Yeşilmişik

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive
 

 

Esra Öziskender - Üniversite’de iken daha çok okey, tavla oynamak için öğrencilerin gittiği bir kahvehane vardı. Orada bir arkadaşımız, okeyde kendisine joker gelsin diye bir şarkı tutturmuştu. Joker’e Yeşil ismini takmıştı ve:
 
-Yeşiiillll, yeşil!!! Yeşiiillll, yeşil!! diye kendi kendine mırıldanırdı!!!! (Yeşili yani jokeri çağırma şarkısı imiş!!)

 

 

Şimdi ben de ne zaman yeşil kartla ilgili bir haber duysam hemen aklıma bu şarkı geliyor ve kendi kendime “Yeşiiillyeşil” diye mırıldanasım geliyorHani böyle gizli bir şarkı ile çağırırsak tüm ihtiyacı olanlara bir anda geliverecekmiş gibi ve de sihirli değneği ile herşeyi bin anda düzeltiverecekmiş gibi.
 
Yeşil kartın profesyonel hayattaki etkisi ile ilgili bir yazı olsun istedim bu yazım. Şimdi diyeceksiniz ki bunun tartışması yapılırtabiki yeşil kartın kariyerimize çok büyük bir etkisi var. Ben de diyorum ki “depends!!!” yani duruma bağlı olarak değişir. Onun için size gerçek hayattan bazı örnekler vereceğim (isimler saklı kalmak şartıyla. Eyalet isimleri de gerçek kahramanlarımızın oturduğu eyaletler değildir, kim oldukları anlaşılmasın diye.)
 
California’da bir Türk çift var. Her ikisi de İTÜ’den mezun mühendisler. Okulda tanışıp evlenmişler, Türkiye’de beş sene hayatında çalıştıktan sonra kendilerine lotary’den yeşil kart (green card) çıkmış ve Amerika’ya göç etmişler. Buraya kadar normal bir hikaye olarak gözüküyor. Ancak işte bütün problemler bundan sonra başlıyor. Türkiye’de her ikisinin de bir işi ve oturdukları güzel bir evi ve geleceğe yönelik hayalleri varken bakın burda neleri var: Küçük bir apartman dairesinde kalıyorlar, ara ara yanlarına ev arkadaşı alıyorlar geçinebilmek için. Tam iki senedir bilfiil arıyorlar ve bulamıyorlar. Buldukları en iyi işler geçici olarak yapabilecekleri alt düzey işler. Artık hayallerini ve umutlarını da kaybetmek üzereler ve bir çıkış yolu arıyorlar.
 
Yeşil kartları olmasına rağmen neden bu kadar zorlanıyorlar bulmakta dersiniz? Herşeyden önemlisi yabancı dil, İngilizceleri çok iyi düzeyde değil, ilerletmeye çalışıyorlar ancak hem geçim derdi hem de arama yoğunluğu içerisinde İngilizce’ye adam akilli fokus olup ilerletmeleri çok uzun zaman alacak. İkincisi mühendis olarak Amerika’da hiç tecrübeleri yok ve Türkiye’de aldıkları eğitim ile burda nasıl çalışabilirler açıkçası ben de bilemiyorum bildiğim tek şey bazı mühendislik alanları için burdan ek ders almalarının gerektiği, çünkü mühendislikmimarlık gibi teknik mesleklerde öğretilenler ve uygulamalar ülkeden ülkeye değişiyor (birkaç başka meslekte olduğu gibi.) Şimdi bir çözüm olarak doktoraya kayıt olmayı düşünüyorlar böylece okulda kalıp kariyer yapma şansları olabilir ancak birçok kişi bu yolu denediği için ve de doktora yaptıktan sonra okulda kalma garantisi olmadığı için o çözüm de pratikte ne kadar işleyecek bilemiyoruz.
 
Ekonomi eğer bu kadar kötü olmasaydı belki şansları daha fazla olabilirdi ama ekonomin bozuk olduğu ve uzun bir süre daha düzelmeyeceği beklenilen böyle bir dönemde yabancı bir ülkeden gelmiş, İngilizcesi çok iyi ve akıcı olmayan, Amerika’da hiç profesyonel tecrübesi ve eğitimi olmayan birinin yeşil kartı dahi olsa kariyer yapması çok zor. Şansının çok yaver gitmesi lazım ki bulunduğu yerde hakikaten onun niteliklerine uygun bir açığı olacak ve de başka kimseyi de bulamıyor olacak bu şirket, belki o zaman ise alınması mümkün olabilir. Kaldıki örneğimizdeki çift beraber aradıklarından her birinin ayrı bir eyalete gidip çalışması da pratikte pek mümkün değil. Aynı lokasyonda aramak zorunda olmaları da ayrı bir engel.
 
Texas’ta bir başka çift; onlar da Türkiye’de üniversiteden mezun olup, avukat olup gelmişler buraya, lotary’den yeşil kart çıkmış. Onlar hiç avukatlık işi aramadılar bile. Çünkü avukatlık yapabilmeleri için kesinlikle ek dersler almaları (hatta belki de yeniden okumaları) gerekiyor. Kanunlar tamamen farklı bildiğiniz gibi. Dolayısıyla direkt olarak bir lokanta açtılar. Şimdi bir bebekleri oldu ve lokantacılıkla geçimlerini sağlamaya çalışıyorlar, çok süper gitmiyor ama en azından kendilerini geçindiriyorlar. Avukatlık diplomalarını da sandığa kaldırdılar. En azından çocuklarına güzel bir gelecek sağlamak için bu ülkeye geldikleri düşüncesi onları biraz olsun rahatlatıyor.
 
