Başarı Hikayeleri

Şirketi Olmadan Ebay’i Müşteri Yapan App’lere Fısıldayan Adam

Print
Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive
 

IMG 6436Jimmy Cüneyt Gürkan - Soğuk bir New York gününde Bryant Park’ta keyifle buz pateni yapanları seyrederken, kahveleri kaptık ve San Francisco merkezli Mobile Action şirketinin kurucusu ve CEO’su Aykut Karaalioğlu ile sohbete koyulduk. Aykut Ankaralı. Bilkent Mezunu, 31 yaşında, dört aylık evli, şirketi Mobile Action 100 milyon dolarında değerlendirme aldı. 50 kişi çalıştıran, Silicon Valley’nin en başarılı Türklerinden birisi. 60 bin müşterisi olan bir data şirketinin başında ve müşterileri arasında EBay, Yandex, Tinder, Google ve Yahoo gibi firmalar var. Yazılım mühendisi veya iş adamından daha çok Kapalıçarşı esnafı, tipik Anadolu çocuğu tadı bıraktı bende. Vadideki mühendisler, inek öğrenciler ve yatırımcıların içinde adeta aranan taze kan olmuş. Asıl pazarladığı şey iştahı, inatçılığı ve Türk kafası kafadan girişimciliği. Olmayana var, yapamayacağına neden olmasın demiş, kendi inanmadıklarına bile başkalarını inandırmış ve kazanmış.

Aykut 3 dakikada kendini çocukluktan alıp şu anda buraya getirir misin?
Ankara doğumluyum, 1987. Eğitim hayatım Ankara’da geçti. Bilkent Üniversitesi’ne gittim 2006 yılında. Ama ben çocukluğumdan beri bir şey alıp satıyordum. 2007’de ilk Iphone elime geçtiğinde uluslararası ilişkiler okumama rağmen bu app lerle ilgili ne yapabilirim diye düşündüm. Hayalimde hep San Francisco’da yaşamak vardı.

Neden? Nesi cazip geliyordu?
Okuyup, araştırıyordum, hep çalışmak istediğim sektör neresi diye baktım. Dünyaya 20-25 yıl önce gelmiş olsaydım al sat yapacaktım, babamın annemin yaptığı gibi. Ben şu an teknoloji zamanı dedim ve dünyada her sektörün bir merkezi var, finansın New York, modanın Milan, teknolojinin merkezi de Silicon Vadisi. Açtım baktım haritada ve San Fransisco’yu buldum. Çok büyük hayallerim vardı, her gün yüzeceğiz falan diye.

Surf yapacaksın her gün, bikinili kızlar etrafta koşacak falan...
Aynen, aynen :))) Ama öyle değildi, San Francisco soğuk biraz, gittiğimde yazılımcı olmadığım için, vadi mühendisler için kolay bir ortam uyum açısından, ben mühendis olmadığım için bayağa bir düşündüm çünkü daha çok marketing, business tarafında olduğumu düşünerek o işlere başvurdum, Amerikalı olmadığım için, İngilizcem yeterli olmadığı için ve o sektörde tecrübem olmadığı için iş bulamadım, ilk 2-3 senem çok zorlu geçti ama ben kendi kendime klişe olacak ama yenicem seni Slicon Valley dedim. Orda insanlar Altına Hücüm zamanında altın aramaya gelen insanlar gibi ama en çok parayı kürek satanlar yapıyor. Ben de o anoloji ile mobil sektörü çok yükseliyor, herkes app yapmaya çalışıyor, bende bunlara ne satabilirim diye düşünmeye başladım. Hikayemin başlangıcı ‘’bu insanlara satacağım kürek ne olabilir,’’ diye düşünmek oldu.

Yani sen işin servis kısmına yöneldin? Bize firman Mobile Action’dan bahseder misin?
2011-2013 arası baya süründüm, arkadaşların kanepelerinde kaldım, ne işim var ne okulum, bayağı düşündüğüm bir dönemdi, aslında çok basit bir matematik var. Herhangi bir işletmenin en büyük problem ya da en önemli olayı yeni müşteri. Çok iyi bir marka olabilirsin ama yeni müşteri yoksa hiç birşeysin. Herşeyin bir app’inin olacağını gördüm ve bu app’lerin bir büyüme problem var, büyümeleri lazım, ben de bunu nasıl yapabilirim diye düşündüm ve app’lerin “growth hacker” ları olmaya, çok az maliyetle büyümelerini sağlayan bir servis işi yapmaya karar verdim.

