
Söz konusu tebliğ ile yüksek öğrenim kurumlarının yurtdışında yapacakları tanıtım faaliyetlerinin yüzde 50 oranında ve yılda 300 bin dolara kadar destekleneceğini söyleyen Bakan Çağlayan, 2011 yılında 20 üniversitenin bu Tebliğden faydalanmasını beklediklerini, bu desteklerle gerçekleştirilen faaliyetler sonucunda her bir üniversitenin ortalama 100 yabancı öğrenci kazanması durumunda Türkiye’ye getirilecek 2 bin öğrenciden dört yıl içerisinde 128 milyon dolar gelir elde edilebileceğinin altını çizdi. Buna karşılık olarak kamunun sadece en fazla 6 milyon dolar destek vereceğini ifade eden Bakan Çağlayan, eğitim turizminde dünyada en başarılı iki ülkenin ABD ve Avustralya olduğunu vurguladı. Çağlayan, ABD’de 691 bin yabancı öğrencinin yılda 20 milyar dolar gelir getirdiğini ve Avustralya’da ise 632 bin yabancı öğrencinin yılda 10 milyar doların üzerinde bir gelir getirdiğini ifade ederek, Türkiye’nin ekonomik gelişmişlik açısından benzer bir ülkeyle karşılaştırıldığında ise 57 üniversitesi bulunan Malezya’da 65 bini aşkın yabancı öğrenci bulunurken, Türkiye’de 164 üniversitede ise 21 bin yabancı öğrencinin eğitim görmekte olduğunu söyledi.
Diğer yandan, Türkiye’deki 164 üniversiteye bakıldığında bunlardan 102’sinin devlet üniversitesi, 62’sinin ise vakıf üniversitesi olmak üzere yaklaşık yıllık 650 bin öğrenci kapasitesinin bulunmakta olduğunu söyleyen Bakan Çağlayan, bu kapasitenin sadece yüzde 10’unun yabancı öğrenciler tarafından kullanılması halinde yıllık ortalama 10 bin dolar olan öğrenim harcından hareketle bir yılda 650 milyon dolar harç geliri elde edilmesinin mümkün olabileceğini ifade etti.
Sonuç olarak yabancı öğrencilerden öğrenim harcı ve yaşam giderleri toplamında 1 milyar doları aşkın döviz geliri elde edilebileceğini söyleyen Çağlayan, “Kuşkusuz, bahsedilen fayda ve getirilerin elde edilebilmesinin ön koşulu ülkemiz yüksek öğretim kurumlarının uluslararası tanıtımının yapılmasının sağlanmasıdır. Üniversitelerimizin yurtdışı tanıtım ve pazarlamasının desteklenmesi yoluyla ülkemizin ilk aşamada çevre ve komşu ülkeler nezdinde daha sonra da dünyanın önemli eğitim merkezlerinden biri haline getirilmesini amaçlıyoruz. Böylelikle üniversitelerimiz, çokuluslu öğrenci yapılarıyla ülkemizin döviz gelirlerinin artırılması yanında kültürümüzün, ürünlerimizin ve markalarımızın tanıtılmasına hizmet edecektir” dedi.2011 yılında yazılım sektörünü "güneşli günlerin beklediğini" ifade ederek, “Türkiye’nin yazılım sektöründeki ihracatı 2005 yılında, 76 milyon Dolar iken 2010 yılı sonu itibariyle yüzde 47 oranında artarak 112 milyon Dolara yükselmiş olmasına rağmen, sektör halen potansiyelinin altında bulunmaktadır. Bu noktada sektörün gelişimini sağlamak için gerekli stratejilerin oluşturulmasına ihtiyaç duyulmaktadır” dedi.
Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Dış Ticaret Müsteşarlığı’nda “Pazar Araştırması ve Pazara Giriş Desteği Hakkında Tebliğ” ile ihracatçılara getirilen yeni destekleri konu alan bir basın toplantısı yaptı. Bakan Çağlayan burada yaptığı konuşmada, 2011 yılında yazılım sektörünü güneşli günlerin beklediğini ifade ederek, OECD ülkelerinde yapılan yazılım yatırımlarının, ülkelerin ortalama GSMH’sinin yüzde 0.5 ila yüzde 2.7 arasında yükselttiğini söyledi.
TÜBİSAD verilerine göre Türkiye’de bilişim sektörünün 2010 yılında yüzde 4 büyüyerek 753 milyon dolarlık büyüklüğe ulaştığını söyleyen Bakan Çağlayan, sektörün 2011 yılında ise yüzde 5 oranında büyümesinin beklendiğini ifade etti. Çağlayan, “Türkiye’nin yazılım sektöründeki ihracatı 2005 yılında, 76 milyon dolar iken 2010 yılı sonu itibariyle yüzde 47 oranında artarak 112 milyon dolara yükselmiş olmasına rağmen, sektör halen potansiyelinin altında bulunmaktadır. Bu noktada sektörün gelişimi sağlamak için gerekli stratejilerin oluşturulmasına ihtiyaç duyulmaktadır” dedi.
