
Gürses'in sağlık durumuyla ilgili dün yaşanan gelişmeler şöyle:
Ünlü sanatçının menajeri Nevzat Takmaz, hurriyet.com.tr'nin sorusu üzerine ''Doktoru artık yapacak bi şey kalmadığını söylüyordu. Bir iki gün ancak yaşayacağını söylüyordu. Beyin fonksiyonlarının tamamen bittiği söylenmişti. Suni akciğere bağlı olarak yaşıyor. Müslüm Gürses'in bağlı olduğu suni solunum cihazının fişi çekilince her şey bitti demek olacak'' dedi.
''O halde artık size başınız sağolsun diyebilir miyiz?'' sorusuna Nevzat Takmaz, ''Evet artık diyebilirsiniz. Bitti her şey'' yanıtını verdi.
DOKTORU: "KAYBEDEBİLİRİZ"
Gürses’in doktorlarından Deniz Şener ünlü şarkıcının sağlık durumuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
"Müslüm Bey ile ilgili olarak durumunda farklı bir durum yok. Genel durumu iyi değil, iyiye gitmiyor. Uzun süren yoğun bakım sürecini yaşadık, yaşıyoruz.
Yoğun bakımda makine desteği ile yaşamını sürdürüyor. Kaybedebiliriz.
"Ancak beyin ölümü gerçekleşmiş değil. Durumunun son haftalarda iyiye gitmediğini görüyoruz. Kaybedebiliriz, bu bir risk. Akciğer sorunumuz çözülemedi. Akciğer makinesi ile solunum desteği yapıyoruz, özel bir makine bu. Kolunu bacağını oynatıyor.
"Bilinci yerinde değil. Solunum desteğini sürdürüyoruz. Beyin ölümü için kriterler vardır. Bu kriterler içinde beyin ölümü gerçekleşmiş değil. Bulgular nedeniyle böyle bir algılanma yapılmış olabilir. Genel durumu kötü çünkü. Böbrek, karaciğer, yetersizliği, enfeksiyonlar yaşadık. Vücut direnci nedeniyle bir problemi çözdük, başka sorun çıktı.
"Tıbbi olarak yapılması gereken her şey sonuna kadar yapıldı. Maalesef arzu ettiğimiz iyileşmeyi sağlayamadık."
DOSTLARI HASTANEYE KOŞTU
SAĞLIK durumu kritik olan Müslüm Gürses’in yattığı hastaneye sanatçı dostları Orhan Gencebay, Sezen Aksu, Ferdi Tayfur, Selami Şahin, Yunus Bülbül ile Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül gelerek, doktorlarından sağlık durumu hakkında bilgi aldı.
Ziyaretin ardından basın mensuplarına açıklama yapan Orhan Gencebay: "Müslüm kardeşimin bu durumuna son derece üzülüyorum. Yaklaşık 4 aydan beri yakın takip ediyorum. Her gün doktorlarından bilgi alıyorum. Son derece emin ellerdeydi. Öğrendiğim kadarı ile gereken her şey burada yapıldı. Ameliyat olarak, teknik olarak en üst düzeyde her şeyin yapıldığını biliyorum. Ancak Müslüm kardeşimin kısmeti buymuş. Vücudunun biraz yorulmuş olduğunu düşünüyorum, düşünülüyor. Bu yüzden şu anda bu durumda şifa diliyoruz. Yaradanın emridir. Ben de 13 sene evvel bir by-pass geçirdim. 5 damar takviyesi oldu. Yaradan bana izin verdi. İnşallah Allah’tan ümit kesilmez. Müslüm kardeşim daha iyi olur ümidini taşıyorum" dedi.
Yıllar önce için hastandene randevu aldığını söyleyen Orhan Gencebay, Müslüm Gürses ile ilgili anısını şöyle anlattı:
"10 yıl evvel Müslüm kardeşimin yine bu şikayetleri olduğunda Muhterem Nur hanımefendi beni aradı. Anjiyo olması gerekiyordu. Fakat Müslüm kardeşim kaçıyormuş. Biraz çekiniyordu herhalde. Ben bu hastaneden randevu aldım. Sonra öyle bir espri oldu ki! Muhterem hanım anlattı. Anjiyo gününü, saatini aldık. Müslüm kardeşime söylemiş, ’Anjiyo olman gerekiyor’ diye. O da ’gitmem’ demiş. ’Mutlaka gitmen gerekiyor’ demiş. Gitmem dediğinde, ’ama bu randevuyu kim aldı biliyor musun?’ diye sormuş. ’Kim aldı?’ dediğinde ’Orhan Baba’ diye cevap vermiş. ‘Yok ya, ayıp olur, gitmek lazım’ diye bana olan saygısından dolayı 10 yıl önce gelip stent takıldı. Yani Müslüm Baba, böyle son derece duyarlı, saygılı, duygu dolu bir insan. O zaman ben de hastanede ziyaret ettim. Orada gülüp, bunu anlatmıştım. İnşallah yine böyle olur ümidini taşıyorum" dedi.