Tam bu noktada çok basit, ihtiyaca cevap veren mantıklı ve çok güzel bir fikrin var. Fikir herkeste oluşabiliyor asıl hikaye bence bundan sonraki kısmı. Paran yok, yazılım yapabilecek bir mühendis değilsin, teknolojik alt yapın yok vs bu denklemi nasıl çözdün?
Çok ilginç bir konu. Ben şimdi şöyle birşey yaptım. Bilgi çok ulaşılabilir. Her yerde var, app büyümeleri nasıl oluyor youtube’da videolar izlemeye başladım, kitaplar okumaya başladım. Bazı startup’lara gidip size yardımcı olayım demeye başladım, bedava çalışarak ve yaparak öğrenmeye başladım. Ben paylaşmayı da çok seviyorum ve paylaştıkça çoğalıyor her şey. Bir blog yazısı yazdım dedim ki bir app’i sıfırdan geliştirerek sıfırdan nasıl büyütebilirsin onu yazdım. Ebay’de çalışan bir adamın hoşuna gitmiş ve gel bir kahve içelim dedi. Ebay gibi bir şirketin bu tür bir servise ihtiyacı olabileceğini düşünmedim. Herhalde benle dalga geçiyorlar ya da hakikaten iyi bir fikir diye düşündüm. Ebay gibi şirketler televizyona, radyoya her yere reklam veriyor ama gün sonu itibarı ile bunları optimize etmeleri lazım. Ben aslında SEO (arama motoru optimizasyon) işini app storelar için yaptım, bunun adıda ‘’app store optimization’’ oldu. Böyle bir servis yoktu, bu kavramı kullanan üçüncü ya da dördüncü kişi olabilirim.

Bu da seni farklı ve kıymetli bir yere koydu, olmayan, yeni bir konsept ürettin.
Biz o zaman herkes böyle yapıyor diye düşünüyorduk ama kimse yapmıyormuş. Şimdi şirketlerin içinde özel APP optimizasyon uzmanları var. Sadece bu iş için çalışan. O zaman öyle bir tanım ve öyle bir kavram dahi yoktu. Onun için benden hizmet almak istemişler. Doğru zaman, doğru yer muhabbeti biraz da o. Bir Starbucks’ta Ebay temsilcileri ile görüştük, tamam bu güzel bir daha buluşalım, bir kaç kişi daha getirelim toplantıya dedi, konuştum, detayları anlattım. Bir eğitim startup’ından yaptığımı söyledim daha önce, onlar da iyi o zaman gel burada da yap dediler. Çünkü teknoloji şirketlerinde şöyle bir durum var: Çoğu bir çok işi dışarıya outsource yapıyorlar. Mevzu şu, yaptığın işin en iyisini yap, işlerini paylaştır, uğraşmana gerek yok, eko sistem zaten öyle büyüyor. Ben de yapabiliriz dedim, kendimi satmayı da biliyordum, şirket gibi konuşuyordum, hep biz diyordum, biz dediğim benim.
IMG 6437
Biraz esnaflık yaptın yani. Bence senin farklılığın o, senin esnaf zihniyetin Silicon Vadisi’nde senin farklılığını oluşturdu sanırım, sen de onu başarıya çevirebildin.
Evet biraz Kapalı Çarşı esnaflığı. Gözlemlemeyi seviyorum, çocukken Ankara’da hep esnafları izleyerek büyüdüm. Neyse adamlarla konuştum, bir de ben insanlarla ilişki kurmayı severim, rahatım. Yapalım dediler ve ‘’kaç para olacak bu hizmet,’’ diye sordular. Ben de vakit kazanmak için ‘’size bir sunum yazıyım ama ortalama sizin gibi bir şirkete 90 bin dolara çalışıyoruz, 3 aylık deneme oluyor,’’ dedim. ‘’Şirketin adı,’’ ne diye sordular, duvarda o anda Actionable Inside gibi bir yazı gördüm, yeminle o an aklıma geldi Mobile Action dedim. Başka bir şey de söyleyebilirdim, bazıları diyor ki Mobile Action güzel isim falan ya güzel de öyle bir isim yoktu, öyle çıktı. Şansım Ebay ın 6-7 milyar dolarlık bir takımdı ama ekip küçüktü, karar alan kişi sayısı azdı ve benim gibi genç çocuklardı, ben kendimi farklı hissetmedim, aslında ilk yatırımımızı Ebay’den aldık diyebiliriz. Müşteri fonu olarak düşündük kendimizi, Ebay’le köpek gibi çalıştım, 16-17 saat çalışıp onlara bir software var diyordum ama aslında software bendim, yaptıklarımı otomatik hala getirebilirdi developer olsaydı ya da param olsaydı, ben normal manuel iş yapıyordum sonra sistemden çıkmış gibi raporluyordum. Benim gibi göçmenlerle konuşarak fikirler aldım, müşterilerimizde her konuda anlayışlıydı, olmayan konulara, öbür türlü yap sorun değil diyerek sahip çıktılar, bu biraz SV kültürü, NY veya LA’de, Türkiye’de başlasaydım belki böyle olmazdı ya da sadece o müşterinin kullanacağı bir format olurdu. Ben artık bir işe başlasam önce en az 10 milyon dolar bularak başlarım, dağıtım odaklı düşünürüm, 5 milyon app var ben 5 milyar olur diyordum olmadı, 10 kat büyüdü ama yani bin kat büyümedi.

