Atatürk’ün Koruma Polisi, Hacı Mehmet Güngör

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive
 


Polis Haci Mehmet GungorAli Aydemir * – 
Atatürk'ün sağlığında İstanbul'da ve Ankara'da koruma görevini yapan polislerden biri de Mucur Yeniköy'lü (Çömelek) Hacı Mehmet Güngör'dür.  Polis Hacı Mehmet Güngör, 1312 (1896)- 1959 tarihlerinde yaşadı. Yıllarca Atatürk'e yakın korumalık yaptı. Horasan'dan gelen bu ailenin fertleri, Malazgirt Zaferi’yle önce Urfa-Karacadağ'a gelip yerleşti. Oradan Kaman-Hirfanlı yöresine göç etti. Polis Hacı Mehmet'in dedesi dört kardeşiyle Hirfanlı'dan Mucur' un Rişvan Köyü'ne, oradan Küçük Kavak Köyü'ne ve en sonra da şimdiki Yeniköy'e (Çömelek) gelip yerleşti. Hacı Mehmet Ayşe ile evlendi ve oğlu Hacı Ali 1284’de dünyaya geldi. Hacı Ali de Meryem'le evlenip 4’ü erkek, 6’sı kız 10 çocuk sahibi oldu. Bu dört erkek çocuktan birisi de hikayesini anlattığımız Polis Hacı Mehmet Güngör'dür.



Bu sülaleye FESLİOĞULLARI denilirdi. Soyadı kanunu çıktıktan sonra GÜNGÖR soyadlarını aldılar.


Atatürk'ün yıllarca yakın korumalığını yapan Hacı Mehmet, 10 korumadan biriydi. Gerek İstanbul'da, gerekse Ankara'da Atatürk'ün yakın korumalığını yapan Hacı Mehmet Güngör; 1918 yılında Rahmalar Köyü'nden Abuşlar Sülalesinden Zehra ile evlendi. Bu evlilikten 1919 yılında Doğan Güngör'ün babası Mustafa Güngör dünyaya geldi.

Eşi Zehra ölünce, Pınarkaya Köyü'nden Canfes' le evlendi. Hanımını İstanbul'a götürdü. Bu evlilikten de; Dursun, Ali ve Türkan adında üç çocuğu oldu. Ali, rahmetli İrfan Güngör'ün babası Almanya' da işçi olarak çalışırken 1972 yılında vefat etti. Dursun, hala Mucur'da yaşıyor. Türkan, İnanç Köyü'ne gelin gitmiş, hala da sağdır.
Haci Mehmet Canfes Ogullari Mustafa

Hacı Mehmet Güngör, el yazısı ile yazdığı günlük hatıralarında da belirttiği gibi, Cumhuriyet'in ilanından sonra Ankara'ya döndü. Atatürk, ölmeden öncede yanından ayrılmayan Hacı Mehmet Güngör, Atatürk'ün ölümünden sonra, memleketine, köyüne döndü.

Köyde, boş zamanlarında ava giderdi. Yakın köylerde düğünlerde yapılan at yarışların katılır, çoğunda o ünlü, cins atıyla birincilikleri kimseye vermezdi.

Atatürk'le ve arkadaşlarıyla çekinmiş olduğu resimlerin büyük bir bölümü dikkatsiz ve bilinçsizce yakılmış, yırtılıp  atılmış.

Günlüğünü not ettiği defter yine bilinçsiz bir şekilde yok edilmiş, ancak iki sayfası Celalettin Güngör tarafından koruma altına alındı. Bu sayfalar, Celalettin'in dedesi rahmetli Mustafa Güngör, bu Osmanlıca yazıyı okuyarak Celalettin'e not ettirdi.

Hacı Mehmet Güngör'ün yazdığı günlüklerden Osmanlıca yazılı iki sayfanın açıklaması aşağıya çıkartılmıştır.

