Bilgisayar teknolojisi ile yeni yeni tanışan Türkiye gibi bir ülkenin ilk antivirüs ve firewall programlarından birini yazdı. Geliştirdiği teknolojinin milli bir kimliği olsun diye düşündü ve antivirüse Savungan, firewalle Korugan adını verdi. Pazarda satmak için çabaladı. Şirket şirket dolaştı. Kimi isimleriyle dalga geçti ilgi göstermedi, kimi Amerikalısı varken niye bir Türk internet güvenlik programı alayım dedi. 2003 yılında yazdığı ve kendi web sitesi üzerinde satarak para kazanmaya çalıştığı anti-virüs ve firewall programlarını Internet üzerinden Amerikalı bir firma keşfetti. Bu alanda büyümek isteyen şirket, genç mühendise iş teklif etti. Ülkede zekası, kapasitesi, bilgisi olmasına rağmen aradığı imkanı bulamayan bir beyin daha Amerika kıtasına böylece göç etti.
İlk olarak geliştirdiği ancak satmak için pazar ve imkan bulamadığı, isimleri ile dalga geçilen projeler Comodo şirketinde ürettiği Internet Güvenlik programı Comodo Internet Security programının atası oldu. Taş ekibi ile birlikte Comodo için geliştirdiği firewall ve antivirüs programları halen 55 milyondan fazla kişi tarafından kullanılıyor.
Eğer mesleğime Türkiye sınırlarında devam etseydim, büyük ihtimal bir bankanın bilgi işlem servisinde çalışıyor olurdum, diyor Taş. Beşiktaş Sakıp Sabancı Lisesini birincilikle bitiren Taş, Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümüne de Türkiye derecesi ile girdi.
1996 yılında Çağlayan semtinde çalışmaya başladığı yazılım firmasında ülkenin belkide ilk ticari zaafiyet analizlerinden (penetrasyon testi) birisini yaptı. O donemde yaptığı araştırmaların sonucunda çıkardığı SQLExec adlı program, Amerikan programcılık kurslarından halen ders olarak okutuluyor. Taş, bu sebeple National Security Administration tarafından internet güvenliği alanında çalışan ve sistem açığını keşfeden profesyonel olarak listeye alındı.
Genç mühendisin hayatındaki en önemli dönüm noktalarından biri de Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı için çalıştığı dönem oldu. Vakfın Başkanı Prof. Dr. Turan Yazgan vizyon sahibi bir kişilikti ve ona internet güvenliği ile ilgili yapılması gerekenleri anlattı. Türkiye siber güvenlik alanında pek çok eksiğe sahip. Hindistan, Çin yapıyor biz neden yapamıyoruz diye fikirlerini paylaştı. Hadi yapalım o zaman, diyen Yazgan genç beynin şirket kurmasını da teşvik etti. TÜBİTAK bünyesinde kurulan şirkete KOSGEB de destek oldu. Bugün bile pek çok ülkenin başaramadığını, tek başına Korugan ve Savungan (firewall ve antivirüs) programlarını yazarak yaptı.
Türkiye için üretilen belki ilk firewall ve antivirüsünü yaptık ama satamadık. Dolayısıyla geliştirmeye devam edemedik. Çünkü Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülkede bu yapıyı ayakta tutacak bir eko-sistemi yoktu. Şimdi o ekosistemi kurabilmek için 10 yıl sonra Comodo olarak tekrar doğduğum topraklara girme kararı aldık, diyor.
Comodo tarafından geçtiğimiz günlerde resmi açılışı yapılan ODTÜ Teknopark Siber Güvenlik Ar-Ge Merkezinde 70 kadar mühendis Egemen Taş yönetiminde proje geliştiriyor.
AMERİKA MACERASI NASIL OLDU?
Genç mühendisin internet üzerinden firewall satmaya çalıştığını online ortamda fark eden Comodo kurucusu Melih Abdulhayoğlu, SSL sertifika üretiminin yanı sıra firewall ve antivirüs alanına da girmek istiyordu. Taş projeler için biçilmiş kaftandı. Taş, İlk teklif şirketin CEOsu tarafından İngilizce olarak yazılmış bir emaille geldi.
Bir süre Türkiye Comodo elemanı olarak çalıştım sonra da 2006 yılında Amerika ofise transfer oldum. Dünya genelindeki güvenlik ile ilgili sorunlara eğilen bir vizyonun içinde kendimi buldum. Böyle bir ortamda verimli olmamak imkansız, diyor.
Takım lideri olarak işe başlayan Taş, sırasıyla proje müdürü, direktör ve iki yıl önce de baskan yardımcısı görevlerini üstlendi. Hergün dünyanın 5 ayrı ülkesinden bilgisayar mühendisleri ile çalışan Taş, farklı iş kültürlerinin inovasyona etkisinin büyük olduğunun altını çiziyor ve ekliyor “Bazı teknolojileri sadece Türkiye, sadece Rusya ya da sadece Amerika sınırları içinde geliştiremezsiniz. Mesela antivirus teknolojileri tek bir ülke kaynakları ile tam anlamıyla geliştirilemez. Yapılabilseydi bu Çin için yapılabilirdi ama yaplamadı.”
TÜRK GREEN CARDI VERMELİYİZ
Siber güvenlikte dünyanın iki farklı gruba ayrıldığına dikkat çeken Taş, bir konuya da çözüm olarak öneri getiriyor: Siber güvenlik alanında çok öne geçen ülkeler var. Bir de çok geride kalanlar var. Bu iki gurup arasında kanımca 20 yıllık bir fark var ve ara hızla açılıyor. Sanayi devreminin yaşandığı 19. yüzyıl başlarında 20 yıllık fark az olabilirdi ama 21. yüzyılda bu çok ciddi süre. Türkiye bugün doğru adımlar atıyor ancak arayı daha hızlı kapatmak için Rusya, Ukrayna, Romanya, Çin, Hindistan gibi ülkelerden nitelikli uzmanların Türkiye için çalışmasına yön verecek bir Türk Green Card sistemine de ihtiyaç var. Bu hızlı teknoloji transferine, rekabetci bir iş pazarina ve teknoloji geliştirme masraflarının yüzde 50-80 oranında düşmesine imkan tanır.
2003 yılında yazdığı ama Türkiye için belki de lüks olarak görülen ve kimsenin yüzüne bakmadığı yazılımları simdi bir eko-sistem dahilinde yeniden Türk teknoloji dünyasına kazandırmak için çaba harcayan Taş ve Comodo ekibi bugün Türkiye’nin başlattigi siber guvenlik hamlesinin önemli aktorleri olarak öne çıkıyor.