O 5 milyondan ilk 10 tanesi marketin ne kadarına ulaşıyor?
80’e 20 kuralı var genelde. Ama 5 milyon app’i 700 bin app yayıncısı yapıyor. Ortalama 7-10 tane app düşüyor. %80 geliri de oyunlar yapıyor, oyunlarında en büyük üreticileri de Zinga, Süpersell, Rovio vs. bu şirketlerde çok uluslu şirketler oldular artık. San Francisco’da mühendis çok, şirket çok, para çok, okullar iyi, mesela Stanford çok önemli bir okul, oradan devamlı girişimci çıkıyor.

Mobile Action’ın 3-5 sene içindeki planları nedir? Seni heyecanlandıran, yapmalıyız dediğin ne var?
Ben kişisel olarak zaten heyecanlı bir insanım, enerjim yüksek, Mobile Action’a 25-26 yaşında başladım. Şimdi 31 yasındayım, aslında kendimi düşündüğüm zaman hiç bir yerde çalışmadığım için, bahsettiğim 700 bin yayıncının, 200 bini bizim platformu kullanıyor, yaptığımız iş market intelligence işi artık servis işi. 2014 ve 2015 yatırım aldık, daha büyüyebilir hale getirdik, şimdi daha otomasyonlu işler yapmak istiyoruz, biz B2B şirketi olduğumuz için, mesela nasıl Amazon müşterilerine önerilerde bulunuyorsa, sana benzerler bunları kullanıyor vs diyorsa biz de app şirketlerine, reklamcılara, bu platformda paranı harcansan yatırımına üç katı, beş katı daha fazla dönüş alırsın gibi daha pragmatik çözümler üreten tek dashboard olmak istiyoruz. Şu an bilgi toplamadaki en büyük problem, hala bir yerlerden bir şeyler okuyup, Wall Street gibi kendi kafasına göre yatırım yapıyor, biz bunu otomasyonlu hala getirmek istiyoruz. Hiçbir app şirketinin büyüme problem kalmaması lazım. 5000-6000 şirket ayakta kalıcak biz de bunlara hizmet vericez.

Türkiye’deki teknoloji eko sistemini, startup ları nasıl görüyorsun?
Türk gibi başlat, Alman gibi devam et, Amerikalı gibi yürüt lafı var. Türkiye’de iyi mühendisler var ama market küçük olduğu için fazla exit ve başarı hikayesi yok. Bu sebeple Türkiye’deki iyi mühendisler bankalarda çalışıyor. Kötü mühendisler startup’larda. San Francisco’da bunun tam tersi.

