, Washington’da ABD Dışişleri Bakanlığı’nda Dünya Kadınlar Günü’nde dokuz kadına daha sunulan ödüle, fiziksel engelliler için küresel boyutta yürüttüğü mücadele nedeniyle layık görüldü. Obama, Pavey’i takdim ederken, “O, hayatını basit bir mottoya göre yaşıyor: Yaşadığın her deneyim, başkalarına bir örnektir” dedi. Clinton, Pavey’i politikaya atılma cesaretinden dolayı kutladı. Ödülün ardından Hürriyet’e konuşan Pavey ise “Bu ödülü Türkiye’nin bütün cesur kadınları adına alıyorum” dedi. Tolga Tanış, Hürriyet

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

Turk Avenue - New York’ta her Türk’ün adından hürmet, saygı ve minnetle bahsettiği Doktor Zeki Uygur 8 Mart sabahı evinde geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti. ABD’de yaşayan Türklerin ulusal hazinesi olarak bilinen ve kişiliği, yardımseverliği ile gönüllere taht kuran Dr. Uygur, 40 yılı aşkın süredir bir araya geldiği Young Turks grubunun toplantısına katılmıştı. Vefat edene kadar çalışmayı sürdüren Uygur, Manhattan’daki ofisinde hasta kabul ediyordu.


 

1950 yılında Ankara Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra 1952 yılında Gaziantep muhribinde üsteğmen rütbesiyle filotilla tabipliği yaparken, üç adet mayındöker gemisini teslim almak üzere 200 kişilik bir ekiple birlikte ABDye gönderildi. ABD’de yaklaşık 3.5 ay zaman geçiren Dr. Uygur, ABD’de görevi tamamladıktan sonra Gülhane Askeri Tıp Akademisi’ndeki işine döndü.


Türkiye’nin ilk asker darbesi olan 27 Mayıs 1960 ihtilaline tanıklık etti. Hatta darbeyi gerçekleştiren 38 subaydan 30’unu Gülhane’de doktor olarak çalıştığı dönemden tanıyordu. Darbeden sonra 1961 yılında beyin cerrahi eğitimine devam etmek üzere Iowa Üniversitesi’ne gönderildi. Beyin cerrahi ihtisasını 1965’te bitirdi.

Hayali Türkiye’ye geri dönüp Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde beyin cerrahi bölümünü açmaktı. Kendisine ısrarla ABD’de kalmasını isteyen hocasının tavsiyesini dinlemedi. “Ben 2 yıl Atina Üniversitesi’nde ziyaretçi profesör olarak ders verdim. Sizin birbirinizden farkınız yok, yapamazsınız,” sözüne kızdı. 1965 yılında Türkiye’ye geri döndü. Gülhane’de beyin cerrahi bölümü bir başka arkadaşı tarafından hizmete açıldığı için İstanbul Kasımpaşa Hastanesi beyin cerrahisi bölümünde göreve başladı.

Dört yıl süreyle Kasımpaşa’da çalışan Uygur, 1969 yılında tabip albay rütbesiyle deniz kuvvetlerinden emekli oldu. Sonra da New York’a göç etti. Göç ettiği ilk günden itibaren de doktora ihtiyacı olan herkesin özellikle de Türklerin yardımına koşmayı kendisine görev bildi.

ABD’de yayın yapan TurkofAmerica dergisine kapak olan Dr. Zeki Uygur, reklam olur gerekçesiyle röportaj vermekten kaçınırken, Uygur’u arkadaşları anlatmıştı.

PARA ALMIYORDU
Baktığı Türk hastalardan para almaması ile bilinen Dr. Uygur uzun yıllar Brooklyn’de hasta baktı. Vefat edene kadar Manhattan Midtown’daki Avukat Cahit Akbulut’un ofisinin yanında hafta 2-3 gün hasta bakıyordu. Dr. Uygur’u 20 yıldır tanıyan ve yaklaşık bir yıldır aynı ofisi paylaşan Avukat Cahit Akbulut, doktorun hala Türk hastalardan  para talep etmemesinden yakınıyordu. “Parası olmayandan para almıyor ancak parası olan da vermeyince,‘bari bizim sekreter para işini halletsin’ diyorum,” diye konuşuyor.

Zeki Uygur deyince nasıl bir insan profili aklınıza geliyor sorusuna, Akbulut, “Mükemmel bir insan. Maddiyata değil insanların can sağlığına önem veren örnek bir insan,” diyor.

