
ABHaber’e göre, Eleni Theocharous, AKP hükümetinin reformlar yaptığını ifade ederken “Özellikle son seçimlerden sonra Türkiye’nin AB olmadan yaşayamayacağını anladığı” iddiasında bulundu.
Theocharous, “Türkiye’de muhafazakarlıktan açık fikirliliğe doğru bir kayma var. Türkiye’de din özgürlüğü konusunda hala bazı problemler mevcut ve bu konuda bir takım gelişmelerin olması gerekmektedir” sözlerini de kullandı.
AP Bütçe Komisyonu Üyesi Reimar Boege, yaşanan ekonomik kriz sonrasında Avrupa çapında güçlü bir dayanışma kurulması gerektiği bir kez daha anlaşıldığını belirtti. Boege ayrıca, Türkiye’nin üyeliği durumunda AB’ye her yıl 28 milyar Euro’ya mal olacağını da söyledi.
AP Türkiye raportörü Oomen-Ruijten de, şu anda Türkiye’nin müzakere sürecinin dondurulmuş durumda olduğunu belirttiği konuşması sırasında “Biz bu sürecin sonuca ulaşmasından yanayız” dedi.
Avrupa Komisyonu Türkiye masası şefi Jean Christophe Filori, Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinin çok uzun olmasının nedenlerinden bir tanesinin, Türkiye’deki çok kutupluluk nedeniyle reform sürecinin yavaş işlemesi olduğunu savundu. Türkiye’de 12 Haziran’da yapılan seçimlerin oldukça şeffaf ve adilce gerçekleştirilmesini “büyük başarı” olarak niteleyen Filori, AKP hükümeti tarafından çözülmesi beklenen üç büyük problemi yeni Anayasa, Kürt Sorunu ve Kıbrıs sorunu olarak da sıraladı.
“TÜRKİYE’NİN EKONOMİSİ ARTIK ÇOK GÜÇLÜ”
AP Hıristiyan Demokrat Grubu üyesi Ioannis Kasoulides “Türkiye ekonomik krize rağmen ekonomisi artık çok güçlü. Türkiye yeni dış politika anlayışında ideoloji ve pragmatizmi aynı anda uyguluyor” değerlendirmesini yaptı.
AP Sosyalist grup üyesi Maria-Eleni Kopa, Türkiye AB üyeliği konusunun belirsizliğini koruduğunu savunurken göçmen işçilere ilişkin tartışmalara da dikkat çekerek “Bu durumda Türkiye’nin yalnızca bir stratejik ortak olarak kalmaya mahkum olduğunu düşünmek yanlış olmaz. Bu stratejik ortaklığın tanımı ise gizemini korumaktadır” dedi
“ARAPLAR TÜRKİYE’Yİ NEGATİF ALGILIYORLAR”
Bu arada, konferansa da katılan TBMM AB’ye Uyum Komisyonu eski Başkanı Yaşar Yakış, soruları yanıtlarken “Türkiye Arap ülkeleri için bir rol model olamaz” dedi. Yakış şöyle devam etti:
“Orta Doğu’da en uzun süre görev yapan diplomat olarak şunu söyleyebilirim ki Araplar Türkiye’yi negatif algılıyorlar, Osmanlı Devleti ile hatırlıyorlar. Arap dünyasının en karanlık dönemi Osmanlı iktidarı dönemi olarak öğretiliyor. Türkiye’nin Arap ülkeleri ile geliştirdiği iyi ilişkiler AB’nin yerini tutmak olarak algılanmamalıdır. Türkiye’nin bu ülkeler ile iyi ilişki içinde olması AB’nin Türkiye’yi daha çok ciddiye almasını sağlayacaktır.”
“TÜRKİYE, AB’YE ŞANTAJ YAPABİLECEK KAPASİTEYE SAHİP DEĞİL”
Yaşar Yakış, “Türkiye AB’ye şantaj yapabilir mi” sorusuna da “Türkiye AB’ye şantaj yapabilecek kapasiteye sahip değil ayrıca böyle bir durum gerçekleşse bile Türkiye, AB’nin tüm komşuları üzerinde söz hakkı olduğunun da bilincinde. AB, Balkanlarda, Kafkaslarda, Orta Asya’da ve Orta Doğu’da Türkiye olmadan da söz hakkı sahibi olur ama Türkiye ile işi daha da kolaylaşacaktır” karşılığını verdi. (ANKA)