Silicon Vadisindeki bir iş adamı olarak, kendinle ilgili en büyük eksiklik ne sence?
Himmmm delegasyon problemim vardı, onu biraz çözdüm, son bir sene içerisinde bayağı iyi hale getirdim. Bir hafta hiç bilgisayarıma bakmadan, telefonuma bakmadan işi idare edebiliyorum. Ayrıca hep kendi sektörümde insanlarla tanışıyordum, şimdi müzisyen, doktor vs gibi farklı sektördeki insanlarla tanışıyorum ve görev dağıtıyorum, şimdi modaya kafayı takmış durumdayım mesela.

Aykut Karaalıoğlu olmasaydı dünya da ne eksik olurdu?
Wowww çok ilginç bir soru…ııiıhhhh keşke bu soruları daha önce öğrenmiş olsaydım. Eşim bu kadar mutlu olamazdı diye düşünüyorum ama çok şey olmasın. Ben iki aylık evliyim. Bir de insanların hayatlarına dokunmayı seviyorum, ben olmasaydım daha az insanın hayatına dokunulmuş olurdu diye düşünüyorum, Hayatımda hiç böyle soru duymadım, ilginç, biraz düşüneyim ben bunu boş zamanımda.

İş hayatında of burada çok kötü saçmaladım, patladım dediğin başarısızlığın ne var?
İlginç bir şey oldu hayatımda, şu an yaklaşık 50 kişi çalışıyor bizde. Ben bir gün dedim ki ‘’tamam biz artık servis işi yapmayacağız, ben yoruldum artık, tamamen ürüne geçiyoruz.’’ Bir günde, ekipteki arkadaşlar ‘’patron çıldırdı’’ falan dediler, bir anda müşterilerimizi bitirdik. 2014’un sonlarına doğru. Onu dediğimizde kasamızda ancak bir senelik paramız vardı. Altı ay çok stresli geçti, hiç para kazanamadık, zaten yaptırımız ürünler başkaları tarafından yapılan ürünlerdi, ben orada büyük bir risk aldım altı ay gidip geldim, ama ban uzun vadeli düşünmeyi öğretti ve sonra düzelttik

Yıllık gelir rakamınız nedir?
10 milyon doların üstünde diyebiliriz ve bu rakam yıllık iyi büyüyoruz ama benim hedeflerim daha büyük
IMG 6441
Bu soru bir önceki söyleşimden Anjelika Akbar soruyor…Seni ne korkutuyor?
Wowww Belki şey olacak ama az korkum kaldı. Çünkü kişisel olarak insanların beni yanlış anlaması vs olabilirde iş olarak kimseden korkmuyorum. Bu ise sıfırdan başladım, her zaman yapabilirim diyorum. Sağlığımı kaybetmekten korkarım çünkü onun dışında her şey. çözülebilir.

Evlilikten ne öğrendin?
Şunu öğrendim, sabretmenin farklı bir versiyonunu öğrendim. Bu kadar sabırlı olduğumu düşünmüyordum. 24 saat beraber geçirdiğim bir insan var. Bizim jenerasyonda her iki evlilikten birinde ayrılıyor insanlar, biz çok yeniyiz, ben zaten evlenmeyi de düşünmüyordum ama çok mutluyum, ama sabrı öğrendim diyebilirim.

Bir sonraki söyleşimizdeki konuğumuza ne sormalıyız?
Aaaaa düşüniyim bunu biraz. Hayatta yeni bir şey öğrenmek isteseydiniz yeni bir yetenek vs ne olurdu?

TURKOFAMERICA okurlarımıza bir mesajın var mı?
Türk olmak çok güzel bir şey, özel, otantik bir şey, hakikaten değişik bir coğrafyadan geliyoruz, bu çok güzel bir şey bunu artı olarak görsünler ve aynı zamanda ABD’yi daha çok sahiplensinler.

Çok teşekkürler

Twitter