FIRSATLAR & TRENDLER

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

Cemil Özyurt - ''Türk gibi sigara içmek'' deyimi uluslararası alanda bilinen bir deyimdir. Türklerin sigara içmekteki alışkanlıklarının dışında bilinen bir başka bir gerçekte Türk tütününün kalitesidir. İlk olarak 1865-1870 yılları arasında New York'a ithal edilen Türk tütünü, Amerikan sigara şirketleri tarafından keşfedildi ve kısa sürede bir birinden farklı sigara markalarıyla tüm ülkeye yayıldı. Yeni dünya Amerika'da egzotik bir ürün olarak tanıtılan Türk tütünü, ''Fatima'', ''Murad'', ''Osman'', ''Helmar'', ''Natural'', ''Egyptian Prettiest'' ve ''Royal''  Amerikalıların sigara alışkanlığına farklı bir boyut kazandırdı.


 

Manisalı Morris Şinasi'nin 1904 yılında New York'ta kurduğu Shcnasi Brothers şirketi ile makinede sarılan sigaralarla tanışan Amerikalılar, Şinasi'nin çalışanlarından bir başka Manisalı Samuel Benaderet vasıtasıyla Amerika'nın Batı yakasında sigara içme alışkanlığını pekiştirdi.

Benaderet's Inc. adıyla California eyaletinin en eski pipo ve tütün dükkanına sahip olan Samuel Benaderet, 1915 yılında San Francisco'da gerçekleştirilen The Panama-Pacific Uluslararası Fuarı'na katıldı. O güne kadar yapılan en güzel ve görkemli fuarlardan biri olan etkinlikten sonra Benaderet, iklimi ve şehri sevince tütün işine burada devam etmeye karar verdi. Şubat-Aralık 1915 tarihleri arasındaki fuardan sonra San Francisco'da 46 Geary Street'te üç katlı pipo ve tütün dükkanı ile üretim tesisi açan Benaderet, dönemin ünlü erkekler klüblerinde içilmek üzere özel etiketli sigaralar üretti.

New York'ta sigara işini büyüten Şinasi Kardeşler ile ortaklığını sürdüren Benaderet, atölyesinde ürettiği sigara markaları arasında bayanlar için ürettiği ''Harem Beauties'', mini boyutta ''Benaderet Petites'' yer aldı.

1920'lı yıllarından sonunda açılan dükkan, kısa sürede tütün kullananların uğrak yeri olmayı başardı. Her sigara içicisinin zevkine yönelik farklı ürün satışı yapan Benaderet, 1939 yılında Golden Gate Fuarı'nda ''California'' adıyla ürettiği özel sigara en çok tercih edilen markalardan biri oldu.

Hollywood'un ünlü radyo sunucusu, televizyon oyuncusu ve pek çok ünlü kahramanın seslendirmesini yapan Bea Benaderet'in (ö. 1968)babası olan Samuel Benaderet'in şirketi, Batı yakasında pipo, tütün ve sigara düşkünlerine Mart 1980 yılına kadar hizmet verdi.

TÜRK İSİMLİ SİGARA MARKALARI
Türkiye doğumlu Yahudi işadamlarının tütün işindeki başarılarının yanı sıra Amerika'daki sigara şirketleri de Türk tütününü reklam vurgusu olarak kullanmayı ihmal etmedi. Amerika'da Türk ve Mısır tütününden yapılan sigaralar 1. Dünya Savaşı yıllarında zirveye çıktı. Murad, Helmar ve Fatima isimleri ile piyasada satılan sigara markaları, Amerikan tütün karışımından yapılan sigaraların da pazara girmesi ile büyük rekabete girdi. O dönemin dergilerinde boy boy Türk tütününden yapıldığına vurgu yapılan sigara markaları yer aldı.

