
Avustralya'dan Kanada'ya, ABD'den Norveç'e 117 farklı STK temsilcisinin katıldığı seminerlerde, yurtdışı Türkler kendi aralarında da sorunlarını konuşma, tartışma ve paylaşma fırsatı buldu.
Avustralya, Kanada, İngiltere ve ABD gibi İngilizce konuşan ülkelerden 34 temsilcinin katıldığı eğitim programında, gruplara ayrılarak amaca yönelik eğitimler verildi.
En fazla katılım 3.5 milyon Türkün yaşadığı Almanya'dan olurken, cami derneklerinden kadın örgütlerine, çatı kuruluşlarından taraftar derneklerine, Türkçe öğreten sivil toplum kuruluşlarından iş adamı örgütlerine kadar pek çok farklı kurumun temsilcisi bir araya geldi. Avustralya'dan 12, Kanada'dan 9, ABD'den 8, İngiltere'den 7 sivil toplum temsilcisi seminerlere katıldı. Norveç, Fransa, Belçika, Yunanistan, Hollanda, İskoçya, Avusturya, Almanya gibi ülkeler de katılımın olduğu diğer ülkeler oldu.
{gallery}YTB_Egitim{/gallery}
30 Eylül'de Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın açılış konuşması ile başlayan eğitim programında Başbakanlık Baş Müşaviri Savaş Barkçin'in yurt dışında Türklere yönelik hazırladığı ''kamuoyu oluşturma'' ve ''lobicilik'' temalı sunum büyük ilgi gördü. 3 günlük eğitim sonunda en çok beğenilen sunumlardan biri olan sunumda, yurt dışındaki Türklere savundukları tezlerini kuru ifadelerden çok duygu katıp akla hitap eder hale getirmelerini tavsiye eden Barkçin, ''Ermeni soykırımı yoktur' söylemini bizim gibi düşünmeyen birini ikna etmek için kullanırken, içine her hangi bir insani öge katmadığımız için karşımızdakini ikna etmemiz çok zor'' diye konuştu. Nike ve Sprite gibi markaların kendilerini kamuoyuna tanıtırken kullandıkları sloganlara dikkat çeken Barkçin, ''Susuzluğuna itaat et ve sadece yap gibi motive eden sloganlar markaya olan ilgiyi arttırıyor. Bunu kendi hazırladığımız kampanyalarda, söylemlerde kullanmak ve karşı tarafı ikna etmemiz gerek,'' diye konuştu. Toplumda algıyı tam tersine çevirebilecek ikonlar yaratmanın önemine de değinen Barkçin, Che Guevera'nın ömrünü kapitalizme karşı mücadeleye adayan bir isimken bugün t-shirtleri, hediyelik eşyaları ile kapitalizmin en çok tükettiği markalardan biri olduğuna dikkat çeken Barkçin, atom bombasının yapılması için Amerikan hükümetine mektup yazan Albert Einstein'in dilini çıkardığı resmi ile sevimli şirin bir dede rolüne büründürüldüğüne dikkat çekti.
Avrupa'daki Türklerin katılım sağlamasında fayda görülen kurumların tanıtımının da yapıldığı seminerlerin ilk gününde Avrupa'da sivil toplum kuruluşlarında aktif olarak görev yapan Veysel Filiz, UNESCO, AGİT, Avrupa Konseyi, BM gibi kurum ve kuruluşların nasıl STK'lar ile olan ilişkilerine değindi. Türk toplumunun islamafobia ve ırkçılık olayları karşısında daha fazla etkin olmaya davet eden Filiz, eğer gereken duyarlılık gösterilmezse bu şiddet ve ayrımcılığa herkesin maruz kalacağı iddiasında bulundu. Dünya genelinde Ermeni soykırımı iddialarını kabul eden ülke sayısının 22 ve bunların 17'sinin AB üyesi olduğuna dikkat çeken Filiz, Avrupa ülkelerinde Türklerin oy kullanımının arttırılmasının büyük önem taşıdığını vurguladı.
PROJE EKSİKLİĞİ
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nın yurt dışındaki Türklerin projelerine destek vermek amacıyla 4 milyon lira bir bütçe ayırdığı ve bine yakın başvuru olmasına karşın yeterli uygunlukta proje başvurusu alamaması, 3 günlük eğitimlerin ana temasını oluşturdu. Başkanlık, dünyanın değişik ülkelerinden gelenlere proje nasıl hazırlanır, nasıl sunulur, dikkat edilmesi gereken konular nelerdir, gibi konularda uzman eğitmenler tarafından bilgi verilmesini sağladı.
3 Ekim'de akşam yemeğinde bir araya gelen katılımcılara, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Kemal Yurtnaç tarafından katılım sertifikası verildi.
