Cemil Özyurt- Turk Avenue Özel - 15 yaşındayken doğduğu Manisa'dan Mısır İskenderiye'ye göç eden ve 30 yaşına kadar tütün ticaretiyle uğraşan Sefarad Türkü Morris Şinasi, bundan 100 yıl önce Amerikan Rüyası'nı gerçekleştiren ilk Türk göçmenlerden biri. 1855 yılında Manisa'da Sefarad Yahudilerinden fakir bir ailenin dört çocuğundan biri olarak dünyaya geldi. On beş yaşına gelince ailesine yardım etmek için Yahudi mezarlığında bekçi olarak işe girdi. Okuma yazması olmadığından bir mezar yerini gösteremediği için işten atıldı. İş arayan Şinasi 1870 yılında henüz 15 yaşlarında Garaffolo isimli bir tütün tüccarının yanında işe girdi. Kısa zamanda patronunun gözüne giren Morris gösterdiği başarıdan dolayı patronu tarafından Mısır'a götürüldü. Amerika'da şansını denemek üzere patronundan aldığı borçla 1890 yılında yola koyuldu.
500. Yıl Vakfı Başkanı araştırmacı yazar Naim Güleryüz'ün izini New York'ta da sürdüğü ve hakkında makale yazdığı Şinasi'nin yıldızı 1893 yılında Chicago'da gerçekleştirilen uluslararası fuarda ilk patentli sigara sarma makinesini tanıtmasıyla parladı. Chicago'daki fuarın ardından New York'a dönen ve kardeşi Solomon ile ''Schinasi Brothers'' şirketini kuran Morris Şinasi, Türkiye'den ithal ettikleri tütünü 1904 yılında açtıkları Broadway 120. Cadde'deki fabrikalarında işleyerek sigara üretimine geçti. Fabrikada 200'e yakın Manisalı Yahudi çalışıyordu. Bir paket sigara 35 sente satılıyordu. Fabrikasında çalışanlardan kendi işini kuranlar da oldu. Sam Benaderet adında Türkiyeli bir Yahudi Şinasi Biraderler'de ustabaşı olarak çalıştı. Sam Benaderet daha sonra 1915 yılında San Fransisco'ya yerleşti ve kendi sigara fabrikasını kurdu. Bu fabrika 1980 yılının Mart ayına kadar faal kaldı.
Virginia tütününe alışık Amerikalılar ilk kez Türk tütünü ile tanıştı ve Şinasi kardeşler ''Natural'', ''Egyptian Prettiest'' ve ''Royal'' markalarıyla ürettikleri sigarayla Amerika'da kısa sürede tanındı. Sigaralar, Osmanlı motifleri ile süslü açık yeşil, sarı ve kırmızı renkte kutularda satışa sunuldu. ''Musa'nın Evlatları Cumhuriyet'in Yurttaşları'' kitabının yazarı Rıfat N.Benli'nin araştırmasında, Morris Şinasi'nin asıl adının Musa Eskinazi olduğu, ABD'ye geldikten sonra adını değiştirdiği bilgisine yer veriliyor.
II. ABDÜLHAMİD'DEN NİŞAN ALDI
Yaptığı çalışmalar ve tütün endüstrisine katkıları nedeniyle 2. Abdülhamid tarafından 1906 yılında Dördüncü Dereceden Osmanlı nişanı ile ödüllendirilen Şinasi, 1928 yılında öldü. Eşi Laurette, Morris Şinasi'nin vasiyeti üzerine ölümünden sonra Manisa'ya gidip yapımı tamamlanan Manisa Çocuk Hastanesi'nin açılışını kocasının doğum gününde yaptı.
Halen faaliyette olan hastane, New York'ta bir banka tarafından kontrol ediliyor.
1903 yılında iş için gittiği Selanik'te iş arkadaşı olan Jozef Ben Rubi'nin kızı Laurette ile tanışıp evlendi. Morris ve Laurette Şinasi çiftinin üç kızları, bir oğlu dünyaya geldi. Victoria, Altina, Juliette ve Leon. Altina daha sonra Amerika'nın tanınmış heykeltraş ve dizaynırlarından biri oldu. Özellikle 1939'da Amerika'da bir çılgınlığa dönüşen Harlequin stili (kedi gözü stili) gözlüklerin tasarımcısı olarak ün yaptı. Lord & Taylor için yaptığı gözlük tasarımı nedeniyle 1000 dolarlık ödüle layık görüldü.