FATIMA
1940'lı yılların ünlü Times Square meydanı açıkhava reklam panolarında Fatima sigara markasının afişi dikkat çekti. Sigaranın ön yüzündeki Fatima resmi, yüzü bir baş örtüsü ile kapalı Türk kadına aitti ve 1950'li yıllara kadar aynı resim sigaranın üzerinde kaldı. Liggett and Myers (LM) Tobacco Company tarafından üretilen Fatima, uzun yıllar şirketin en popüler markası olarak kaldı. 1940'lı yılların sonunda radyo programlarına verdiği reklamlar ve sponsorluklarla adından söz ettiren Fatima, Amerikalıları 1949-1954 yılları arasında radyo başına kilitleyen ve Jack Webb tarafından sunulan Dragnet radyo serisinin de ana sponsoruydu.


1940'larda Chesterfield marka sigarayı piyasaya sunan şirket, Fatima'nın boyutunu 10 mm'den daha uzun hale getirerek''king size'' olarak satmaya devam etti. Özellikle 1950'li yıllardan sonra kendini yenilemeyen Fatima, pazar payını kaybetmeye başladı. 1980 yılında pazardan çekilen Fatima'nın yerini 1955'te piyasaya giriş yapan L&M sigaraları aldı.

Fatima'ya olan tiryakilik o dönemde yazılan romanlardaki kahramanların dilinden de edebiyat literatürüne girdi. 1929 yılında yazılan Alfred A. Knopf tarafından yazılan ''The Dain Curse'' romanında kendisine Rus sigarası uzatılan roman kahramanı, Fatima'dan vazgeçmeyeceğini söyler.

MURAD - 1906-1908
1900-1910 yılları arasında Murad marka sigaralar çok popülerdi. Siyah, beyaz ve kırmızı ambalajlı Murad sigaraları 10 adetlik kutuda 15 cent'e satılıyordu. Özellikle New York sosyetisinin gittiği tiyatroların programlarının yer aldığı kitapçıkların arka kapaklarına basılan Murad sigarası, ''The Metropolitan Standard'' reklam sloganı 1911 yılına kadar kullanıldı. P. Lorillard Company tarafından üretilen Murad, Türk tütününden üretilen en ünlü markası oldu. Murad'ın reklam sloganı daha sonra ''Everywhere--Why?'' olarak değiştirildi. Türk tütününden yapılan sigara güzel yaşamanın bir emaresi olarak lanse edildi.

Murad sigarasını üreten New Jersey'nin Jersey City şehrindeki P. Lorillard and Company şirketi Amerika'nın bilinen en büyük ve en eski sigara fabrikasıydı. (1760'dan beri) 160'dan fazla markanın sahibi olan P. Lorillard, 1883 yılında 12.5 milyon kilo tütün satıp 10 milyon dolar ciro gerçekleştirmişti.


Lorillard, Inc adıyla hala faaliyette olan şirket, Amerika'nın üçüncü büyük sigara üreticisi durumunda. Mentöllü Newport sigarası halen bu şirketin en bilinen markası olarak ABD'de satılıyor. Kent, True, Maverick ve Old Gold markaları da aynı şirkete sahip. Lorillard merkezi Greensboro, North Carolina'da bulunuyor.

PLEVNE KAHRAMANI GAZİ OSMAN PAŞA SİGARA MARKASI
Türk tütününü ürettiği sigaların üzerinde özellikle vurgulayan Camel'in Türk tütün karışımı hikayesini duyurması bir reklam kampanyası ile oldu. North Carolina doğumlu Richard Joshua Reynolds (RJR), ağızda çiğnenen ve pipolar için ürettiği tütün ile tanınmış bir işadamıydı. ''Prince Albert'' markasıyla 1907 yılında pazara sunduğu sigara Amerika'nın önde gelen markalarından biri oldu.

Amerikan Yerli Şefi'nin yer aldığı reklam kampanyasının dergi ve gazetelerde boy göstermesinden sonra popüleritesi daha da artan ''Prince Albert'' markasını, 1913 yılında Camel, Red Kamel, Osman ve Reyno marka sigalar takip etti. ''Osman'' sigarasının üzerinde ise 1877-78'de Osmanlı-Rus Savaşı'nda 143 gün süren Plevne kuşatmasını başarıyla savunan Gazi Osman Nuri Paşa'nın resmi yer alıyordu.