YOUNG TURKS GRUBU
Dr. Uygur 40 yıldan beri New York’ta aksatmadan toplandığı bir arkadaş grubu vardı. Kendilerine “Young Turks” adını veriyorlar. Grubun kurucuları Dr. Zeki Uygur’la birlikte gazeteci Doğan Uluç ve Sinan Korle. Grup üyeleri bu kadar zamandır aksamaksızın toplanmalarının üç sihri olduğuna inanıyor. Biri politika konuşulmaması, ikincisi din konusuna girilmemesi, üçüncüsü ise eşlerin davet edilmemesi. Her toplantıya yaklaşık 30’a yakın kişi katılıyor.

Young Turks toplantılarında vatan ve millet sevgisine vurgu yapan şiirler de okuyan Dr. Uygur, toplantılardan birinde Türk toplumuna yaptığı katkılar nedeniyle dostları tarafından bir teşekkür plaketi ile de ödüllendirilmişti. Ayrıca geçtiğimiz yıl Fenerbahçe USA derneğinin balosunda da bir plaketle ödüllendirilen Uygur, duygulu bir konuşma yapmış ve göz yaşlarına engel olamamıştı. Uygur, son olarak Amerika’daki başarılı Türkleri ödüllendirmek üzere düzenlenen Golden Turk Awards yarışmasında Türk toplumuna katkılarından ötürü juri özel ödülü almaya hak kazanmıştı.

AMELİYAT YAPMIYORDU
2005 yılında ameliyatlara girmeyi bırakan Dr. Uygur’un en büyük duası ise doktor ile hasta arasında para ilişkisinin bir gün kaldırılmasıydı. “Biz doktorlar paramızı kendimiz düşünmeyelim de başkaları düşünsün,” diyen
Dr. Uygur’u 35 yıldan beri tanıyan dostu Mehmet Güven, “Eğer Zeki Uygur paraya önem veren biri olsaydı, bugün ABD’de milyoner olurdu ama para hiç bir zaman onun için ilk sırada olmadı,” diye konuşuyor. Güven, 1974’te ABD’ye geldiğinde avucuna tutuşturulan kağıtta iki isim yazdığını, birinin Dr. Uygur olduğunu söylüyor. Türkiye’nin New York’taki Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliği’nden emekli olan Mehmet Güven, 40 yıla yakındır tanıdığı Dr. Uygur hakkında kötü söz söyleyen tek bir kişiye rastlamadığını söylüyor.

“SONUCA BAK, ADAM İYİ Mİ?”
Mehmet Güven’in Dr. Zeki Uygur ile ilgili tanık olduğu unutamadığı bir anısı var: 1980’li yıllarda konsoloslukta polis olarak görev yapan Yavuz isimli bir polisin çocuğunun kalıcı bir rahatsızlığı vardır ve tedaviye ihtiyaç duyar. Çocuk Dr. Zeki Uygur’a getirilir. Tedaviyi gerçekleştiren Dr. Uygur, başka tedavi ve tetkikler için çocuğu başka doktorlara sevk eder. Diğer doktorların gönderdiği faturaların da kendisine iletilmesini ister. Kendi yaptığı tedavinin parasını almadığı gibi, doktorlardan gelen faturaları da kendi cebinden öder. Çocuk son olarak tedavisinin yapılacağı hastaneye sevk edilirken de, Dr. Uygur babasına zarf içinde para vererek, “Tedavisinde bizim de bir katkımız olsun,” der. Tanık olduğu bu anıyı anlatırken hala göz yaşlarını tutamayan Mehmet Güven, Dr. Uygur’un iyi niyetinin suistimale uğrasa da kimse hakkında kötü bir söz söylemediğinin altını çiziyor. Güven, “Para almıyorsan ama onlar senin iyi niyetini suistimal ediyor,” denildiğinde, Uygur’un verdiği cevabın hep aynı olduğunu söylüyor. “Sen sonuca bak, adam iyileşti mi?”

RESİM SERGİSİ AÇTI
Dr. Uygur’un bilinen en belirgin özelliklerinden biri de sıkı bir Fenerbahçe taraftarı olmasıydı. Maçları genelde New York\\\\\\\\\\\\\\\'taki Ali Baba Restaurant’ta izleyen Uygur’un bir başka tutkusu ise resimdi. New York’un Long Island bölgesinde yaşayan Dr. Uygur, evi ile işi arasında trenle yolculuk yaparken çizdiği resimleri değişik zamanlarda New York’ta sergiledi. Son sergisini Nisan 2007’de açtı. Serginin açılışında yaptığı konuşmasında, “100 ameliyat da yapsam bir sonraki yapacağım ameliyatı hep ilk kez ameliyat yapıyormuş endişesi içinde yapardım. Ameliyatı yapmakla bitmiyor iş. Beyin cerrahisinde en büyük önemli kısım ameliyat sonrası 24 – 48 saatlik kısımdır. Yaptığım resimler ameliyattan sonra beynimi rahatlatması için çizdiklerimden oluşuyor,” diye konuşmuştu.