MİLYON DOLARLIK MALİKANE
1907 yılında artık milyoner olan Morris ve Solomon kardeşler o yılların ünlü mansiyonlarından Manhattan'ın yukarı batı bölgesinde yer alan Riverside Drive ve 89. Cadde üzerindeki Isaac Rice mansiyonunu satın aldı. Bu bina günümüzde Orthodoks Yahudi okulu, Yeshiva Ketana olarak hizmet veriyor. Morris Şinasi aynı yıl mimar William Tuthill'e yine kardeşinin evinin olduğu Riverside Drive ve 107. Cadde üzerinde bir malikane yaptırdı. Tuthill New York'taki dünyaca ünlü Carnegie Hall konser salonunun da mimarıydı. Malikane Morris Şinasi'ye 180 bin dolara mal oldu. (Bugünün 4.4 milyon dolar civarında)
Müteahhit Charles T. Wills tarafından Fransız rönasans stilinde yapılan mansiyon, 1909 yılında tamamlandı. Ev dönemin ünlü tasarımcıları tarafından dizayn edildi. Oryantal halı kaplı salonlar, Hindistan'dan ithal edilen Hint meşesinden oyma panellerle süslenen kütüphane, süslü oymalı mobilyalar, mermer mozaikler, piyano, Mısır'dan ithal mermer kaplamalar evi o yılların en gözde evlerinden biri yaptı. Evin alt katında Hudson Nehri'ne erişimi olan bir tünel de bulunuyor.
Dönemin mimarları malikaneyi övse de, Şinasi yapılan işten memnun kalmadı. 1911 yılında Şinasi kardeşler 2 sigara fabrikası sahibiydi ancak Şinasi, mimar Tuthill'e ödeme yapmayı reddetti.
Tuthill, Şinasi'ye 5655 dolar alacağı için dava açtı. Çevrelerinde cömert işadamları olarak tanınan Şinasi
kardeşlerin mimara parasını ödememesi enteresan karşılandı. Nitekim Şinasi kardeşler çevrelerinde bulunan Yahudi ve Hristiyan vakıflara yardımda bulunuyordu. La America dergisi Şinasi kardeşlerin çalışanları için sık sık kurban kestiğini yazıyordu. Ayrıca yanında şoför olarak çalışan ve Cumhuriyet ilan edilince Türkiye'ye dönmeye karar veren Hamdi, yol parasını ve harçlığını Şinasi'den aldı.
{gallery}Morris_Sinasi_Malikane{/gallery}
8.5 MİLYON DOLAR SERVET
1916 yılında şirketinin tüm haklarını Amerikan Tabacco Company'e satan Morris Şinasi 10 Eylül 1928 yılında öldüğünde geride 8.5 milyon dolar servet bıraktı. Vasiyetinde bağışta bulunduğu yerler arasında Manisa'da yapılacak Morris Şinasi Çocuk Hastanesi inşaatı da vardı. Yaklaşık 1 milyon doları bu hastanenin inşaatı ve sonraki yıllarda işletmesi için ayırdı. Chemical Bank Of New York'u da mutemet tayin etti.
Ölümünden 2 yıl sonra ailesi mansiyonu Semple Realty Corporation'a 200 bin dolara sattı. Rosa Gunter Semple mansiyona taşındı ve kızları yetiştirmek üzere The Semple School for Girls adında bir okul kurdu. Semple, 93 yaşında binadaki odasında 10 Ekim 1956'da öldü. Bina 1960 yılından itibaren 'The Children Mansion' adıyla Columbia University tarafından günlük bakım merkezi olarak kullanılmaya başlandı. 1974 yılında mansiyon New York'un tarihi eserlerinden biri olarak kabul edildi. 1979 yılında satışa çıkarılan evi bisiklet sürerken gören Columbia Hukuk Fakültesi profesörlerinden Hans Smit ve eşi Beverly 325 bin dolara satın aldı. Smit evde hiç yaşamadı ancak kiraya verdi. Woody Allen'in filmi ''Bullets Over Broadway'' bu evde çekildi.
Smit, yaklaşık 30 yıl sürecek restorasyon çalışmalarına o yıllarda başladı. Oyulmuş meşeden yapılan ananas ve tütün yaprak motifleriyle süslü merdivenler, Mısır'dan getirilen mermerler içine elle işlenen tavan süslemeleri, parke zeminler, mozaik duvar detayları 1909 görünümüne geri döndü. Ancak Hudson Nehri'ne ulaşımı olan tünel kapalı kaldı. Smit'in avukat oğlu Robert okuldan mezun olduktan sonra 1980'li yılların başından itibaren iki kızıyla evde yaşamaya başladı.
2006 yılında Smit çifti mansiyonu 31 milyon dolardan satışa çıkardı. Bir süre markette kalan mansiyon 2011 yılında 24.9 milyon dolardan satış listesine kondu. Uzun yıllar satış listesinde alıcı bekleyen ev, 2011 yılında 24.9 milyon dolara tekrar satış listesine kondu.
Ev ile ilgili videoyu burdan izleyebilirsiniz.