Türkiye'den binlerce kilometre uzaklıktaki Meksika'da yaşayan bir Türk girişimcinin başarı hikayesi göz kamaştırıyor. Ayşe Koçak, 3 yılda "En güçlü 100 senyora" listesine girmeyi başardı. Yıllarca yurt dışında uluslararası şirketlerde çalıştıktan sonra Meksika'da bir ilaç şirketi kuran Ayşe Koçak, sadece 3 yıl içinde 100 milyon dolarlık satış rakamına ulaşınca, Meksika medyasının dikkatini çekti. Meksika'da yayınlanan CNN Expansion adlı dergi, Ayşe Koçak'ı ülkenin "en güçlü 100 kadını" arasında gösterdi.
Geçen hafta yapılan Türk-Meksika İş Konseyi'ne konuşmacı olarak davet edilen Ayşe Koçak, hikayesini, Meksika'da iş yapmanın gereklerini ve yabancı yatırımcıların Türkiye'ye bakışlarını anlattı.Bundan 18 yıl önce Türkiye'de üniversite eğitimini tamamladıktan sonra uluslararası bir ilaç şirketinin Türkiye ofisinde çalışmaya başlayan Ayşe Koçak, 2000 yılına kadar şirketin Avrupa, Afrika ve Ortadoğu birimlerinin sorumlusu olarak çeşitli ülkelerde görev yaptı. 2000 yılında New York'taki merkez ofiste çalışmaya başlayan Koçak, 2007 yılında şirketten ayrılıp, kendi ifadesiyle "daha riskli ve girişimcilik gerektiren işlere atıldı."
2009'DA MEKSİKAYA GİTTİ
Koçak, hikayesini şöyle anlattı: "San Francisco'da biyoteknoloji üzerine çalışan bir şirkete katıldım. Klinik araştırmalar yapan bu şirkette amacımız şirketin hisselerini piyasaya açmaktı. 2 yıl burada çalıştım. Bu sırada birçok yatırımcıyla, Türkiye'de, Latin Amerika'da dünyanın çeşitli yerlerinde ilaç şirketleri kuran yatırımcılarla tanıştım. Bu yatırımcılar, Latin Amerika'da bir şirket kuracaklarını söyleyerek bana teklif getirdiler. 'Bu şirketi daha sonra dünyanın yükselen pazarlarına götüreceğiz' dediler. Türkiye de bu pazarlardan bir tanesi. Ben de daha önce bu pazarlarda çalıştığım için, benim tecrübelerimle yatırımcıların ihtiyaçları örtüştü. Bunun üzerine ben bu yatırımcılara katıldım ve ilk olarak 2009 yılında Meksika'ya gelerek şirketi kurdum."
"İSPANYOLCA BİLE BİLMİYORDUM"
"Meksika'ya geldiğimde ne İspanyolca biliyordum ne kimseyi tanıyordum" diye konuşan Koçak, buna rağmen işlerinin yolunda gittiğini ve çok büyüdüğünü söyledi. "Meksika'da sıfırdan 100 milyon dolarlık satış rakamına ulaştıklarını" anlatan Koçak'ın başarısı, ülkenin önde gelen gazete ve dergilerinin de dikkatini çekti. Koçak, Meksika'ya yerleşmesinden 2 yıl sonra ülkenin önemli dergilerinden biri olan CNN Expansion tarafından her yıl hazırlanan bir listede, Meksika'nın en başarılı 100 kadını arasında yer aldı.
Meksika'da faaliyet gösteren birçok dev uluslararası şirketin kadın başkanları ve yöneticilerinin yer aldığı listeye giren Koçak, ayrıca bir ilke daha imza atarak, ülkenin ilk kadın ilaç şirketi genel müdürü oldu.
Koçak, bunun ülkedeki kadın yöneticiler açısından önemli bir gelişme olduğunu belirterek, başarısının bir anlamda Meksika'daki kadınların önünü açtığını söyledi.
"Şimdi, özellikle ilaç şirketleri genel müdür ararken, kadın olmasına dikkat ediyor" diye konuşan Koçak, Meksika'da ticaret yapan, özellikle el sanatları gibi küçük işletmeleri olan kadınları destekleyen bir kuruluşun da yönetim kurulu üyesi olduğunu belirtti.
"KADINLAR TÜRKİYE'DEN DAHA GERİ PLANDA"
Kendi şirketinde de kadınları desteklemek için projeler yürüttüklerini anlatan Koçak, "Çalışanlarımızın kız çocuklarını bir çatı altında toplayıp, onlara da rol model olmak gibi bir projemiz var. Çünkü Meksika'da iş dünyasında çok fazla kadın yok. Mesela Türkiye'ye göre kadınlar çok daha geri planda kalıyorlar. Belki eğitimlerini alıyorlar, iş hayatına da başlıyorlar ama aile kurduktan sonra çok fazla devam etmiyorlar. Bu anlamda Türkiye'ye de benziyor Meksika. Ama kadınlar burada Türkiye'den daha geri plandalar. O anlamda belki bizim 20 sene gerimizdeler bana göre. İşe birini alırken de kadın olmasını istiyorum ama burada çok kolay değil kadın yönetici bulmak" dedi.