1974 yılında resim yapmaya başlayan Dr. Uygur, hepsini trende yaptığı resimlerden binin üzerinde eser ortaya çıkardı. Ameliyattan sonra hastanın nasıl olduğu sorusu hep aklını kurcalardı. Gece doktorlardan hastanın iyi olduğuna dair bilgi alsa da, her sabah hastaneye girdiğinde uğur olması açısından, sağ ayakla mı, sol ayakla mı hastaneye adım atsam diye düşündüğünü söylüyordu.

 “Benim zamanımdaki gençlikle şu anki gençlik arasında çok büyük bir fark var. 1960’lar 1970’lerde geldiğimizde ufak hastanelerde çalışan hekimler olarak ayakta kalmaya çalıştık. Son yıllarda çok güzel mevkilere gelmiş, her büyük hastanelerin yönetim kadrosuna yükselmiş bir Türk doktor görmek mümkün. Bu beni gururlandırıyor. Zeki Uygur’u unutun,” diyecek kadar da alçak gönüllü.

Dr. Uygur, annesinin ABD’ye gelirken “sakın ismini değiştirme,” vasiyetini tutmakla gurur duyuyordu. Binlerce hastayı ücretsiz tedavi eden, imdadına koşan Uygur, araba kullanmıyor ve Long Island’ta kirada oturuyor. 1953 yılından bu yana Ayla Hanım ile evli olan Dr. Uygur, iki oğlu var. Vefatına kadar çalışan Dr. Uygur’un en büyük zevklerinden biri de haftasonları balık tutmaktı. En sevdiği balık ise çinekoptu.

KURTARDIĞI POLİS FİLM OLDU
Zeki Uygur’u tanıyan pek çok kişinin bildiği bir başka özelliği de, New York polis departmanında en büyük yolsuzluk skandalını ortaya çıkaran ve bir çatışma sırasında vurulduktan sonra kendi meslektaşları tarafından ölüme terkedilen polis memuru Frank Serpico’ya getirildiği hastanede ilk tıbbı müdahaleyi yapması. 3 Şubat 1971 günü çalıştığı New York-Greenpoint Hastanesi Acil Servisi’ne getirilen Frank Serpico, Dr. Uygur’un çabaları ile kurtarılmış, Serpico daha sonra yazdığı anı kitabında Zeki Uygur’dan söz ederek ‘‘hayatını hastanedeki Türk doktora borçlu olduğunu’’ yazmıştı. Serpico’nun hayatı daha sonra ünlü yönetmen Sidney Lumet tarafından beyazperdeye aktarıldı ve Serpico’yu ünlü aktör Al Pacino canlandırdı. Dr. Uygur, polis memuru Serpico ile ilgili uzun yıllar hiçbir basın kuruluşuna konuşmadı.

Tüm Amerika’nın yakından tanıdığı bir polise de, Amerika’ya gemiden atlayarak gelen bir kaçağa da aynı ilgi ve yakınlığı gösteren Dr. Uygur’un duyarlılığını, dostu Mehmet Güven şu cümlelerle özetliyor: “Diyelim ki Long Island’ın en ucundaki bir benzin istasyonunda çalışan bir Türk çocuk kaza geçirdi. Dr. Uygur, bunu da tesadüf eseri bile öğrense, üşenmez, ertelemez. Arabası yoktur. Gerekirse trene, gerekirse taksiye biner. Çocuğun yattığı hastaneye ulaşır. Hastanın tedavisinde yardımcı olabileceği bir şey varsa yardım eder. Yoksa cebine harçlığını koyar. Gideceği yeri kimseye de haber vermez, ‘beni yoldan geçerken bırakın’ diye talepte de bulunmaz. Eşi, benzeri olmayan bir insandır.”

AİLE CENAZE TÖRENİ İSTEMİYOR

Sevenleri Uygur’a olan sevgilerini düzenlenecek cenaze töreni ile gösterip son görevlerini yerine getirmek isterken, ailesi cenaze töreni istemiyor. Dr. Zeki Uygur’un sağlığında en yakınında bulunan isimlerin ısrarlarına rağmen aile cenaze  töreni yapmamakta ısrar ederken, Uygur’un her gün uğrayıp yemek yediği Ali Baba Restaurant’ın sahibi Ali Rıza Doğan, Uygur’un sadece ailesinin değil Türk toplumunun da kalbinde büyük bir yer taşıdığını, Türk toplumunun bir cenaze töreni ile ağabeylerini uğurlaması için çaba harcadıklarını söyledi. Uygur’un 40 yıla yakındır düzenlediği Young Turks toplantılarının mudavimlerinden olan Mehmet Güven de, Uygur’un ölümüne duydukları üzüntülerinin yanı sıra tören yapılamayacak olmasının kendilerini daha da üzdüğünü söyledi. Uygur’un her gün oturduğu restorandaki masasına karanfil, kahve, gazete ve resmi konuldu. 


