Türk Sevgilinin TV Filmine Konu Olacak Davası

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive
 

ABD’de kendisinden 50 yaş büyük otomotiv bayisi, aynı zamanda patronu olan sevgilisinin vefatı sonrasında işinden kovulan Emel Dilek’in New York’ta açtığı tazminat davası yargıcı bile şaşırttı. Hikayeyi dinleyen yargıç, "Bu dava TV filmine konu olur" dedi.


 


ABD’nin Connecticut eyaletinde zenginlerin yaşadığı Greenwich kasabasındaki Mercedes bayisinin sahiplerinden Ronald (Ron) Pecunies ile birlikte yaşarken bu firmada 120 bin dolar yıllık maaşla “İş Geliştirme ve Pazarlama Müdürü” olarak işe başlayan 35 yaşındaki Dilek, evli sevgilisi Pecunies’in pankreas kanserine yakalanıp vefat etmesi sonrasında işinden kovuldu.

Dilek, federal mahkemede açtığı tazminat davasında, 2005 yılında işe başladığı şirketten 2007'de hayatını kaybeden Pecunies’in ölümünden iki yıl sonra kovulduğunu belirterek, çalışma kontratına saygı gösterilmediğini iddia ediyordu.

12 yıl önce firmadaki hisselerinin yüzde 25’ini Pecunies’e satarak yanına ortak alan Arthur Watson, genç kadına karşı dava açarak Dilek’in tek işinin firmanın kredi kartını kullanarak mülki hırsızlık yapıp tüm zamanını Manhattan’da alışverişle geçirmek olduğunu öne sürdü.

TEK İŞİ RON'LA YATMAKTI

Dilek’in davasında, sevgilisinin eski ortağı Arthur Watson ile yargıç arasında aşağıdaki ilginç diyaloglar yaşandı:

Yargıç: Dilek’in görevi neydi ve neden işten çıkardınız?

Watson: Onun normal gündelik işi Ron ile yatmaktı. Onun işten kovmamın tek nedeni, eski ortağımın sevgilisinin ya da affedersiniz nişanlısının benim için çalışmasını istemememdi.

Yargıç: Dilek’in firmaya ait kredi kartlarını kullandığını ne zaman fark ettiniz?

Watson: İşe başlar başlamaz. 2005’ten beri.

Yargıç: Yani Emel Hanım 2005’ten bu yana bu firmadan maaş almasına rağmen hiç yapmadı mı?

Watson: İş yaptığına inanmıyorum.

Yargıç: Peki yapması gerekenler, yükümlüklerinin ne olduğunu hatırlıyor musunuz?

Watson: Evet, hatırlıyorum. Yaptığı şey Ron ile yatmaktı.

Yargıç: Buna rağmen maaş ödemeye devamettiniz?

Watson: Ne yapabilirdim ki, Ron’un sevgilisiydi.

Yargıç: Ne kadar maaş aldığını biliyor muydunuz?

Watson: Hayır, Ron’un sevgilisiydi, karışamazdım, bilmiyordum.

Yargıç: Dilek’e hiç mektuplu bir uyarıda bulundunuz mu?

Watson: Hayır. Ron ile çıkıyordu. Onun sevgilisiydi.

Yargıç: Eşiniz Diana, firmanızda hiç çalıştı mı?

Watson: Hayır hiç çalışmadı.

Yargıç: Peki hiç firmanızdan maaş çeki aldı mı?

Watson: Evet, aldı. Benim eşim olduğu için.

Yargıç: Eşiniz Diana firmaya ait kredi kartları kullandı mı? Bunları kim ödedi?

Watson: Evet ödedi. Bunları ben ödedim.

"FİLM OLUR"

Manhattan’daki Federal mahkemede davaya bakan Paul Oetken, yaşanan bu diyaloglardan sonra Dilek’e hak vererek davaya devam edilmesine karar verdi. Yargıç, “Bu kontratın durum ve şartları ender rastlanır olmasına rağmen hakikaten bir TV filmi olmaya layık" yorumu yaptı.

Dilek aleyhine açılan karşı davayı da geri çeviren yargıç Oetken, “Bu maaş gönüllü olarak ödenmiş. Bu kadının işyerindeki yokluğu, zayıf performansı ve Pecunies ile olan ilişkisi açık olarak zaten sergileniyormuş. Mecazi anlamda belki otoyol hırsızlığı yaparak kendisini kurtarıyor, ancak mülki bir hırsızlık yapmamış” ifadelerini kullanarak, genç kadına yüklü bir tazminat kazanacağının da erken sinyalini verdi.

New York sosyetesinin tanınmış yüzlerinden biri olan Dilek’in Alman asıllı sevgilisi Ronald Pecunies ile olan ilişkisi sonrasında birlikte yaşadıkları Central Park manzaralı daireyi boşaltmak şartı ile de 1.7 milyon dolar aldığı da New York gazeteleri tarafından yazılmıştı.
(Razi Canikligil, Hürriyet)