Selami Şahin, hastaneye girişinde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Müslüm Gürses ile 40 yıllık dost olduğunu belirterek, “İnsan olarak, müzik adamı olarak böyle biri daha dünyaya gelmedi. Kendisine şifalar diliyorum, dualarım onunla” dedi.
Şişli Belediye Başkanı Sarıgül, Müslüm Gürses'in doktorlarıyla görüştüğünü ifade ederek, “Müslüm babaya şifalar diliyorum. Tıpta mucizeler her zaman olur. Bu mübarek cuma gününde dualarımız Müslüm Gürses ile” diye konuştu.
Şarkıcı Yunus Bülbül "Babasız kalmanın üzüntüsü bizi çökertir. Çok üzülüyoruz. Allah’tan ümit kesilmez. Bir umut doğar inşallah" dedi.
Hastanede yaklaşık bir saat kalan Ferdi Tayfur ise çıkışta yaptığı açıklamada, "Son durumu ile ilgili aldığımız bilgi, kalbi atıyor. Bizim bir lafımız vardır Allah’tan ümit kesilmez. Müslüm kardeşimiz, şu an kalbi çalışıyor. Ama durumunun iyi olmadığını söylüyorlar. Benim bildiğim kadar, inşallah iyi olur. Tekrar o güzel şarkıları yorumlar" diye konuştu. (DHA-AA)
HASTANE: MAKİNEYE BAĞLI YAŞIYOR
Memorial Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Deniz Şener, sanatçı Müslüm Gürses'in durumunun iyi olmadığını belirterek “kaybedebiliriz, ancak şu anda makineye bağlı olarak hayatı devam ediyor” dedi.
SAĞLIK BAKANI ÖNCE 'ÖLDÜ' DEDİ, SONRA O TWEETİ SİLDİ
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki hesabında önce Gürses'i kaybettiğimizi yazdı, sonra o tweeti sildi.
Mehmet Müezzinoğlu
Müslüm Gürses'i kaybettik. Çok üzgünüm, başımız sağolsun. Ailesi ve yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Bakan Müezzinoğlu, daha sonra Twitter hesabından Müslüm Gürses ile ilgili yaptığı açıklamayı sildi. Kırklareli'nde bulunan Bakan Müezzinoğlu, durumu soran gazetecilere "Müslüm Gürses'in dün gece durumu kötüydü" dedi.
ATILAN TWEET DANIŞMANLARIN TEKNİK HATASI
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, kendi Twitter hesabından Müslüm Gürses' in ölümüyle ilgili atılan tweetin teknik bir hata olduğunu söyledi. Müezzinoğlu,"Bizim arkadaşlar teknik bir hata yapmış. Rabbim uzun ömür versin inşallah.. İki saat önce aldığım bilgi nefes alıp verdiğiydi ve durumunun kritik olduğuydu" dedi.
BAKAN ŞİMŞEK: SENİ UNUTMAYACAĞIZ
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Twitter'daki hesabında Müslüm Gürses'in ardından şunları yazdı:
Mehmet Şimsek
"İlkokulu bitirdim. Gerisi yok.." Bunu diyen Müslüm Gürses milyonların kalbine taht kurdu. Mütevazı, derinlik sahibi, mahcup ve sakindi
Yine milyonların kalbinden uğurlanacak, elbette unutulmayacak, hayırlı yad edilecek. Mekanı cennet olsun, Allah rahmet etsin..
Müslüm Baba!.. Mekanın cennet olsun Nur içinde yat Seni unutmayacağız..
MÜZİK DÜNYASININ 'MÜSLÜM BABA'SI
"İlkokulu bitirdim. Gerisi yok. Adana'da damda yatarken uzun hava okudum. Arkadaşım Halkevine gidiyordu. Ben de gittim. Derken Çukurova Radyosu'nda sanatçı oldum"... Daha adını kimsenin duymadığı 1968 yılında çıkardığı 45'likleriyle müzik dünyasına adım atan Müslüm Gürses, bir röportajında kendisini böyle anlatmıştı.... Kısacık 5 cümle.. Oysa o Türkiye'nin popüler kültür hayatında bundan çok daha fazlası.
7 Mayıs 1953'de Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesine bağlı Fıstıközü köyünde kerpiç bir evde dünyaya geldi Müslüm Gürses... Ya da ünla olmadan önceki adıyla Müslüm Akbaş.
Annesi Emine tipik bir köylü kadınıydı. Babası Mehmet ise rençber. Müslüm Gürses henüz 3 yaşındayken ailesi maddi nedenlerle Adana'ya göç etti.
Gürses daha küçücük yaşta türkü söylemeyi çok seviyordu. Bu yüzden bağlama çalmayı da öğrenmişti daha o zamanlar.
Şarkıcılığı meslek olarak seçeceği daha 13 yaşındaşken belli oldu Gürses'in. Adana'da bir çay bahçesinde şarkı söylemeye başladı. Hem sevdiği işi yapıyor hem de aile bütçesine katkıda bulunuyordu.
Bu arada Halkevi'ne gitmeye başladı. Bir yandan da terzi çıraklığı ve kunduracılık yaptı.
