Izak Şenbahar: Manhattan Suilitine 14 Gökdelen Kattı

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive
 

Türk işadamı İzak Şenbahar (53), 35 yıl önce okumaya geldiği ABD’de gerçek Amerikan rüyasını buldu. İzak bey Manhattan’da 12 gökdelen dikti. 2 tane daha sırada. Sahibi olduğu “The Mark Otel” New York’un en iyisi. Penthouse katını 60 milyon dolara satışa çıkarıyor. Bu yaz öyle bir gökdelen dikecek ki, herkesin dudağı uçuklayacak, Manhattan’ın görüntüsü değişecek.


Hürriyet Gazetesi'nden Razi Canikligil'e konuşan Şenbahat, İstanbul, Gayrettepe’de Musevi kökenli bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Şenbahar lise eğitimini tamamladıktan sonra Amerika hayali ile 1977 yılında Washington’daki “The Catholic University of America”ya kayıt oldu. Burada inşaat mühendisliği eğitimini tamamladıktan sonra New York Üniversitesi’nde finans üzerine mastır yaptı. New York’ta bir süre Fransız şirketi “Sucre et Denrées” için Altın borsacılığı yapan Şenbahar, daha sonra emlak mütahitliği işine girerek arkadaşı Simon Elias ile birlikte Alexico Group LLC’yi kurdu. Şenbahar, ilk önemli işini The Marmara otelleri ve Kiska İnşaat’ın sahibi Oğuz Gürsel ile birlikte Central Park’ın batısında 96’ıncı sokak köşesinde mimarlığını Faruk Bayramoğlu’nun yaptığı 33 katlı rezidansı 1991 yılında inşaa etti.



Daha sonraki yıllarda The Laurel, 165 Charles Street, Grand Beekman Towers, şimdiki The Marmara-Manhattan oteli gibi rezidans kulelerini de yapan Şenbahar, The Alex ve The Flat otellerini de tamamlayıp işletmeye açtı.

Madison caddesi üzerindeki The Mark Hotel’i de satın alan başarılı işadamı tamamen yenileyerek kendisi işletmeye başladı. Manhattan’ın en Avrupai ve sanatsal oteli olarak gösterilen otelin teraslı penthouse katını ise 60 milyon dolara çok yakında satılığa çıkaracak.

Şenbahar, Mark Otel ile New York’un en iyisiyim derken, Tribeca semtinde, 57 Leonard Street adresinde bu yaz inşaatına başlayacağı radikal tasarımlı 57 katlı, üst üste konmuş buz küpleri şeklinde rezidans gökdelen ile artık hep New York emlak piyasasının zirvesinde anılacak. Buradaki penthouse daireler de 33 milyon dolar’dan satışa kondu bile.

Mortgage krizi ile gelen ekonomik düşüş New York’un emlak pazarını nasıl etkiledi?

New York’un tabiî ki krizlere karşı bağışıklığı yok. Dünyada bir kriz yaşanıyorsa, burası da elbette etkileniyor. Ama, kimse burada hesaplı, indirimli ev kapacağını sanmasın.

Otelleriniz nasıl gidiyor?

Otelleri çok seviyorum. The Mark Otel’i 2004’de aldım Mandarin grubuna aitti. Çok eskimişti. Paris’te ünlü Fransız içmimar Jacques Grange’e 3 yılda tasarlatarak 250 milyon dolar’a tamamen yeniledim. Pierre Passebon mobilyaları tasarladı ve tabloları seçti.Anne Corbiere kumaşları, Guy de Rougemont, Partice Dangel, Ron Arad, Vladamir Kagan, Poul Matthieu, Mattia Bonnetti ve Eric Schmitt de tasarımlarıyla otele sanatsal bir değer kazandırdılar. Şu anda gururla New York ‘un en iyisiyiz diyebilirim.

Bunca projeniz içinde neden en çok Mark Otel’i seviyorsunuz.

Ben aslında mütahitim. Otelcilik sevdiğim yan işim. Seyahatlerimde otellerde kaldığım süre içinde 3 oda değiştirim. Diğer odaları ve servisi görmek isterim. İşadamları çok seyahat eden ve vakti değerli insanlardır. Her türlü servisi vermek gerekir. Otele geleni rahat ettirmek lazım. Onlar için her şeyin kolay olması lazım. Oda servisi 20 dakikada gelmeli, sular gürül gürül akmalı, yatak rahat olmalı, oda aydınlık ve modern olmalı. Çok Avrupai servisimiz var. Elemanlarımız müşterinin dışarıdaki ihtiyaçlarını da giderebiliyor.

Otelde işler umduğunuz gibi mi?

Çok iyi gidiyor. Doluluk ve kazanç oranımız yüksek; Frédéric Fekkai spa ve Jean-Georges restoranımız iyi iş yapıyor. Sadece bunlar günde en az 1000 kişi çekiyorlar. Çok memnunum, aynı formatta başka ülkelerde The Mark Oteller açacağım.