MUCUR'UN YENİKÖY (ÇÖMELEK) KÖYÜ'NDEN POLİS, HACI MEHMET GÜNGÖR'ÜN YAZDIĞI GÜNLÜK (Tercüme)

"1332-1916 Tarihinde asker olarak Ankara'da bulunan 2.depo alayına verildim.Üç ay beklemeden sonra emsalim olan ,1312-1896 lılar la 4.ordudan cepheye yaya olarak gittik. Ben muallim kaldım .1313-1897 liler geldi, birlikte depo alayımızla İstanbul'a gittik. Boğaziçi Hisarında birleştik, bir müddet talimden sonra onbaşı olarak Rumelihisarı'nda bulunan 17. depo alayına tayin edildim. Altı ay orada kaldıktan sonra Harbiye nezaretinin şimdiki Genel Kurmay Başkanlığının emri üzerine ordu dairesi 1.sevk Taburuna muhafız olarak verildim. Orada evvela Bozantı, bilahare birçok defalar Halep,Şam,Trablusgarp'a kadar gidip geldik.1334-1918 senesinde gönüllü olarak  500 kuruş maaş  ile polisliğe, 617 numarayla girdim ve ilk defa İstanbul Hasköy Merkezi'ne tayin edildim.

Haci Mehmet Gungor1339-1923 senesinde 500 arkadaşımla işgal kuvvetleriyle yapılan antlaşma gereği kadro harici kaldım. Üç ay yarım maaş aldıktan sonra tekrar mesleğime girerek , 2619 yaka numaram ile İstanbul Fener Merkezi' ne tayin edildim. Polis müdürümüz Halil Bey maaşımızı 1000  kuruşa çıkardı.Bu merkezde iken memlekette bulunan eşim vefat etti. Aldığım mektup üzerine 20 gün izinle memlekete gelip burada öksüz kalan beş yaşındaki oğlum Mustafa'yı yanıma alarak İstanbul'a  döndüm.     Üç sene sonra merhum kardeşim Hasan geldi, oğlumla birlikte memlekete gönderdim. İki sene sonra tekrar bir ay izin alarak memlekete geldim. Kabaca, Pınarkaya  köyünden halamın kızı olan Canfes' le evlendim. Ailemi ve çocuğumu alarak İstanbul'a döndüm.



Hülasa Fener Merkez'inde  beş sene kaldım,tekrar İstanbul, Hasköy Merkezi' ne tayin oldum. Orada iken müdüriyetin emri üzerine Galata Merkezi' ne, bir sene sonra da müdüriyet 1. grup namı ile teşkil edilen bir Teşkilata dahil oldum. Hasköy Merkezi'nde iken İstanbul  işgal edilmişti. Vaziyet çok kötü idi. İki ayda bir maaş aldığımız çok vaki idi. Bilahare daha sonra işgal kuvvetleri bayrağımızı selamlayarak  gitti.İstiklal Harbinde Gazi Mustafa Kemal kuvvetleri Yunan Ordusunu İzmir' de denize döktü.

Muzaffer ordu Trakya Toprağına hareket  ettiği  sıra Mudanya Konferansında Mütareke imza oldu. Baş murahhas İsmet Paşa  idi, sonra ilk defa olarak Edirne Umumiliğine tayin edilen merhum Şükrü Nail Paşa ordusu ile İstanbul'a girdi. Bunu takiben yine merhum, Ermenistan Fatihi Kazım Karabekir Paşa, şarktan topladığı yetim çocuklarla İstanbul'a geldi. Bundan sonra Refet Paşa ordusuyla İstanbul' a geldi. Hayatımda böyle şenlik görmedim.İstanbul yerinden oynadı. 


Padişah, Vahdettin idi. Bir cuma selamlığında Atatürk'ün emri ile Sultan Vahdettin'i almaya gittim. O gece İngiliz İşgal Kuvvetleri  Kumandanı Heryo  Herrington' un emri ile İngiliz  Maleya Zırhlısına iltica etti. Sultan Vahdettin' in yerine   veliaht  olarak Abdülmecit' i Atatürk tayin etti.  Bir müddet sonra hudut, sınır dışı olarak çıkardılar. 29 Teşrin tarihin de Türkiye Cumhuriyeti ilan edildi.Atatürk Cumhurbaşkanı seçildi."
 Polis Mehmet Gungorun anilarindan                                         
Kaynak kişi: Celalettin GÜNGÖR (Polis Mehmet Güngör'ün torununun oğlu-Ahi Optik) 
* Ali Aydemir, Gazeteci, Araştırmacı, Şair, Yazar.