1967 yılında Adana Aile Çay Bahçesi'nde düzenlenen ses yarışmasına katıldı ve birinci oldu. Derken Çukurova Radyosu'na sanatçı oldu. İşte o dönemde de Akbaş olan soyadını Gürses olarak değiştirdi.
1967 yılından itibaren TRT-Adana-Çukurova Radyosunda da her hafta cumartesi günü canlı olarak türküler söyledi.
1968 yılından itibaren piyasaya ilk 45'likleri çıkarmaya başladı. İlk plağı ise 1968 tarihli "Emmioğlu/Ovada Taşa Basma" oldu.
Daha sonra 1969 yılında yine İstanbul'da Palandöken firması ile çıkış parçası olan "Sevda Yüklü Kervanlar"ı içeren "Sevda Yüklü Kervanlar/Vurma Güzel Vurma" isimli 45'lik Plağı çıktı. Bu plak tam 300.000 adet satarak rekor kırdı.
Gürses, bu plaktan sonra askerliğini yaptı, tekrar İstanbul'a gelerek aynı firmada plaklarını çıkarmaya devam etti. Palandöken firması ile tam 13, sonra Bestefon firmasi ile tam 4, daha sonra Hülya Plak ile tam 15 ve nihayet Çın Çın Plak ile tam 2 adet 45'lik plak yapti.
Müslüm Gürses arabesk furyasının ortalığı kasıp kavurduğu dönemde Yeşilçam'a da adım attı. Çoğu şarkılı- türkülü 38 filmde rol aldı Gürses. Bu arada başından benzerine ancak filmlerde rastlanacak olaylar da geçti. Bunlardan biri öldü sanılıp da morga kaldırılmasıydı.
1978 yılında Tarsus'tan Adana'Ya giderken bir trafik kazası geçirdi Gürses... Kaza o kadar korkunçmuş ki onu aracın içinden çıkardıklarında öldüğünü sanıp morga kaldırdılar.
Ancak daha sonra Gürses'in yaşadığı anlaşıldı ve tedavisine devam edildi. Ciddi ameliyatlar geçiren Gürses'in beynine plaka takıldı.
Arabesk müziğin Müslüm Baba'sı Müslüm Gürses'in geçmişinde büyük bir aile trajedisi de var.
Onun da babasıyla arası açık. Bunun sebebi ise benzerine gerçek hayattan çok filmlerde rastlanabilecek korkunç bir olay.
Daha önce ağabeyi öldürülen Müslüm Gürses, o olayın ardından ailesinden ayrılıp İstanbul'a geliyor. Ailesi de memleketi olan Şanlıurfa'dan Adana'ya göç etti.
Ancak Adana'da başlarına beklenmedik bir trajedi geldi. Müslüm Gürses'in babası Mehmet Aktaş, Adana'da eşini yani Müslüm Gürses'in annesini öldürdü.
Bu olayın ardından baba- oğul uzun yıllar boyunca yanyana gelmedi.
Aradan geçen sürede baba Karataş cezasını çekip demir parmaklıklar ardından çıktı ve Şanlıurfa'ya dönüp yeniden evlendi.
Müslüm Gürses'in hayatının aşkı ise Türk sinemasının bir dönemine damgasını vuran Muhterem Nur. Onların tanışması ve birlikte olmaya başlamaları da tıpkı film gibi... Karşılaşıklarında takvimler 1980 yılını gösteriyordu. İkisi de Malatya'da çalışıyordu. Ve daha ilk gün kavga ettiler. O günleri bir röportajında şöyle anlatıyordu Muhterem Nur:
"Onu tanımıyordum, benden sonra sahne almasına bozuluyordum. Hatta kızdırmak için, sahneden inince halkın arasından kırıta kırıta yürüyordum, dikkati kendi üzerime çekeyim, ona bakmasınlar diye. Ama pek öyle olmuyordu, Müslüm çıkınca herkes kendini yerlere atıyordu. Onun repertuarından bir parça okuyunca kavga ettik, çünkü benden hesap sormaya kalkıştı. Bu kavga ilginçtir, bizi birbirimize daha fazla yaklaştırdı.'
O günden sonra bir daha hiç ayrılmadılar...
Muhterem Nur ve Müslüm Gürses 4 yıllık beraberliğin ardından evlendiler.
Birbirlerini zor günlerinde hiç yalnız bırakmadılar.
Gürses belki de müzik dünyasının en ilginç seyirci kitlesine de sahip. Bir dönem fanatik hayranları onun konserlerinde kendilerini jiletle kesip kan akıtırlardı. Sırf bu bile Gürses'in üniversitelerde tez konusu olmasına yol açtı. Bu nedenle 1990'ların sonunda entelektüel kesim de onu takip etmeye başladı.
Gürses son dönemde müzikal açıdan her zamanki çizgisinden farklı çalışmalar da yaptı. Son yıllarda bazı pop ve rock tarzındaki parçaları da repertuarına katarak Nilüfer’in Olmadı Yar isimli şarkısını, Teoman’ın Paramparça ve Tarkan’ın İkimizin Yerine adlı çalışmalarını da seslendirdi.
(Hürriyet)