İyi bir gazete okuyucusu olan R.J. Reynolds Tobacco Co.'nun sahibi Dick Reynolds, 30 yıl kadar önce okuduğu Plevne kuşatmasındaki Osman Paşa'nın iyi bir marka ismi olabileceğini düşündü.

Dört sigara markası da ilginç grafikler, farklı isimler ve tütün karışımları ile piyasaya sunuldu. Osman marka sigara Türk tütününün yanı sıra Amerikan tütünü karışımı ile yapıldı. Ancak iki tütün arasındaki ciddi farklılık dört yıl aradan sonra ''Osman'' sigarasının 1917 yılında piyasadan çekilmesine neden oldu. Şirketin 4 yeni markasından sadece ''Osman'' pazardan çekilmek zorunda kaldı.

''Prince Albert'' markası piyasada o kadar çok tutuldu ki, şirket reklam kampanyasına 250 bin dolar ayırarak daha fazla tanıtılmasına destek verdi. ''Develer Geliyor'' başlıklarıyla yayınlanan reklamların da katkısıyla, 1921 yılında Amerika'da üretilen tüm sigaraların yarısını Camel marka sigaralardan oluşuyordu. Red Kamel 1936'da, Reyno 1947'de piyasadan çekildi. Camel hala satışa günümüzde de devam ediyor.

1939/40 NEW YORK DÜNYA FUARI
Amerika'da ilki 1876 Philadelphia'da düzenlenen uluslararası fuarın katılımcılarından biri olan Osmanlı İmparatorluğu, 1893 yılındaki Chicago fuarının da büyük bir pavyonla yer almıştı. Cumhuriyet döneminde ABD'de organize edilen 1939-40 yıllarında New York'ta yapılan fuara 60 ülke katıldı. İstanbul Kapalı Çarşı pavyonu ile fuara katılan çeşme, kahve dükkanı ve sigara tanıtımı yapılan Türkiye bölümünde, Türkiye Tütün İşletmeleri tarafından Galata, İstanbul'da yüzde 100 Türk tütününden üretilen sigaralar satışa sunuldu. Jockey Club, Samsun, Boğaziçi, Sipahi ve Yenice sigaraları fuarda tanıtıldı.

1946 AHMET ERTEGÜN CENAZESİ
Türkiye'nin Amerika Büyükelçisi Münir Ertegün 1946 yılında vefat ettiğinde, cenazesi Amerikan hükümeti tarafından USS Missouri gemisi ile Türkiye'ye gönderildi. USS Missouri İstanbul Boğazı'na demirlediğinde 19 pare top atışı ile Büyükelçiye saygıda bulundu. Amerikan Başkanı Harry Truman'ın Sovyetler Birliği'ne Türkiye ve Yunanistan'dan uzak durma mesajı verdiği gemi mürettabatına, Türkiye'den eli boş gönderilmedi. Her bir denizciye 30 paket Türk sigarası verildi. Durham, North Carolina'da yaşayan ve gemide bulunan mürettabattan biri olan C.J. Simpson, İstanbul'da kendisine verilen sigara paketlerini özenle sakladı.

Camel halen ABD'de sattığı sigaraları Türk tütünü vurgusu ile satmaya devam ediyor. 1900'lü yıllarında başında Doğu'nun gizemini markalarına taşımak isteyen şirketlerin kullandığı Türk vurgusu günümüzde eskisi kadar sıklıkla kullanılmıyor. Ancak Türk tütünü, marka olmayı 20. yüzyılın başında başarmıştı.
(Bu haber yazılırken jimsburntofferings.com web sitesinden kaynak olarak yararlanılmıştır)

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

 

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), sanayi üniversite işbirliğinin artırılmasına katkı sağlamak için ABD’nin Michigan Üniversitesi ile işbirliği protokolü imzaladı. İhracatçılar, üniversite ile eğitim, Ar-Ge, inovasyon, tasarım gibi alanlarda işbirliği yapabilecek.