BÜYÜKELÇİ NAMIK TAN:

T.C. Washington Büyükelçisi Namık Tan’ın Dr. Zeki Uygur’un vefatına ilişkin bir başsağlığı mesajı yayınladı. Tan, ’’Türk-Amerikan toplumunun önde gelen isimlerinden Dr. Zeki Uygur’un vefatını üzüntüyle öğrenmiş bulunuyorum.
Kırk yılı aşkın bir süre önce ABD’ye gelen Zeki Bey, sadece mesleki başarısı ile değil, yardımseverliği ve alçakgönüllülüğü ile de toplumumuzun medarı-ı iftiharlarından biri olmuş; şahsında, bu ülkedeki varlığı nitelik ve nicelik olarak her geçen gün yükselen milletimizin bütün iyi hasletlerini toplamış bir vatandaşımızdı. Merhuma Allah’tan rahmet, geride bıraktıklarına sabır ve başsağlığı diliyorum,’’ dedi.

 

TADF BAŞKANI ALİ ÇINAR’DAN BAŞSAĞLIĞI MESAJI
Öte yandan Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu başkanı Ali Çınar yayınladığı mesajla, Dr. Uygur’a başsağlığı mesajını iletti. Çınar mesajda şöyle dedi: ’Değerli büyüğümüz  ve Baba ünvanıyla hep andığımız başarılı Türk beyin cerrahı ağabeyimiz Dr. Zeki Uygur’un vefatını büyük bir üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. Gerek Federasyonumuza gerek Türk Amerikan toplumuna yaptığı eşsiz katkıları unutmamız mümkün değildir.  Türk toplumunun her zaman yanında olmuş, binlerce Türk’e hiçbir maddi karşılık beklemeden yardım etmiş Zeki Ağabeyimizin eksikliği her zaman hissedilecektir. Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu olarak, Amerika’daki Türklerin Ulusal Hazinesi olarak da andığımız Dr. Zeki Uygur ağabeyimize Allahtan rahmet dilerken, yakınlarına, sevdiklerine ve Türk-Amerikan toplumumuza bassağlığı diliyorum. Başımız sağolsun.’’

FENERBAHÇE USADEN MESAJ

Long Island’taki evinde 8 Mart 2012 tarihinde sabaha karşı geçirdiği kalp krizi nedeniyle vefat eden Dr. Zeki Uygur için onur üyesi olduğu Fenerbahçe USA Derneği bir baş sağlığı mesajı yayınladı.
 
Fenerbahçe maçlarını kaçırmaması ve maç esnasındaki heyecanı ile tanınan ve Türk Amerikan toplumunun kalbinde büyük yer eden Dr. Zeki Uygur’a, geçtiğimiz yıl düzenlenen Fenerbahçe USA Balosu’nda bir şükran plaketi sunulmuş, Uygur plaketi alırken göz yaşlarına hakim olamamıştı.
 
Fenerbahçe USA tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi:
 
‘’Türk Amerikan toplumunun değerli üyesi, sevgili Zeki ağabeyimizi kaybetmiş olmanın üzüntüsü içerisindeyiz. Fenrebahçe sevgisini her fırsatta dile getiren, binlerce kilometre uzakta da olsa 40 yılı aşkın süredir hiç bir maçını kaçırmayan ve bizlere Fenerbahçe sevgisini aşılayan değerli büyüğümüze Allah’tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı diliyoruz. Dr. Zeki Uygur, bir beyin cerrahı olarak bilinse de, o aslında tüm Türk toplumunun kalbini fethetmiş, gönlünde that kurmuş bir isimdi. Büyük Fenerbahçeli Zeki ağabeyimize Allah’tan rahmet diliyor, yakınlarına ve Türk Amerikan toplumuna sabırlar diliyoruz.’’
 
DR. ZEKİ UYGUR’UN BİR ŞİİRİ
Her sabah başlarım söze,
Her sabah şükrederek.
Suyundan içtim,
Ekmeğinden yedim.
Sayende iş tutar hala yaşlı ellerim.
Ayaklarım aldırmaz yokuşa düze
Havanı aldım üfledim
Sevgindir içime dolan
Sen bestesin, güftesin hep Türkiye
Sen daima sevgili aziz vatanım Türkiye
Ellerinden öperim...
Dr. Zeki Uygur

(Foto: Mehmet Demirci, Zaman USA)

 

Facebook

Youtube