
2009 yılında Türk mücevheratına en fazla rağbet eden ülke Birleşik Arap Emirlikleri oldu. Bu ülkeye geçen yıl 348,9 milyon dolarlık altın mücevherat ihraç edildi. ABD'ye 120 milyon dolarlık, Almanya'ya 57,3 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi.
Raporda yer alan bilgilere göre; 1999 yılında 287,7 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren Türkiye, 2000 yılında 384,2 milyon dolarlık, 2005 yılında 1,1 milyar dolarlık, 2008'de 1,6 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Geçen yıl yaşanan küresel krizin etkisiyle Türkiye'nin altın mücevherat ihracatı 1,1 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Türkiye, 2008 yılında dünya değerli mücevherat ihracatında 1,6 milyar dolarlık ihracatla 11. sırada yer aldı. Türk imalat sektörlerinin en büyükleri arasında yer alan ve yaklaşık 250 bin kişi istihdam edilen sektörde, yaklaşık 6 bin üretici ve 35 bin kuyumcu bulunuyor.
Altından Mamul Mücevherci ve Kuyumcu Eşyası ürün grubunda ABD’ye yapılan ihracatın Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi’nden (GTS) çıkarılıp gümrük vergisine tabi olması, 2008 yılında yüzde 45 oranında bir azalışa neden oldu. Bu etki 2009 yılında toplam ihracat rakamını da olumsuz yönde etkiledi.
Türk üreticilerin ABD pazarına yönelik beklentilerini İstanbul Değerli Maden ve Mücevherat İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyeleri Kurtulan Kuyumculuk’un sahibi İsmet Naci Kurtulan, Mioro’nun sahibi İlyas Gençoğlu ve Bağ Kuyumculuk’un sahibi Alen Bağ ABD'deki tek Türk dergisi TURKOFAMERICA’ya konuştu:
ABD pazarına yönelik büyük düşüş görülen ürün gruplarında uygulanması düşünülen başka bir strateji var mı?
İsmet Naci Kurtulan: ABD gümrük vergisi uyguladığı sürece, sorun devam edecektir. Yapılabilecek fazla bir şey olduğunu düşünmüyorum.
İlyas Gençoğlu: Altından mamül mücevherci eşyasında ABD’ye yapılan ihracat altı kategoride yapılmaktadır. Bu kategorilerin en yoğun olan bir tanesi limit aşımı nedeniyle GTS’den çıkarılmıştır. İhracatın yüzde 45 oranında düşmesinde bu olgunun etkisi olmakla birlikte payı bu kadar yüksek değildir. Küresel kriz ve altın fiyatlarındaki aşırı yükselme azılışa yol açan diğer iki önemli nedendir.
Alen Bağ: Sadece gumruk vergisi degil altinin da rekor fiyatlara yukselmesi ihracat rakamlarindaki dususe olumsuz etki etti. Urun bazinda altin kullanimini mimimuma indirmek, gumus ve diger maden alternatiflerini kullanmak bir strateji olarak dusunulebilir.
Sektörün Kuzey Amerika pazarındaki deneyim ve birikimini önümüzdeki yıllarda ihracatı daha da artıracak şekilde kullanabilmesi için yapılması gerekenler nelerdir?
İsmet Naci Kurtulan: Gümrük vergisini hesaba katmaz isek, sorun daha çok, ABD’deki piyasanın daralmasıyla alakalıdır.
İlyas Gençoğlu: Kuzey Amerika pazarı dünyada önemini koruyan en önemli pazarlardan biri olmayı sürdürmektedir. Son iki yıldır bir daralma yaşanmasına rağmen önemini korumaktadır. Bu nedenle sektörümüzün bu pazarda faaliyetlerine devam etmesi ve kaybettiği pazar payını geri kazanmaya çalışması gerekmektedir. Kuzey Amerika pazarının iyi tanınması ve üretilecek altın takı ve ziynet eşyalarının bu pazarın tüketici profiline ve alım gücüne uygun ürünler olması. Pazarı iyi tanıyan pazarlamacılar tarafından pazarlanması gerekir.