Connecticut’ta bir çift, gene aynı şekilde yeşil kartla gelmişler. Erkek Türkiye’den bilgisayar uzmanı emeklisi, eşi de muhasebe müdür yardımcısı emeklisi. Şimdi ne mi yapıyorlar? Erkek bir fabrikada işçi olarak çalışıyor, bayan da temizliğe gidiyor. Sebep: İngilizceleri yok denecek kadar az. Amerikan sistemini, eğitim sistemini, çalışma ortamını hiç bilmiyorlar ve bu şekilde bir profesyonel hayata atılmaları çok zor. Kendilerini geliştirmeleri lazım ama geçim derdi olduğu için ona da zaman ayıramıyorlar ve bu durum tam sekiz yıldır bu şekilde devam ediyor.
 
Virginia’da bir çift, bayan Türkiye’de pazarlama müdürü imiş, eşi de satış müdürü. Şimdi bayan son dört yıldır çocuk bakıcılığı yapıyor, eşi de taksi şoförlüğü, yeşil kartla gelmişler ve şu anda her ikisi de vatandaş.
 
Doktorları saymıyorum bile çünkü doktorların işi çok zor, eğitimlerinin büyük bir bölümünü burda tekrar almak zorunda oldukları için bir çoğu hiç girişmiyor bile, zaten eğer evli ve çocukları varsa böyle bir “yeniden hayata başlama” şeklinde bir plan çok da uymuyor onların aile düzenlerine.
 
Hep evlilerden örnek verdim, bekarlar içinde de yeşil karta rağmen zorluk çekenler var tabiki ama onların işi biraz daha kolay sanki çünkü en azından sadece kendilerini geçindirmek zorundalar, bir de teorik olarak (pratikte bu herkes için mümkün olmasa da) neredeyse oraya taşınmaları daha kolay. O nedenle onlar daha serbest bir şekilde arıyorlar. Ancak Maine’de oturan bir arkadaş, yeni vatandaşlığını aldı, son üç yıldır araba yıkama atölyesinde işçi olarak çalışıyor, Türkiye’den işletme bölümü mezunu.
 
Bu örnekleri neden verdim? Hep sanılır ki Amerika’da oturma ve çalışma izni olmayanlar profesyonel hayatta çalışamaz, kariyer yapamaz, alt düzey işleri (yani Amerikalıların yapmak istemediği diye tabir ettiğimiz işleri) yapmaya mecbur, diğerlerinin oturma ve çalışma izni varsa hayatlarını düzene koymaları çok kolay. İşte yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi her zaman böyle olmayabiliyor. Yeşil kartı olanla, olmayan aynı işi yapabiliyor.
 
Sonuçta yeşil karta başvurmadan önce iyi bir araştırma yapmak lazım. Çünkü yeşil kart çıktığı zaman, bu fırsatı kaçırmayayım deyip hiç bir araştırma yapmadan, İngilizce bilgisi ilerletilmeden, uygun eğitimler alınmadan buraya göç edilirse hüsrana uğrayabiliyor arkadaşlarımız. Kaldı ki bütün bu araştırmalar ve hazırlıklar yapılsa bile gene de hüsran olabiliyor, özellikle ekonominin iyi olmadığı dönemlerde.
 
Ne olsa yaparım, yeter ki oraya bir kapağı atayım, nasılsa bir şekilde yolunu bulur kariyerime de devam ederim mantığı her zaman, her yerde ve herkes için işlemiyor maalesef ve günler, aylar, yıllar su gibi gelip geçiyor. Çok arkadaşımız var bu şekilde, bir de dönüp bakıyorlar ki on – yirmi yıldır Amerika’dalar ama ideallerindeki işi yapma anlamında bir arpa boyu yol alamamışlar.
 
Şimdi bu demek değildir ki kariyer yapmamak insanları çok mutsuz eder vs. Tabiki kişiye ve ortama göre değişir, tabiki herkes de kariyerini yapmak zorunda değildir, yapabildiğini yaptığı için çok mutlu olan insanlar da var, çok farklı bir alanda kuranlar ve başarılı olanlar var v.b. Ancak yeşil kart profesyonel hayatta faydalı mıdır diyenler için birkaç örnek verdik.
 
Şu da var ki eğer bir kişi Amerika’da zaten sevdiği veya alanına çok yakın bir işte H1B statüsünde yani çalışma izni ile çalışıyorsa ve bu kişi bir şekilde yeşil kart sahibi olursa işte o zaman çok faydalı çünkü artık çalışma vizem yenilenecek mi, kalabilecek miyim, dönmek zorundakalacağım stresi ortadan kalkmış oluyor.
 
Bir de tabiki her halükarda yeşil kart, oturma ve çalışma izni verdiği için her konumda ve şartta bu izne sahip olmayan herkes için bulunmaz bir nimet. Ancak kariyerime Amerika’da da devam edeyim veya Amerika’da yeni bir kariyere başlayayım dediğiniz anda yeşil kartın o gizemli gücü birden yetersiz kalabiliyor. İşte o zaman insanın hakkaten: - Yeşiiiilll, yeşilll!!! diyesi geliyor…
 
Bu konuya bir başka yazıda tekrar devam etmek üzere… Eğer sizler de bana etrafınızdaki veya kendinize ait örnekleri gönderirseniz sevinirim. Gördüğünüz gibi isim vermiyoruz, eyalet isimleri de gerçek örneklerdeki ile aynı değildir. Hepinize bol güneşli günler dilerim!!!
 
Sevgiler,
 
Esra Öziskender, HRLink Consulting, Inc.
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
www.hrlinkconsulting.com

Facebook

Youtube