50.Yıl Kutlamaları İki Ülkede de Zayıf Geçiyor

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive
 
Prof. Faruk Şen - Türkiye ve Almanya’da göçün 50. yılı birçok kentte biraz da koordinasyonu zayıf bir şekilde kutlanıyor. Kutlamalar arasında Berlin’den Augsburg’a, Münih’ten Kiel’e kadar birçok toplantı gerçekleşirken Türkiye’de de birçok kuruluş filmden tutun kitaplara kadar konuyla ilgili projelerini gerçekleştirdiler. Bunların içinde Türkiye’den baktığımız zaman Ekim ayı sonunda Sirkeci’den kalkacak bir trenin Münih’e varması ile ilk kez 31 Ekim 1961 tarihinde İşçi Göçü Anlaşması sayesinde Almanya’ya giden Türk işçiler anılmış olunacak.

Kaliteli Türkler geri dönüyor

Artık tabi ki bu tarz anmalar tarih olmuş durumda. 2011 yılında sayıları 3 milyona erişen Almanyalı Türklerin birçoğu geri dönmeye başladı. Esas anmayı daha ciddi bir şekilde Münih, Franfurt veya Düsseldorf’tan Türk Hava Yolları’nın kalkan uçakları ile Türkiye’ye kalifiye içşi veya akademisyen olarak kapitallerini de toplayıp ülkelerine dönen Türklerin gösterilmesi lazım. Bunların sayısı son 3 yılda 100 binleri aşmış bulunuyor. Alman Hükümeti bu gelişmeyi ciddi bir şekilde hala tespit edemedi ve bu geri dönüşün önünü kesmek için herhangi bir önlem alamıyor. Bu, Türkiye için ciddi bir kazançtır. Kapitallerini Almanya’da oluşturan bilimsel ve akademik çalışmaları ve öğrendikleri meslekler ile Türkiye’ye gelen turizmden tutun endüstriye, avukatlıktan doktorluğa kadar birçok geri dönen Türk burada yaşamlarını sürdürüyor. Türkiye’de her geçen gün gelişen ve bütçesi 400 milyon dolara erişen dizi sektörüne baktığımızda bu sektörde çalışan çoğu oyuncunun eğitimlerini Almanya’da aldıktan sonra Türkiye’ye geri dönenlerden oluştuğunu görüyoruz. Ayrıca burada internet üzerinden satış yapan başarılı firmaların kurucularının çoğu Almanyalı Türklerdir.

Nasıl Anılmalıydı?
Esasında Almanya bu 50. yılı anma konusunda çok büyük bir atılım yapmadı. Alman Başbakanı Angela Merkel bu konunun fazla ön plana çıkmasını istemediği için küçük olaylarla 50.yıl kutlamaları geçiştirildi. 50. Yıl kutlamalarının en ciddi adımlarından biri ise Frankfurt Kitap Fuarı’nda görülmüştür. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın hazırlattığı “50. Yılında Göç” isimli prestij kitabı Frankfurt’ta kamuoyunun beğenisine sunuldu. Almanya, göçün 50. yılıyla alakalı bir kitap yapma konusunda çekingen davrandı. Türkiye bu konuda bir adım daha ileri gitmiş bulunmaktadır.

Münih Kutlamaları
10 yıldır Türk- Alman Dostluk Federasyonu 9 branşta ödüller veriyor. Bunlar Türkiye- Almanya arasındaki işbirliğine yönelik yapılan hizmetler nedeniyle politikacılara, iş dünyasına ve sanatçılara takdim ediliyor. Bu yıl onuncusu yapılan ödül töreninde başta Kültür Bakanı Ertuğrul Günay olmak üzere önemli kişilere bu ödüller verildi.
Türkiye ile Almanya arasında “Nobel Ödülleri” olarak kabul gören bu ödüllerin dışında başka ödüllerin olmadığını görüyoruz. Federasyon Başkanı Cihan Sendan’ın başkanlığında bu yılki ödül töreni üst düzey bir katılımla gerçekleşti.

TAVAK Vakfı da Aralık ayında 15 ayrı branşta 50. Yıla yönelik başarılı Türk kökenli göçmenlere İstanbul’da ödüller verecek. Böylece 50 yıllık göç tarihimizin gelişmelerini bu şekilde kapatmış olacağız. 51. yıldan itibaren artık Almanya’ya gidişlerin kalmadığı ve dönüşlerin hızlandığı bir süreç içine gireceğiz. Türkiye’deki Almanlar Bugün için Türkiye’ye baktığımız zaman 15 bini İstanbul’da olmak üzere Antalya ve Alanya ile birlikte yaklaşık 70 bin Alman yaşamlarını Türkiye’de sürdürüyor. Bunlar burada iş arıyorlar, iş kuruyorlar veya emekli olarak hayatlarının tadını çıkarıyorlar. Önümüzdeki yıllarda Türkiye’de Almanlara yönelik bir “Uyum Bakanlığı” kurulabilir ve buradaki Almanların uyumları konusunda çabalar gösterilebilir. Evet, göç tersine dönmeye başladı. Geri dönüşlerin yanında Almanların da Türkiye’ye hızlı bir dönüşleri var. Almanlar yalnız Türkiye’ye değil başka ülkelere de göçüyorlar. 2010 yılında 162 bin Alman başta Kanada, ABD, İsviçre Avusturya olmak üzere dış ülkelere göç etmiş bulunuyorlar. Yükselen ekonomiler artık Türkiye, Çin, Hindistan ve Rusya gibi ülkelerde ön plana çıkmış bulunuyor. AB’deki çöküş bu ülkelerde yaşayan göçmenleri kendi ülkelerine dönmeyi teşvik ederken bu ülkelerden de insanların başka ülkelere gittiklerini görüyoruz.