Süheyla Zubaroğlu New York’ta yaşayan bir Türk psikolog. Lisans ve yüksek lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi’nde tamamlayan Zubaroğlu, New School'da Klinik Psikoloji alanında doktora eğitimine devam etmek üzere 2000 yılında Amerika’ya geldi.
Boğaziçi Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık Merkezi’nde görev yaparken aynı anda yarı zamanlı olarak özel kliniklerde ergen ve yetişkin hastalarla da çalıştı. Bugün New York’ta bulunan Jacobi Medical Center’ın lisanslı psikologlarından biri olan Zubaroğlu, aynı zamanda New York Üniversitesi’nde psikoterapi ve psikoanaliz alanında postdoc (doktora sonrası) çalışmalarına devam ediyor. Zubaroğlu ile 10 yıllık Amerika tecrübesini, burada çalışmanın kendisine kattıklarını, Amerika’da yaşayan Türklerin psikolojik problemlerini, kısaca New York’ta psikolog olmayı konuştuk.
ABD’de çalışmaya başladıktan sonra profesyonel hayatınızda Türkiye'den farklı olarak nelerle karşılaştınız? Alanınızda Türkiye ve Amerika arasındaki farklar neler?
Türkiye'de daha cok üniversite öğrencileri, ergenler ve aileleri ile calışma imkanım oldu. Bu kişilerin çoğunluğunun ciddi bir psikiyatrik sorunu yoktu. ABD'ye geldiğim zaman doktora eğitimi gereği çeşitli hastanelerin psikiyatri bölümlerinde çalıştım. ABD'de psikiyatri hastanelerinde ya da kliniklerinde Türkiye'ye oranla çok daha fazla psikolog çalışıyor. Hastaların tedavilerinin önemli bir kısmını psikologlar yürütüyor, yani psikiyatristler psikologlarla birlikte çalışıyorlar. Türkiye'deki hastanelerde ise psikologlar daha çok psikolojik degerlendirme yapıyorlar. Psikiyatrik hastaların esas tedavilerini hastanelerde psikiyatristler ilaç yardımıyla yapıyorlar ve psikoterapi dediğimiz tedavi yöntemi cok fazla kullanılmıyor. En azından 10 sene önce böyleydi.
Türkiye'den farklı olarak Amerika'da yoğun bir şekilde şizofreni, ağır depresyon ya da benzeri ciddi psikiyatrik tanı konmuş hastalarla çalışma imkanım oluyor. Ciddi psikiyatrik hastalıkların yanısıra, alkol ve madde bağımlılığı tanısı konmuş hastalarım da var. Türkiye'de bildiğim kadarıyla hem ciddi psikiyatrik sorunlardan hem de alkol ya da madde bağımlılığı gibi sorunlardan muzdarip hastaların gidebileceği pek fazla hastane ya da klinik yok.
ABD’de çalışmanın artıları ve eksileri neler oldu sizin için?
ABD'de çalışma imkanı bulduğum hastalarımın piskiyatrik şikayateleri çok çeşitli. Bu yüzden burada ağır psikiyatrik vakalarlarla nasıl çalışılması gerektiğini öğrendim. New York'ta çalışmanın getirdiği en büyük avatajlardan bir tanesi de değişik kültürlerden gelen insanlarla çalışma imkanı bulabilmeniz.
Hastalarınızda genel olarak karşılaştığınız psikolojik sıkıntılar neler?
İstanbul'da olduğu gibi New York'ta da depresyon, endişe/korku, ailevi/sosyal problemler, ilişki problemleri, kendine güven eksikliği, iş ve profesyonel yaşam ile ilgili sıkıntılar ve cinsel sıkıntılar genel olarak karşılaştığım sorunlar. Alkol/madde bağımlılığı da karşılaştığım sorunlardan bir diğeri.
Yabancı hastalarla İngilizce terapi yaparken herhangi bir zorluk yaşıyor musunuz?
Genel olarak bu güne kadar önemli bir problemle karşılaşmadım.Yabancı hastalarla çalışırken aksanımı anlayıp anlamadıklarına dikkat ediyorum. Eğer çocuk ya da ergenlerle çalışıyorsam, aksanımın onlarınkinden farklı olduğunu ve bu sebeble beni anlamakta güçlük çekebileceklerini terapinin başında hatırlatıyor, anlamadığınız bir şey olursa lütfen sorun diyorum.
Türk hastalarınız var mı?
Evet.
Peki onların özellikle Amerika’da olmaktan kaynaklanan sıkıntıları, psikolojik rahatsızlıkları oluyor mu?
Amerikan kültürüne uyum sağlama zorlukları ve buranın bireyci kültüründen bunalma çok sık karşılaştığım bir sıkıntı. "Türkiye'yi ve Türkiye’deki sıcak aile ve arkadaş ilişkilerini çok özledim” en çok duyduğum şikayetlerden biri mesela.
Bir diğer genel sıkıntı da Türk ebeveynlerin ve çocuklarının arasındaki “acculuration” farkı dediğimiz kütürleşme farkı; ebeveynlerine oranla çocuklar Amerikan kültürünün daha çok etkisinde kalıyorla ve Amerikan kültürüne daha kolay uyum sağlıyorlar. Çocukların yaşları büyüdükçe bu “acculturation” farkı aile içinde sorun yaratmaya başlıyor.
Örneğin buna bağlı olarak yaşanan bir problem de aile içi hiyerarşinin sarsılması. Genellikle çocuklar Amerikan kültürünü anne babalarından daha fazla tanıdıkları için onların tercümanı oluyorlar (Buna literatürde culture broker deniyor ve birçok diğer göçmen grubunun çocukları da aynı işlevi görüyorlar anne ve babaları için). Bu da bazen ailedeki hiyerarşiyi sarsabiliyor ve anne ya da baba “Artık çocuğuma lafımı geçiremiyorum” diye dert yanıyor. Çocuk da “Benim annem ve babam cok iyi (ya da hiç) İngilizce konuşamıyor” diye şikayet ediyor.
Türklerin bazıları da ayrımcılıktan dolayı (özellikle 11 Eylül'den sonra) psikolojik sorunlar yaşıyorlar. Özellikle Müslümanlarla ilgili önyargılardan şikayet eden çok. Çalışma izni ya da Green Card'la ilgili sıkıntı yaşayan da çok. İyi eğitimli ve profesyonel Türk hastaların boğuştuğu bir sıkıntı da "ABD'de mi kalmalı, Türkiye'ye geri mi dönmeli?” sorusu.
Amerika'da sizinkine benzer bir alanda kariyer yapmak isteyen kişilere önerileriniz neler olurdu?
Doktoraya başvurmadan önce Türkiye'de alanlarında iş tecrübesi kazanmaları bence çok önemli. ABD'de Klinik Psikoloji doktora eğitimi cok meşakatli ve uzun. Bu yüzden hakikaten bu alanda calışmak istediğinden emin olmalı kişi.
Lokal
Türklerin Psikolojisini En Çok Aile Özlemi Bozuyor
- LOKAL
- Hits: 3751