Türkiye’nin ABD’deki Cerrahi Elçisi

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive
 

 Dünyada ilk kez batına girmeden robotik böbrek üstü bezi ameliyatını yapan Cleveland Klinik Robotik Endokrin Cerrahi Direktörü Prof. Dr. Eren Berber, robotik sistemlerin çeşitli ameliyatların kapalı olarak yapılabilmesinde birçok yeni avantaj getirdiğini söyledi. Berber, AA muhabirine yaptığı açıklamada, robotik cerrahi yapacak cerrahın hem laparoskopik hem de açık cerrahisinde tecrübeli olması gerektiğini söyledi.
''Robotik sistemler laparoskopik sistemlere göre daha iyi, üç boyutlu bir görüntü kalitesi ve daha fonksiyonel aletler içerdiğinden, çeşitli ameliyatların kapalı olarak yapılabilmesinde birçok yeni avantaj getirmiştir'' diyen Berber, bu doğrultuda endokrin ve karaciğer cerrahisinde robotik cerrahi yöntemleri geliştirdiğini dile getirdi.

 
Berber, durumu müsait hastalarda cerrahi gerektiren tiroid ve paratiroid patolojilerinde boyunda kesi yerine, koltuk altında bir kesiyle ameliyat yaptıklarını ifade etti.
 
''Kendimi, ABD'de bir Türk cerrahi elçisi olarak görüyorum''
 
Prof. Dr. Berber, böbrek üstü bezi ameliyatlarında kitlenin çıkartılmasını kolaylaştırdığı için son 3 yıldır Cleveland Klinik'te rutin olarak robot kullandığını ifade ederek, ''2010 yılında robot ile dünyada ilk kez batına girmeden böbrek üstü ameliyatını yaptım. Bu da bir Türk olarak benim için övünç kaynağı
 
Kendimi, ABD'de bir Türk cerrahi elçisi olarak görüyorum. Hasta genel anestezi altındayken, koltuk altından küçük bir kesi yapıyorum. Bu kesiden tiroide doğru, kaslar arasından bir tünel oluşturuyor ve bu tünelden robotik aletleri kullanarak tiroidi çıkarıyorum. Ameliyat süresi, öğrenme eğrisinden sonra açık cerrahiye yakın. Hastanın iyileşmesinde olumsuz bir etki olmuyor ve ertesi gün hastaları evine gönderebiliyorum'' diye konuştu.
 
Bu yöntemin tüm hastalarda uygulamadığını, hastanın zayıf olması, tiroidin ve kanser olduğu bilinen durumlarda nodül çapının küçük olması, lenf nodu metastazının olmaması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Berber, tiroid kanseri olgularında yüzde 10 ile 30 arasında kanserin tekrarlama riski bulunduğunu, usulüne uygun yapılan robotik tiroid girişimlerinde de aynı tekrarlama riski söz konusu olduğunu belirtti.
 
Prof. Dr. Berber, Türkiye'nin endemik guatr bölgesinde olan bir ülke olduğunu, buna bağlı olarak tiroid nodüllerinin toplumda çok büyük bir oranda görüldüğünü kaydetti.
 
Robotik cerrahinin ABD'de teknolojinin güvenliği ve yapılabilirliği aşamasını geride bıraktığını vurgulayan Berber, bundan sonraki aşamanın doktorların robotik cerrahiyi diğer yöntemlerle karşılaştırması ve robotun kullanmasının gerekli olduğu endikasyonları saptaması olduğunu dile getirdi.
 
Berber, robotik cerrahinin ortaya çıkmasındaki ana hedeflerden birinin uzaktan cerrahi yapabilme imkanı olduğunun altını çizerek, 2001'de Fransa'nın Strasbourg şehrindeki bir hastanın ABD'nin New York eyaletindeki bir cerrah tarafından safra kesesi ameliyatının yapılmasıyla bunun başarıldığını anlattı.
 
Cleveland Klinik'te hem ''habis'' (kötü), hem de ''selim'' (iyi) denilen tümörlerin çıkarılmasında hem laparoskopik, hem de robotik teknikleri kullandıklarını dile getiren Berber, ''Laparoskopik ve robotik cerrahi sayesinde karaciğer tümörlerinin çoğunu artık büyük kesiler yerine küçük kesilerden, minimal invaziv olarak çıkarabilmekteyiz. Bunun sonucunda hastanın ameliyat sonrası iyileşme süreci daha rahat, ağrısı daha az ve ayağa kalkış süresi de daha kısa olmaktadır. Ayrıca elimizde bulunan radyofrekans ablasyon, elektroporasyon ve mikrodalga ablasyon gibi teknolojiler sayesinde karaciğer kanserlerini çoğu hastada minimal invaziv tarzda tedavi edebilmekteyiz'' şeklinde konuştu.
 
Prof. Dr. Berber, Türkiye'deki meslektaşlarıyla da sürekli temas içinde olduğunu ve fikir alışverişinde bulunduklarını sözlerine ekledi.
 
AA