Alen Bağ: Gümrük vergisinin kaldırılması yönünde çalışmalara devam etmeli. İstanbul’da düzenlenen iki ayrı kuyum fuar organizasyonun olumsuz etkilerini gidermek için bir çözüm düşünülmeli. Türk kuyum sektörü dünya piyasalarindaki markalaşma çalışmalarının öneminin bilincine varıp daha aktif bir şekilde çalışmalara devam etmeli.
Kuzey Amerika pazarında büyümek için sahip olunan avantajlar nelerdir? Bu pazara girişte gümrük vb mevzuat dışında gördüğünüz en büyük dezavantaj nedir?
İsmet Naci Kurtulan: Gümrük vb mevzuat dışında başka bir dezavantaj yoktur. Avantaj da yoktur. ABD, dünyadaki en büyük işlenmiş Değerli Maden ve Mücevherat ithalatçısıdır. En büyük dezavantaj, Türkiyede değerli taşlara uygulanan ÖTV (özel tüketim vergisidir)
İlyas Gençoğlu: Amerika pazarı açısından sahip olunan avantaj bu pazarın kuyumcu sektörü tarafından tanınan ve iş ortaklıkları tesis edilmiş bir pazar olmasıdır. Geçmişte ucuz işçilik nedeniyle mevcut olan avantajımız alternatif pazarlar olan Çin, Hindistan, Endonezya ve Malezya gibi ülkelerin üretime başlamasıyla son bulmuştur.
Alen Bağ: Turkiyenin cografi konumu ve tarihsel kultur birikimi reklam ve pazarlama calismalarina pozitif etki yapacakitr. Bu avantajin daha iyi degerlendirmesi gerekir. Tarih ve sanat Turk markasinin ana temasi olmali, urunlerimiz endustriyel kimliginin disinda tanitilmali. Ornegin Istanbul’un 2010 Avrupa Kutur Baskenti olusu temasi Kuzey Amerika’da sektorumuz tarafindan reklam ve pazarlama faaliyetletine kullanilabilirdi.
Bugün altın sektörünün kalbinin attığı New York’ta yolu Kapalıçarşı’dan geçmiş pek çok işadamı, satış temsilcisi, ustası, kalfası bulunuyor. Ticaretin ivme kazanmasında bu potansiyelin nasıl bir etkisi olabilir? Sektörünüz ABD’deki bu bağlantıları yeterince kullanıyor mu?
İsmet Naci Kurtulan: Bu insanlar muhakkak ki bizim yakınlık duyduğumuz, ticaret yapmaktan keyif alacağımız kişilerdir ve önemli bir potansiyeldirler. Bu bağlantılar kullanılmak ile beraber, çok daha fazla geliştirilebilirler.
İlyas Gençoğlu: Türk vatandaşı bir çok meslektaşımız ABD’de mesleklerini sürdürmektedir. Geçmişte ve bugün bu bağlantılar kullanılmaktadır. Pazar çok büyük ve kurumsal firmalar çok güçlüdür. Bu nedenle bu bağlantılar tek başına pazar hacmini büyütmek için yeterli değildir.
Alen Bağ: Hayır, kullanilmiyor. Ayrica sadece New York degil Los Angles’da da bu kisiler bulunuyor. Bu usatalar ABD piyasina yonelik urun tasarim calismalarinda kullanilabilirler.
Sektör potansiyeli ve deneyimli firma sayısının çokluğuna rağmen 2009 yılında yaşanan ekonomik kriz nedeniyle de ihracatta 1 milyar dolar sınırının altına düştü. Gelecek 10 yılda ihracatta belirlenen hedef nedir? Ülke olarak gelişmesi düşünülen ülkeler hangileridir?
İsmet Naci Kurtulan: 10 sene sonrasını öngörmek çok güç, çünkü ihracat rakamlarımız, değerli maden fiyatılarıyla çok alakalıdır. UAE, Rusya, Türki cumhuriyetler ve Çin, bizim için önem kazanacak ülkeler grubundadırlar.
