
İftar öncesinde el birliğiyle yemek hazırlıklarını tamamlayan Türkler, zaman zaman yemeklerini Müslüman olan başka ülke vatandaşlarıyla da paylaşıyor. Adeta büyük bir aile havasında geçen iftar yemekleri ABD'de yaşayan Türkleri birbirine daha sıkı bağlarla bağladığı gibi, bu ülkede doğan yeni nesile de Türk kültürünü daha yakından tanımaları fırsatı veriyor.
Ramazan ayı nedeniyle Yeni Dünya Camii'nde verilen iftar yemeğinin dağıtımına yardım eden Okan Çağar, her gün yaklaşık 150 kişiye yemek verdiklerini, bu sayının zaman zaman 200'e çıktığını söyledi.
ABD'ye 1989 yılında gelen Cem Karadeniz ise ''Ramazan aylarını genelde Müslümanlarla birlikte geçiriyoruz. Ailelerimiz için bir arada olmak, bu ortamı yaşamak çok önemli. Sadece Türkiye'den uzağız, hasretiz. Bir o eksiğimiz var, ama Ramazanı çok hayırlı bir şekilde geçirdiğimize inanıyorum'' dedi. Karadeniz, ABD'deki Türklerin birlikte olduğu son yıllarda birlik ve beraberliğin de arttığının altını çizdi.
ABD'ye 7 yıl önce gelen Hatice Tekin, ''Ramazan ayımız birlik beraberlik içinde, dolu dolu geçiyor'' diye konuştu.
Elif Kasapoğlu da Amerika'da doğup büyüdüğünü kaydederek, ''Burada doğmama rağmen, Razaman aylarında kendimi Türkiye'deymiş gibi hissediyorum. Orucu Türkiye'de açamasak bile burada herkes Türk. İftarımızı hep beraber açıyoruz. Türk olduğum için, Müslüman olduğum için gurur duyuyorum'' diye konuştu.
Annesinin Türk, babasının Pakistanlı olduğunu söyleyen Selman Minhaz ise ''Buradaki hava inanılmaz. Aynı çatı altında hepimiz birbirimizi tanıyoruz. Bir aile gibiyiz'' dedi.

66 YAŞINDA 400 KİŞİYE YEMEK YAPIYOR
Paterson'daki Ulu Cami'de verilen iftar yemeğini hazırlayan 66 yaşındaki Kezban Sözer, ''Kezban Ana'' olarak biliniyor. 1985 yılında geldiği ABD'de, çalıştığı triko fabrikasından emekli olan Kezban Ana, özel günlerde 700 kişiyi bulan iftar sofralarına 4-5 çeşit yemek yapıyor. Kezban Ana, yaklaşık 15 yıldır Ulu Cami'de verilen iftar yemeklerini hazırlıyor.
Camide orucunu açanlardan İlyas Angün, ''Orucumuzu tutuyoruz. Ramazan'da burada her gün iftar var'' dedi. ABD'ye 21 yıl önce geldiğini ve 3 oğlu ile burada yaşadığını sözlerine ekleyen Angün, Türkiye'ye dönme niyetinde olduğunu kaydetti.
Engin Kocabaş da ''Ramazanımız toplu bir şekilde geçiyor. Kalabalık olduğumuz için iftarlar daha güzel oluyor. O yüzden burayı tercih ediyoruz. Türkiyeyi aratmayacak bir ortam var. Bunun için elimizden geleni yapıyoruz'' diye konuştu.
İnşaat mühendisi Bahadır Ekinci ise toplu iftarlar nedeniyle oluşan Ramazan ortamının aynen Türkiye'deki gibi olduğunu söyledi.
ABD'ye 4 yıl önce gelen 54 yaşındaki Kemal Öztürk, ''Ramazan çok güzel geçiyor. Gurbet ve Somali'deki açlık olmasa daha da güzel olacak'' dedi. Öztürk, Somali'ye yardımda bulunduklarını ve bulunmaya devam edeceklerini belirtti.
Arzu Subaşı, ''Uzakta Ramazan geçirmek hem güzel, hem de değil. Burada sevdiklerimizden ayrı, ezan sesi duymadan Ramazan geçirmek biraz tuhaf oluyor, ama yine de güzel geçiyor. Buradaki Türkler gelenek ve göreneklerimizden vazgeçmiyor. Bize aynı duyguları tattırıyorlar'' diye konuştu.
Ulu Cami Dernek Başkanı Özkan Karaçay da iftar yemeklerini Ramazan ayı boyunca devam ettirmeyi planladıklarını ifade etti.