İstihdam edilen kişi başına en fazla gelir getiren sektörün yazılım sektörü olduğunu belirten Çağlayan, AB ortalamalarına göre, yazılım sektöründe istihdam edilen bir yazılım geliştiricinin işverene kazandırdığı gelirin, kişi başına 100 bin euro olduğunu ifade etti.
ABD'nin dünya bilgi teknolojileri pazarında tek başına yüzde 36’ya sahipken, AB’nin payının yüzde 32, Japonya’nın payının ise yüzde 13 olduğunu söyleyen Bakan Çağlayan, “Önümüzdeki yıllarda bu oranların gelişmekte olan ülkeler lehine artarak devam edeceği beklenmektedir. 2009 yılında yüzde 4 küçülen sektör, 2010 yılında yüzde 6 büyüyerek 3.6 trilyon ABD Dolarlık bir pazar büyüklüğüne ulaşmıştır. Çin, bilgi teknolojileri kullanılan sanayi ürünlerinde; Hindistan, İsrail, İrlanda gibi ülkeler ise yazılımda dünyanın önde gelen ihracatçılarıdır. Bu ülkelerden Hindistan’ın yazılım konusundaki başarısı artık herkes tarafından bilinmektedir” diye konuştu.
ABD’deki Silikon Vadisi’nden sonra, Hindistan’ın dünyanın en önemli yazılım merkezlerinden birisi haline geldiğini söyleyen Bakan Çağlayan, Türkiye’de de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı doğrultusunda benzer bir silikon vadisinin İstanbul merkezli olarak kurulacağını söyledi.
1990’lı yıllarda çok büyük bir ivme kazanan yazılım işinin bugün Hindistan’ı dünyada önemli bir merkez haline getirdiğini ve Hindistan ekonomisinin büyümesinde önemli bir rol oynadığını söyleyen Çağlayan, “Hindistan’ın yazılım konusunda gösterdiği başarı öyküsü incelendiğinde; daha işe başlarken adeta bir seferberlik ilan edildiği ve Başbakan, Bakanlıklar, Belediyeler, Özel sektör, Akademisyenler, yurtiçi ve yurtdışındaki yazılım uzmanları vb. toplumun tüm kesimlerinin sürece katılım sağladığı görülmektedir. Daha başlangıçta Hindistan için bir yol haritası çizilmiş ne kadar zamanda nereye ulaşılacağı ile ilgili hedefler belirlenmiştir” dedi.
2010’DA FİLM-DİZİ SEKTÖRÜNDEN 60 MİLYON DOLAR GELİR ELDE EDİLDİ
Film sektörünü de destek kapsamına aldıklarını söyleyen Çağlayan, dizi film ihracatının 2005 yılından sonra hızlı bir yükseliş gösterdiğini ifade etti. 2010 yılı itibariyle yaklaşık 39 ülkeye 65 yerli yapım dizi ihraç edilerek yaklaşık 60 milyon dolar gelir elde edildiğinin altını çizen Çağlayan, Türk filmlerinin yurt dışında 300 milyon seyirci kitlesine ulaştığını ifade etti. Çağlayan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türk filmlerimize ve dizilerimize baktığımızda özellikle ülkemizin kültür başkenti İstanbul’umuzun müthiş manzaraları başta olmak üzere ülkemizin turistik mekanlarının etkileyici görüntülerini görmekteyiz. Ülkemizin tanıtımı ve turizmin artırılmasında filmlerimizin ve dizilerimizin rolünü göz ardı etmemeliyiz. Ülkemiz şehirleri diziler vasıtasıyla Asya ve Doğu Avrupa başta olmak üzere geniş bir coğrafyada adeta bir marka haline gelmekte, kültürümüz filmlerimizle oldukça geniş bir kitleye ulaşmaktadır. Ayrıca, bu filmlerimiz, ürünlerimiz ve markaların tanıtımına da hizmet etmekte, gelen turist sayısının artmasına da katkı sağlamaktadır.”
HER BİR İŞBİRLİĞİ KURULUŞU YILLIK 2 MİLYON 250 BİN DOLARA KADAR DESTEK ALABİLECEK
“Pazar Araştırması ve Pazara Giriş Desteği Hakkında Tebliğ” ile getirilen yeniliklerden bir diğerinin de, daha önce “Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi Tebliği” ile ihracatta devlet yardımları sistemine getirdikleri işbirliği kuruluşları kavramının bu destek mekanizmasına da dahil edilmesi olduğunu söyleyen Bakan Çağlayan, tebliğ kapsamında destek alma potansiyeline sahip 61 ihracatçılar birliği, 69 il ticaret ve sanayi odası, 12 il sanayi odası, 150 organize sanayi bölgesi, 100’ün üzerinde imalatçıların kurduğu dernek-birlik ve kooperatifin yer aldığını ifade etti.
Bu çerçevede işbirliği kuruluşlarının sektörel ticaret heyetleri ve alım heyetleri organizasyonuna yönelik giderlerinin yüzde 50 oranında ve 150 bin Dolara kadar destekleneceğini söyleyen Çağlayan, böylece her bir işbirliği kuruluşunun yıllık 2 milyon 250 bin Dolara kadar destek alabileceğini söyledi. (ANKA)