"TÜRK İŞADAMLARI MEKSİKA'YA YÖNELMELİ"
Ayşe Koçak, Meksika'da iş yapmanın aslında zor olmadığını anlatırken de "Aslında Türk olduğum için zorlanmıyorum. Belki Amerikalı olsam zorlanırdım ama anlıyorum onları. Örneğin bazen kontrat imzalanmasa da verilen sözler üzerine yapılıyor işler. Türkiye ile benzeşen çeşitli dengeleri var Meksika'nın. O yüzden çok zorlanmıyorum. Bilakis, daha rahatım" diye konuştu.
Koçak, Meksika'nın avantajlarını sıralarken ise, şöyle konuştu:
"Meksika'nın birçok ülkeyle serbest ticaret anlaşması olduğu için, öncelikle çok büyük bir pazar olan ABD'ye de buradan mal gönderilebilir. Ayrıca bu, sadece ABD değil, tüm Latin Amerika için de geçerli. ABD'de mal satan Türk ilaç şirketleri de varsa, Meksika'ya girmeleri çok kolay çünkü ABD'de onaylanmış malların, Latin Amerika'ya özellikle Meksika'ya girmeleri, ruhsatlandırılması ve satılması çok kolay. Meksika, aynı zamanda, ABD'ye yakın olması nedeniyle, şirket kurulması, devletin desteği ya da teşviki anlamında çok ileri bir ülke. Mesela, Brezilya ile kıyaslandığında çok ileri bir ülke. Ama tabii burada özellikle güvenlik gibi çeşitli faktörlere dikkat etmek gerekiyor"
Meksika'nın ileride çok büyüyeceğini ve bütün Latin Amerika'da liderlik pozisyonunda olacağını ifade eden Koçak'a göre Türk işadamlarının Meksika'yı daha fazla ciddi anlamda bir fırsat olarak değerlendirmeleri gerekiyor. Koçak bunun nedenini, "Burada 100 milyon insan yaşıyor ve 450 milyon insana ulaşmak için kapı olabilir" diye açıkladı.
"TEK TÜRK RESTORANI BİLE YOK"
Meksika'da iş yapmak isteyenlere tavsiyelerde de bulunan Koçak, "Burada başarılı olmak için birkaç tane ön unsur var. Bunlardan bir tanesi pazarı tanımak. Tanıdıktan sonra Türkiye'den ne getirilebilir onu anlamak. Ondan sonra başarılı olunabileceğini düşünüyorum. Bu pazarda olmayan ama Meksikalılara hitap edebilecek Türk ürünleri var. Mesela Mexico City'de bir tane Türk restoranı yok. Ama biliyorum ki Meksika halkı ve onların ağız tadı bizimkiyle çok yakın. Dolayısıyla çok başarılı olur çünkü yemeğe çok para ve zaman harcıyorlar" dedi.
MEKSİKALILAR TÜRKİYE'Yİ RADARA ALDI
Yurt dışındaki iş tecrübeleri sırasında önemli yatırımcılarla tanıştığını söyleyen Koçak, Türkiye'ye olan yabancı yatırımcı ilgisi konusunda da önemli bilgiler verdi. Koçak, "Önemli yatırımcılarla çok iyi ilişkilerim var. Son 2 yıldır yatırımcılar bana Türkiye ile ilgili çok sorular getiriyorlar. Türkiye'deki şirketleri soruyorlar. Enerji sektöründe, özellikle ilaç şirketleri açısından. Son zamanlarda Türkiye'ye olan ilginin çok daha fazlalaştığını görebiliyorum. Türkiye'de yatırım yapmak istiyorlar, orada şirket satın almak istiyorlar" dedi.
Koçak, Türkiye ile ilgilenen yatırımcıların Türkiye'de devletin teşvikleri konusunda çok bilgi sahibi olmadıklarını, bununla ilgili Türkiye'nin daha fazla tanıtım yapması gerektiğini söyledi. Koçak, şöyle devam etti:
"Yabancı yatırımcılar, genel anlamda Türkiye'ye yatırımı çok olumlu görüyorlar. Türkiye'nin milli geliri yüzde 8-9 büyüyor her sene. O yüzden Türkiye çok enteresan geliyor onlara. Ben de dışarıdan izliyorum Türkiye'deki gelişmeleri. Gittiğim zaman da görüyorum ve gurur duyuyorum. Bence güzel şeyler oluyor Türkiye'de. O yüzden Türk olmanın gururunu yaşıyorum. Türkiye'nin itibarı giderek yükseliyor." Koçak, kendisinin de Türkiye'de yatırım planları olduğunu belirterek, "Şu anda çalıştığım şirketin Türkiye'de operasyonlara başlamak gibi planları var. Önümüzdeki 2 yıl içinde olacak bunlar" dedi.
"SİMİT, BEYAZ PEYNİR VE ÇAY'I ÖZLEDİM"
Yıllardır Türkiye dışında yaşayan Koçak'ın Türkiye'de en çok özledikleri arasında ailesi ve arkadaşlarından sonra "simit" geliyor. Koçak, simide olan özlemini anlatırken, şöyle konuştu: "Türkiye'ye gittiğimde sokakta dolaşırken hemen simide saldırıyorum. Simit, beyaz peynir, çay. Diğer yemeklerin yerini belki başka birşey tutsa da onun yerini hiçbir şey tutmuyor. Bir de ailemi zorla ikna edip buraya getirtiyorum sırf bize özgü cantık diye bir börek vardır, onu yapsınlar diye. Bunun dışında Türkçe konuşmayı özlüyorum. Oturup arkadaşlarımla Türkçe sohbet etmeyi özlüyorum."
(Ekofinans.com) (Foto: http://www.gcaesthetics.com)