Sertifika töreninden önce akşam yemeğinde katılımcılara seslenen YTB Başkanı Kemal Yurtnaç yaptığı konuşmasında STK temsilcilerine Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın amaç ve hedefleri konusunda bilgiler verdi. YTB Başkanı Kemal Yurtnaç sözlerine şu şekilde devam etti: “Kültürel zenginliğine her ülkenin sahip çıkması gerekmektedir. Kültürel zenginliğinize sahip çıktığınızda dış dünyada ve uluslar arasında birer değersiniz. Son 10 yılda Türk dış politikasında büyük değişimler oldu. Sadece Dışişleri Bakanlığı bu konuyla görevliyken bugün TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü, Stratejik Araştırmalar Merkezi ve Yurtdışı Türkler Başkanlığı kuruldu. Öte yandan biz dünyanın 140 ülkesinden 12 bin öğrenciye burs veriyoruz. Hem soydaş akrabalara hem öğrencilere hem de yurtdışında yaşayan vatandaşların kurdukları sivil toplum kuruluşlarına proje destekleri veriyoruz. Bu desteklerle sizlerin kendi alanlarınızda kendinizi daha iyi ifade edebilmenizi sağlıyoruz.”
Konuşmasının ardından YTB Başkanı Kemal Yurtnaç, katılımcılara sertifikalarını verdi.
SEMINERDEN NOTLAR
- İlki Mart ayında yapılan Yurtdışı Türkler buluşmasının ikincisi olan 3 günlük seminerde, dünyanın farklı ülkelerindeki Türkler birbirleri ile tanışma, dertleşme, sorunları paylaşma ve çözüm üretme fırsatı buldu.
- Programın ilk günü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Demokratikleşme Paketi'ni açıkladığı güne denk gelmesi, programda bazı değişikliklere de neden oldu. Başbakan danışmanlarından İbrahim Kalın'ın yerine Savaş Barkçin Yurtdışı Türkler'le buluştu.
- Yurtdışı Türklerin sorunları bölgesel olarak farklı gündemlere sahip olduğu gözlendi. Kuzey Amerika'dan gelenler daha çok Ermeni soykırım iddialarının 100. yılı olan 2015 yılına odaklanırken, Almanya'dan gelenlerin en çok sordukları soruların başında çifte vatandaşlık konusu geldi. İskoçya ve Güney Fransa'dan gelenler konsolosluk hizmetlerinin ne zaman başlayacağını, Avustralya'dan gelenler Türkçe dil eğitim konusundaki çalışmalarını ön plana çıkardı.
- Sosyal medya uzmanı Yalçın Arı'nın sunumu en fazla garipsenen seminerlerden biri oldu. Büyük zamanını sosyal medyada harcadığını ve gerçek dünyada insanlarla ilişki kurmakta yaşadığı tecrübelerini aktaran Arı'nın sosyal medyayla olan yaşantısı katılımcıların esprilerine konu oldu. Bir katılımcı ''sosyal medyada ne içip ne içiyorsunuz,'' bir diğeri, ''duş alabiliyor musunuz?'' diye sordu.
- Avrupa'da sivil toplum kuruluşlarından görev yapan Veysel Filiz'in sunumu sırasında, Avrupa'da artan ırkçılık olaylarına Türk toplumun duyarsızlığına vurgu için söylediği ''Sizi de bir gün yakacaklar,'' sözü eleştirilere de sebep oldu.
- 117 katılımcı arasında seminerlerin en renkli kişisi ise İngiltere'den Kadın Platformu'nu temsilen katılan Fatih Boylu oldu. 3 gün boyunca fotoğraf makinesi ile sayısız resim çeken Boylu, Yurtdışı Türkler Başkanlığı'nın fotoğrafçısından daha fazla resim çekti.
- İngilizce konuşan ülkeler İngiltere, ABD, Kanada ve Avustralyalı katılımcılar, seminerde gruplara ayrılarak 5 ayrı proje örneği üzerinde çalıştı. Lobi yapacak gençleri yetiştirmek, online İngilizce eğitimi veren bir web sitesi kurulması, New York-Sidney-Montreal ve Londra'da birer Türk Göçü Müzesi kurulması, Ermeni soykırım iddialarına karşı ortak bir eylem planı oluşturulması, aile içi eğitim konularında projeler birbiri ile yarıştı. Göç müzesi fikri katılımcıların beğenisini topladı.
- Bilkent Hotel'de gerçekleşen seminerlerde toplu halde bir kez dışarı çıkılıp yemek yendi. Başkan Kemal Yurtnaç, bu yılki seminerde Ankara gezisi koymaları gerektiğini ancak bunu gelecek yıl yapılan eylemde programa koyacakları sözünü verdi.
- Proje hazırlayan bazı sivil toplum kuruluşları temsilcileri 3 gün boyunca projelerinin akıbetini öğrenmek için çaba harcadı.
- Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru, seminerlere katılanlara özel ilgi gösterdi. İlk gün açılış konuşmasına gelen Koru, programda olmamasına rağmen sonraki gün tüm ekibi Dışişleri'nde ağırladı.
- Konferansların ilk gününde açılış konuşması yapan Bakan Bekir Bozdağ, çok net bir şekilde yurtdışı Türklere ''Türkiye'yi kurtarmayı bırakın, kendi yaşadığını ülkelerde etkin olmaya çalışın'' mesajı verdi.
(Fotograflar Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'ndan alınmıştır.)