Mark Otel’in penthouse katı hala boş. Ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Bunu ilk size söylüyorum. 1000 metrekare daire ve 750 metrekare terası var. Gelecek ay 60 milyon dolardan satışa koyacağım. En üst 2 kat için daha önce bir Rus işadamı 120 milyon dolar teklif etti. Geri çevirdim. Otelimin lobisinde bekleyen bodyguard sürüsü görmek istemedim.

The Alex ve The Flat Hotel’de davacısınız, oteller hala sizin mi?

Bu otelleri yaparken bizim finansörümüz “Anglo Irish Bank’tan krediler almıştık. Finansal krizle birlikte batınca, hükümet bu bankalara el koydu. Bu kredileri farklı insanlara satma kararı aldılar. Birden bire otellerimin finansmanları başkalarının eline geçti. Onlarda otellere sahiplendiler. Karar daha neticelenmedi, ama son mahkeme kararı ile hakim bizi gelecek ay karşı tarafla konuşup anlaşmaya çağırdı.

Küp gökdelen projesi nasıl ortaya çıktı?

Tribeca’daki New York Law School’un paraya ihtiyacı vardı. Bitişikteki arazilerini satıp okulu modernleştirmek istediler. İhaleye çıktılar. Biz başta kaybettik, ama daha sonra ihaleyi 136.5 milyon dolar ödeyerek kazanan fon “Dune Capital” ve “Goldman Sachs” bana geldi. “Birlikte yapalım, projeyi sen hazırla” dediler. Yaklaşık 1 milyar dolarlık bir proje. Aslında bu semt de 8 kattan fazla çıkılamıyor. Ancak, arsanın sahibi New York Law School, değerinin artması için yükseklik iznini 300 metreye çıkarmayı başarmış. Görselliği büyük olacağı için çok önemli bir mimar aradık. Çindeki Kuş Kafesi şeklindeki Olimpiyat Stadını çizen İsviçreli mimarlık şirketi “Herzog & de Meuron” ile anlaştık. Anish Kapoor’a da girişe konmak üzere bir heykel yaptırdık. Bölgedeki en uzun binalardan biri olacağı için 4 sokak aşağımızdaki yeni Dünya Ticaret Merkezi ile aynı fotoğrafa girecek.

Fiyatlar nasıl?

Fiyatları konum ve büyüklüklerine göre 3.5 ve 33 milyon dolar arasında değişen 145 daire olacak. İnşaatın temelini kazdık. Haziran da inşaata başlayacağız. 2.5 yılda tamamlarız. Bu proje çıktığında Reuters bunu önemli haber yaptı. Tüm dünyada büyük ilgi gördü. Buradan Atlas okyanusu görülecek. Cam binamızın tüm mermer ve taşları Türkiye’den gelecek.

Ya diğer proje The Oliver?

Manhattan’da kiralık dairelerde yüzde 9.5 doluluk var. Bu boşluğu düşünerek buraya kiralık daireler içeren bir bina yapacağım. 1’inci cadde ile 53’üncü sokakta yer alıyor. Bu 13’üncü binam olacak.

New York emlak pazarı, resesyon öncesi fiyatlara geri döner mi?

Emlak ta önümüzdeki 5 yıl içinde yüksek artışlar olacağını düşünmüyorum. Ama, sağlıklı bir piyasa olacak. Çünkü, insanlar zaman içinde ya daha iyi bir ev, ya da daha küçülmek için daha düşük fiyatta bir almayı isteyeceklerdir. Sonuçta satın almalar olacaktır.

New York’ta emlak yatırımı yapmak için iyi bir zaman mı?

Emlak yatırım her zaman mantıklıdır. Fırsat çıktığında değerlendirilmeli. Birkaç sene içinde kar beklenmemeli. İyi bir kazanç için en az 10 yıl beklenmeli. Manhattan’ın her yerine hiç çekinmeden yatırım yapılabilirsiniz. Her yeri güzel ve güvenli, restoranlar ve kültür merkezleriyle dopdolu.

İyi bir rezidans kule nasıl olmalı?

Ben satacağım daire veya otel odasına ürün gözüyle bakıyorum. Başarı iyi ürüne bağlı.Kaliteli ürünler sunmaya çalışıyorum. Konumu ve mimarisi de çok önemli. Alt katları otel, üst katları rezidans olan formüller iyi iş görüyor.

İstanbul’daki rezidans piyasasını nasıl görüyorsunuz?

Türkiye’de modern mimariye cama ve yüksekliğe çok ilgi var. İstanbul pazarı Amerikalılara uzak. Türkiye’de modern yaşama, sanata ilgi hızlı bir şekilde ilerliyor. Ev alanlar yüksek hayat standardı, enerji, ışık istiyorlar. İstanbul’daki projeler güzel yapılıyor. Razi CANİKLİGİL  / HÜRRİYET-NEW YORK