
Hafta sonu başkent Trablus'a giren muhalifler yoğun çatışmalar altında dün akşam Libya lideri Muammer Kaddafi'nin karargâhı Bab el-Aziziye'yi ele geçirdi. Zaman Gazetesi'nden Cumanli Önal'ın haberine göre hükümet güçlerinin son büyük direniş noktası olarak adlandırılan Bab el-Aziziye'nin de düşmesiyle muhalifler, kayıplara karışan Kaddafi ve oğlu Seyfül İslam'ın peşine düştü. İsyanların başladığı şubat ayında Kaddafi bu karargâhta televizyonun karşısına çıkarak muhaliflerin sokak sokak ve ev ev avlanacakları tehdidinde bulunmuştu. 1986 yılında ABD tarafından bombalanan karargâh, mart ayında başlayan NATO operasyonları sırasında da füzelerin hedefi olmuştu.
Bazıları denize çıkan 30 km uzunluğundaki tünellerin altında yer aldığı öne sürülen Bab el-Aziziye, 6 kilometrekarelik bir alana sahip. Muhalifler, Kaddafi'nin bu tünelleri kullanarak kentin başka bir noktasına ya da doğum yeri ve kabilesinin güçlü olduğu Sirte kentine kaçmış olabileceğini ifade ediyor.
Kaddafi'nin eski sağ kolu ve geçtiğimiz hafta muhaliflerin safına geçen Abdul Selam Callud ise Libya'nın devrik liderinin Trablus'un kenar semtlerinde tanıdıklarının evlerinde, küçük otellerde ya da camilerde saklanıyor olabileceğini belirtiyor. İsyanların başlamasıyla birlikte sık sık ekran karşısına çıkan Kaddafi, mayıs ayından beri ise sadece televizyonlardan ses kaydını yayınlatıyordu.
OĞUL KADDAFİ ORTAYA ÇIKTI
Hafta sonu yakalandığı öne sürülen Kaddafi'nin oğlu Seyfül İslam ise önceki akşam basının karşısına çıkarak tüm dünyayı şaşırttı. Gazetecilerle birlikte kendi kontrollerindeki bölgelerde şehir turu da atan oğul Kaddafi, babası gibi muhalifleri lağım farelerine benzeterek, muhaliflere tuzak kurduklarını ve onları mağlup edeceklerini de öne sürdü.
Oğul Kaddafi'nin serbest kalması karşısında büyük bir şaşkınlık yaşayan muhalif liderler, Seyfül İslam'ın yakalandıktan sonra mı kaçtığı ya da hiç mi yakalanmadığı yönündeki sorulara açıklık getiremiyor. Ancak muhaliflerin sözcülerinden Sadık el-Kebir, Kaddafi'nin yakalanan diğer oğlu Muhammed'in muhaliflerin ev hapsinden kaçtığını bildirdi.
Seyfül İslam'ın derhal kendilerine teslim edilmesini isteyen UCM de en az muhalifler kadar şaşkınlık yaşıyor. UCM savcısı Luis Moreno-Ocampo önceki gün, Seyfül İslam'ın yakalandığı haberinin teyit edildiğini belirtmişti. Ancak mahkemenin sözcüsü Fadi el-Abdullah dün oğul Mübarek'in tutuklandığı yönündeki haberlerin ardından muhaliflerin kurduğu Milli Geçiş Konseyi ile temasa geçildiğini, ancak Konsey'den Seyfül İslam Kaddafi'nin yakalandığını konusunda teyit alınmadığını belirtti. Konseyin Başkanı Mustafa Abdülcelil, pazar akşamı, Seyfül İslam Kaddafi'nin yakalandığı konusunda "güvenilir bilgilere sahip olduklarını" söylemişti. UCM hem Kaddafi ve hem de oğlu Seyfül İslam'ın yakalanarak kendilerine teslim edilmesini istiyor.
Bab el-Aziziye düşmesine rağmen başkent Trablus'un farklı noktalarında şiddetli sokak çatışmaları devam ediyor. NATO güçlerinin de zaman zaman müdahale ettiği dünkü çatışmalardan dolayı kentin üzerini siyah bulutlar kapladı. Trablus'tan sonra Kaddafi'nin ikinci kalesi olarak adlandırılan Sirte'den dönen bazı rejim yanlısı askerlerin muhalifler tarafından öldürüldüğü de öne sürülüyor. Ülkenin doğusu ile batısını fiilî olarak ikiye ayıran Sirte'nin düşmesinden sonra ülkenin doğusundaki muhalif askerlerin daha hızlı bir şekilde Trablus'a ulaşabilecekleri belirtiliyor. Muhalifler dün Sirte'den önceki ikinci kasaba olan Ras Lanuf'u yeniden ele geçirdiklerini de açıkladı.
Gelişmeleri değerlendiren Libya Geçici Konseyi lideri Abdülcelil, Kaddafi yakalanmadan tehlikenin geçtiğini söylemenin mümkün olmadığını belirtiyor. NATO da yaşanan son gelişmelere rağmen Trablus'un hâlâ büyük bir tehdit altında olduğunu, ancak Kaddafi kuvvetlerine yönelik operasyonların süreceği uyarısında bulundu. Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe de, muhaliflerin Kaddafi rejimine karşı elde ettikleri zaferin ''tamamlanmadığını, NATO'nun teyakkuzda olması gerektiğini'' söyledi.