 
'Türkiye - Michigan Üniversite – Sanayi İşbirliği ve Ar-Ge Forumu’nda üniversite ile işbirliği mutabakat zaptı imzalayan TİM, ihracatçılara uluslararası akademik bilgi ve birikimin kapılarının açılmasını sağladı. İşbirliği çerçevesinde ihracatçılar üniversitede eğitimin yanı sıra Ar-Ge, inovasyon ve tasarım alanlarında da işbirlikleri yapılabilecek.
 
Michigan Üniversitesi ile TİM’in işbirliğini değerlendiren Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Ar-Ge ve inovasyonun son derece önemli olduğunun altını çizerek işbirliğinin bu alanda katkı sağlayacağını kaydetti. Bakan Çağlayan, “Bu işbirliğiyle ticari, ekonomik, dostluk köprüsü kuracağız. Burada attığımız imzalar işbirliği köprümüzün çelik konstrüksüyonu olacak” diyerek anlaşma sonrasında ihracatçının katma değeri yüksek ürünlere yöneleceğine inandığını söyledi.
 
İşbirliği büyük fırsat
 
Michigan Üniversitesi ile imzalanan protokol ile ABD’nin en seçkin üniversite temsilcileri ve endüstri liderleriyle önemli bir işbirliğine imza atkılarının altını çizen TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi de 21. Yüzyılda bilgi toplumunda sanayi ve eğitimin içe olduğuna dikkat çekti. Büyükekşi, “Türkiye - ABD iki büyük stratejik ortak. Ancak ticaret ve yatırımda ilişkilerimizi daha da geliştirme ihtiyacımız var. Böyle işbirlikleri bunun gerçekleşmesini sağlayacaktır” şeklinde konuştu.
 
İşbirliği törenine katılan ABD’li heyet başkanı Michigan Lansing Belediye Başkanı Virg Bernero, “Eğer dünyanın bir başkenti olacak olsaydı, bu İstanbul olurdu” diyerek, işbirliklerinin karşılıklı fayda üzerine olacağını söyledi.
 
Michigan Üniversitesi otomotiv endüstrisine kapılarını açtı
 
Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB), Taşıt Araçları ve Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD), İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri, İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri ile Türk Amerikan İşadamları Derneğinin protokol imzaladığı Michigan Üniversitesi ile bundan böyle eğitim, Ar-Ge, inovasyon gibi alanlarda işbirlikleri gerçekleştirebilecek.
 
OİB Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Sabuncu, “Michigan otomotiv endüstrisinde dünyanın kalbi. Buradaki akademik bilgi birikime, deneyime bu işbirliğiyle ulaşabileceğiz. Özellikle Ar-Ge tasarım alanında endüstrimize katkı sağlayacağımızı düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu. TAYSAD Başkanı Dr. Mehmet Dudaroğlu ise üniversite sanayi işbirliğinde önemli bir imza attıklarını hatırlatarak, “Bu anlaşmayla üyelerimize eğitim alanında uluslararası kapıları da açmış bulunuyoruz. Tüm taraflar için kazançlı bir işbirliği” ifadesini kullandı. (Hürriyet)

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ABD temaslarının ikinci gününde Texas eyaleti Houston şehrine geçerek Houston Ticaret Ataşeliği'nin açılışını yaptı. Houston'da yaşayan Türk ve Amerikalılar'ın katıldığı açılış programında konuşan Bakan Çağlayan, Houston'da yaşayan başarılı Türk iş adamlarını övdü. Çağlayan, Amerikalı yatırımcıları da Türkiye'ye yatırım yapmaya davet etti.


 


Yeni teşvik sistemine de değinen Bakan Çağlayan, ''Yeni teşvik paketi öyle bir paket ki, bu imkanlardan yararlanmayan yabancı yatırımcı çok şey kaybetmiş olacak'' dedi.

