
Yurt dışında yaşayan Türklerin tek bir çatı altında örgütlenememe sorunu olduğunu ifade eden Şen, ''Almanya'da 11 ayrı İslami Türk federasyonu bulunuyor. Ancak Yahudilerin hepsi aynı çatı altında örgütlü. Türklerin bir araya gelememek gibi bir sorunu var ve bu etkin olmanın önüne geçiyor,'' diye konuştu.
17 milyon müslümanın yaşadığı Avrupa'da İslam fobisinin giderek güçlendiğini ve bunun zamanla Türk fobisine dönüştüğünü söyleyen Prof. Şen, ırkçı partilerin giderek güç kazandığını, muhafazakar partilerinde siyasi endişelerle yabancı düşmanlığını körükleyici söylemler geliştirdiğine dikkat çekti. Sovyetlerin yıkılmasından sonra basındaki düşman algısının komünizmden İslam'a döndüğü tespitinde bulunan Şen, 2002-2007 yılları arasında büyüme hızı yüzde 4-5'ler seviyesinde kalan Almanya'ya karşın Türkiye'nin yüzde 40 büyüdüğünü yakın bir gelecekte sadece yurt dışında yaşayan Türklerin değil, diğer milletlerden de göçmenleri ağırlayacağını savundu.
Toplantıda konuşan Türk Amerikan Dernekleri eski Başkanı Dr. Ata Erim, Amerika'da yaşayan Türklerin en büyük sıkıntılarından birinin dernek hayatındaki maddi sıkıntılar olduğunu söyledi. Türk derneklerinin yapılanması ve tarihçesi ile ilgili bilgi veren Erim, Türk derneklerinin birinci önceliğinin Türk toplumunu birarada tutmak olduğunu vurguladı. TADF olarak Türk Günü Yürüyüşü'nü başlatan ekibin başında olduğunu hatırlatan Erim, yürüyüşün her geçen yıl büyüdüğünü, bir bayram havasında gerçekleştiğini dile getirdi.
Toplantının diğer konuşmacısı olan Türk Amerikan Dernekleri Asemblesi Başkanı Günay Övünç, Amerika'daki Türk toplumunu Rum ve Ermenilerle kıyaslama yaptığı konuşmada, ''Rum ve Ermeniler çok eski yıllardan beri Amerika'dalar. Kilise bu iki toplumda da çok önemli. Siyaset yapılıyor. Bizim İslami kültürümüzde böyle bir anlayışımız yok. Aynı mesajı her hafta duymak, iç lobiciliktir. Kendimizi kötü bir olayla tanımlamıyoruz. Ermeniler 1915 ile kendilerini özdeşleştirmiş durumdalar. Bizim böyle bir kültürümüz yok,'' diye konuştu.
Övünç, Ermenilerin yılda Amerikan lobisi için 40 milyon dolar harcadığını, Türklerin ise yılda sadece 4 milyon dolar harcadığının altını çizdi. Türk devletinin lobi şirketine 2.5 milyon dolar, 1 milyon dolar da dernekler vasıtasıyla harcandığını kaydetti.
2009 yılında Amerika'da yaşayan Türklerin 1.7 milyon dolar seçimlere yardımda bulunduğunu ifade eden Övünç, 'Sadece haklı olmak yetmez aynı zamanda ikna da etmek gerekiyor. Biz Türkler olarak artık sadece haklı olduğumuzu söylemiyoruz, aynı zamanda ikna için parayı da kullanıyoruz,'' diye konuştu.
Toplantıda konuşan TÜSİAD ABD Temsilcisi Abdullah Akyüz, herşeyi devletten bekleyen bir yapıda yetişen Türklerin, seslerini duyurma kültürüne sahip olmadıklarını savundu. İçinde bulunan ülkenin STK'ya yaklaşımı da önemli olduğunu ifade eden Akyüz, ABD'de kendi kültürü içinde STK'ların çok büyük önem taşıdığına dikkat çekti. Entegrasyon arttıkça STK eğiliminin arttığı veya azaldığının tartışmalı bir durumun olduğunu belirten Akyüz, STK'ların sadece o ülkedeki insanların sorunlarının dışında, ülke ile anavatan arasında önemli bir rol üstlenmesi gerektiğini ifade etti.
Fransa'da 1984 yılında kurulan Paris Anadolu Kültür Merkezi Başkanı olan Dr. Demir Fıtrat Önger konuşmasında, Fransa'daki Türklerin sorunları ile ilgili açıklamalar yaptı. Fransa'daki derneklerin yüzde 90'ının dinsel dernekler olduğunu ve bunun Fransa'daki Türklerin içe kapanmasına neden olduğunu savundu. Başkan Sarkozy tarafından çıkarılan yasayla göçmenlerin beş yıl boyunca entegrasyona zorunlu kılındığını hatırlattı. 45 yıldır Paris'tan kardiolog olarak çalışan Dr. Önger, fikir ve sanat dünyasında Türk-Fransız ilişkilerinin bir geleneği olduğunu ifade etti. Önger, 'Kabuğuna çekilme ve tecritten kurtularak tüm alanlarda, tüm kurumlarla dialog politikası geliştirilmeli' diye konuştu.