Bu arada, Paterson'daki Karaçay Türkleri Camii Dernek Başkanı Kadir Taşkın ise Ramazan ayını Türkiye'deki ortamı aratmayacak şekilde yaşamaya ve yaşatmaya çalıştıklarını anlattı. Taşkın, ''Ramazan ayı boyunca sponsorların destekleriyle her gün 150 kişiye iftar vermekteyiz. Buradaki iftarlarda yemekten ziyade Türk topuluğunun bir araya gelmesi bizleri daha mutlu etmekte'' dedi.
Karaçay Türkleri Camii din görevlisi Cihan Yalçınkaya, ''4 yıllık görevim süresi içinde Ramazanlar ayrı bir mutluluk ve huzur içinde geçirdik. Camilerimiz bizim çocuklarımız için memleketimizden uzaktaki oyun alanları. Çocukların kaynaştıkları bahçeler. Hele hele Ramazan gibi dönemlerde gurbet ellerde, biz büyükler için bir İstanbul anlamına geliyor'' diye konuştu.
BERGEN DİYANET CAMİİ'NDE EV ORTAMI SICAKLIĞINDA İFTAR
Geçtiğimiz Berat kandili ile birlikte ibadete açılan Cllifside Park’taki Bergen Diyanet Vakfı Camisi’nde iftar yapmak ev ortamını aratmıyor. Birinci katta kılınan akşam namazını mütakip giriş katındaki salonda servis edilen iftar yemeğinin tadı bir tarafa insanların sıcak kanlılığı, herkesin birbirleri ile olan tanışıklığı insanı büyük bir ailenin misafiri gibi hissettiriyor. Ramazan’ın 3. gününde misafir olduğumuz Bergen Camii’nde hala eksiklikler giderilmeye çalışılıyor. Ziyaret ettiğimiz gün caminin halılarının o gün hummalı bir çalışma ile iftar vaktine kadar yerleştirilmeye çalışıldığına şahit olurken, kürsü, mihrap ve minberinin ise bugün ve yarın konulacağını öğrendik. Cami’nin imamlığını bu ayın sonuna kadar gönüllü olarak sürdürecek olan Dr. Özcan Güngör Hoca’da caminin bazı eksiklikleri için sponsorlar arandığını ifade etti. Daha önce Ulu Cami’nin imamlığını yapan ancak daha sonra Türkiye’de bir üniversiteye öğretim görevlisi olarak giden Dr. Güngör, herkesin karınca kararınca camiye yardım etmesini istedi.

Aynı anda 225 kişinin namaz kılabildiği Bergen Camii, Cliffside Park’taki Anderson Caddesi (Ave) ile Palaside Caddeleri arasında yer alan 240 Knox Caddesi üzerinde yer alıyor. Resmi adı Türkish-Amerikan Religion Federation (TARF) olan Bergen Camisi, bundan yaklaşık iki yıl kadar önce 900 bin dolar karşılığında Mason Locası’ndan satın alınmış bir binada hizmet veriyor. Sosyal etkinlikler için de elverişli olan, içerisinde bazı eksikliklerinin dışında Cami’nin asıl ve tek önemli sorunu park sıkıntısı.
Park sorunu için çözümler aradıklarını belirten Cami’nin Geçici Kurucu Yönetim Kurulu üyesi ve Başkan yardımcısı Mustafa Karyağdı, yeni ibadet hane hakkında önemli bilgiler verdi. Kredi ile alınan caminin tüm borcunun 3 buçuk yılda bitirileceğini belirten Karyağdı, henüz bu ay 3. taksidi ödediklerini dile getirdi. Caminin kuruluş hikayesini de kısaca özetleyen Karyağdı, bölgede bulunan esnafların aile ortamında sohbet esnasında verdikleri karar ile yola koyulduklarına işaret etti. Esnaf arkadaşlarının cami yapma fikrini benimsemesi ile birlikte aralarında 90 bin dolar toparladıklarını aktaran Karyağdı, ‘‘Şunu ifade edeyim ki, buraya ibadet izni almak kolay olmadı ancak bu bölgede oturan soydaşlarımızda desteklerini bizlerden hiç esirgemedi’’ diye konuştu. Ramazan’ın ilk 2 gününde 200’e yakın insanın gelerek orucunu açtığına işaret eden Karyağdı, mübarek ay süresince camilerinde hergün iftarın olacağını da söyledi.
Ziyaret ettiğimiz gün Bergen Cami’nde verilen iftar yemeklerinin sponsorluğunu da İstanbul Böreğin sahibi Arslan Kılıç tarafından üstlenmişti. Onlarca insanın çoluk-çocuğu ile geldiği iftarda misafirlere tatlıdan, çeşitli yemek ve salatalara kadar geniş bir menü ikram edildi.
Resim ve haber: Zaman Gazetesi, www.zamanusa.com, Sezai Kalaycı