İlyas Gençoğlu: 2009 yılında ihracatın dibe vurduğunu söyleyebiliriz. Bu yıl itibariyle ihracatın %20 oranında artacağını düşünüyoruz. Altın fiyatlarının istikrarlı seyretmesi ve bir miktarda düşmesinin gerçekleşmesi ve krizin etkilerinin azalmaya başlaması halinde 10 yıl içinde ihracatın 3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşecektir.
Gelişmiş ülke pazarları sektörümüz açısından daralma göstermektedir. Sektörümüzün alternatif pazralar araştırmaları sürmektedir. Kuzer ve orta Afrika ülkeleri, Asya ülkeleri, Doğu Avrupa ülkeleri ve Balkan ülkeleri Orta Doğu ülkeleri geliştirilmesi gereken pazarlardır.
Alen Bağ: Her sektor icin oldugu gibi kuyumculuk sektoru icinde Cin, Hindistan ve Brezilya gibi halklarinin alim gucu ve zevk anlayisi yukseliste olan ulkler hedef alinmalidir.
ABD pazarına yönelik beklentileriniz nedir?
İsmet Naci Kurtulan: 2010’un üçüncü çeyrek itibariyle, ihracatımızda önemli artışlar bekliyorum.
İlyas Gençoğlu: ABD pazarı önemsenmeye devam edilen ve kalıcı olmak için çalışma yapılması gereken alım gücü yüksek bir pazardır. Kuyumculuk sektörü ihracatının yüzde 20’lik kısmını Amerika pazarına yapmayı hedeflemekteyiz.
Alen Bağ: Piyasada morallerin yukselmesini takiben olumlu yonde gelisme olacaktir. Ancak kuyumun luks tuketim gurubuna girmesi sebibiyle bu olumlu etkiyi en son hissedecek olan bizim sektorumuz olacaktir.
Türk firmalarını ABD pazarında ön plana çıkarabilecek en önemli özellik nedir?
İsmet Naci Kurtulan: Hızlı ve makul fiyatlı üretim yapabilmemiz.
İlyas Gençoğlu: Türk kuyumculuk ve mücevher sektör firmalarının en önemli özelliği kaliteli ürün üretimi, hızlı model geliştirme gücü, müşteri taleplerine cevap veren esnek yapısıdır. Son yıllarda sanat ve teknoloji üretim metodu olarak paralel kullanılmaya ve sonucunda özgün ürünler üretilmeye başlanmıştır.
Alen Bağ: Firma sahiplerinin çoğunun üretimin içinden gelmeleri pazardaki değişimlerin üretime yanismasi konusunda olumlu etki yapacaktir. Ancak satis ve uretim noktasindaki personelin uyum icinde calismalari sarttir; aksi halde bu durum olumsuz etki de gosterebilir.
Eklemek istedikleriniz.
İsmet Naci Kurtulan: 2-3 sene öncesine kadar, Kuzey Amerika zaten iyi bir pazardı. 2010 yılı sonu itibariyle, Kuzey Amerika pazarı yeniden önem kazanmaya başlayacağını düşünüyorum.
İlyas Gençoğlu: Kuyumculuk sektörü yenilik ve dinamizm gerektiren bir iş koludur. Sektörümüz mensuplarının müteşebbis yapısı bu dönüşümleri yapacak güçtedir.
Sektörün talebi olan ve gelişmesi önündeki engeller gerekli kanun ve mevzuat düzenlemeler yapılarak ortadan kaldırılmalıdır. Kuyumculuk sektörü sanayi ve ticaret odaları tarafından en son tanınan sektörlerdendir. Fakat gelişmeye uygun potansiyeli olan bir sektördür. Devlet tarafından önemsenmeli ve önü açılmalıdır.
Alen Bağ: Teşekkürler.
Kaynak: TURKOFAMERICA dergisi, Volume:8, Sayı:36 (Ağustos 2010)