Zafer Çağlayan daha sonra Türkiye'nin ilk Houston Ticaret Ataşesi Deniz Şenyurt ile kurdele keserek Houston Ticaret Ataşeliğini açtı. Çağlayan teşvik sisteminin detaylarını açılış sonrası yaptığı ikili görüşmelerde Amerikalı iş adamlarına aktardı.

Daha sonra Houston Omni Otel'de Teksas Türk-Amerikan Ticaret Odası (TTACC) sponsorluğunda düzenlenen ve çok sayıda Amerikalı iş adamının katıldığı gecenin onur konuğu olan Çağlayan, katılımcılardan büyük ilgi gördü.

Çağlayan burada yaptığı konuşmada da Türkiye ile Amerika'nın tarihten gelen dostluğunu vurgulayarak, ancak bu dostluğun ekonomik yansımalarını yeterince görmediklerini ifade etti.

Çağlayan, yeni teşvik yasası ile birlikte Türkiye'nin ABD ile olan ticaretinde ihracat açığının küçüleceğine inandığını söyledi.

Bakan Çağlayan, yaptığı konuşmada Türkiye'den Houston'a doğrudan uçuşlara başlanacağını da açıkladı. Türk Hava Yolları'nın en geç 2012 sonuna kadar Houston uçuşlarına başlayacağı haberini salondakiler ayakta uzun süre alkışladı.

Houston temaslarını devam ettirecek olan Bakan Çağlayan, Houston'da bulunan Raindrop Türkevi'ni ziyaret ederek, Texas eyaletinde ticaret yapan iş adamları ile görüşecek. Zafer Çağlayan ve beraberindeki heyet daha sonra uçakla Meksika'nın Puerto Vallerta şehrine hareket edecek. (AA)a

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

ABD'li banka JPMorgan Chase'in CEO'su, 2011'de toplamda 23 milyon dolar gelir elde ederek Wall Street'in en çok kazanan bankacısı oldu. JPMorgan Chase, Çarşamba günü CEO'su Jamie Dimon'a 23 milyon dolar ödediğini açıkladı. Banka geçen yıl da yöneticisine aynı parayı ödemişti ancak bu yıl Wall Street'teki diğer bankacıların ödemelerinde azalma görüldüğünden, Dimon üst üste ikinci yılında ABD'nin en çok kazanan bankacısı oldu.         


 


Dimon'a verilen para, ABD'li rakip banka Goldman Sachs'ın CEO'su Llyod Blankfein'a verilen paranın iki katından fazla. GOldman, Blankfein'a 2011'de 9 milyon dolar öderken, bu bir önceki yılda yaklaşık 4 milyon dolar daha az bir tutar.          
     
Dimon'a yakın ödeme alan tek CEO, Wells Fargo'nun üst yöneticisi John Stumpf oldu. Stumpf, toplamda 20 milyon dolara yakın bir ödeme aldı.  
   
Dimon kendisine verilen 23 milyon dolarlık tutarın 6 milyon dolarını maaş ve nakit ikramiye olarak aldı. Geri kalan tutar ise sınırlı hisse ve opsiyonlar olarak ödendi. Dimon bu hisselerden 2014'te para kazanmaya başlayacak.   

PARASI AZALMADI
Dimon aynı zamanda JPMorgan içinde, 2011 ödemesi azalmayan tek yönetici de oldu. Örneğin bankanın yatırım bankacılığı birimi şefi James Staley, geçen 16 milyon dolar ödeme alırken, bunun için 5.3 milyon dolarlık nakit ikramiye de bulunuyor.   

JPMorgan'ın finansal işlemlerden sorumlu yöneticisi Douglas Braunstein, ödemesinde en fazla düşüş gören yönetici oldu. Braunstein, bir önceki yıla göre 3 milyon dolar düşüşle, 9.5 milyon ödeme aldı. (Hürriyet)

Facebook

Youtube