KÜLTÜR & SANAT

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

ABD'de yaşayan genç Türkler, Amerikalılara Türk kültürünü daha iyi tanıtmak için ''Gezici Türk Kahvesi Evi''yle yollara çıkmaya hazırlanıyor. Gizem Şalcıgil White ve Türk Amerikan toplumunda aktif görev alan 10 arkadaşı, yaşadıkları ABD'de, Amerikalılara Türkiye'yi daha iyi tanıtmak için gönüllü olarak yıllardır çabalayan gençlerden...


 


Onların, iki toplumu birbirine yakınlaştırma ve aradaki anlayışı artırmak için seçtikleri yol ise kahve... Neden mi? Çünkü Amerikalıların sabah güne başlamak ve işte günün sonunu getirebilmek için ellerinden düşürmedikleri, Türklerin de keyif yapmak ve ''sohbetin belini kırmak için'' vazgeçilmezi olan bir şey varsa o da kahve.

Buna bir de ''Bir fincan kahvenin 40 yıllık hatırı vardır'' sözünü ekleyince, önce uluslararası dijital bir kahve evi olan Turkayfe.org isimli sosyal iletişim ağını kuran bu gençler, şimdi de Amerikalılar ile Türkler arasındaki bu ortak ögeden yola çıkarak, Türkiye'nin tanıtımını ''toplumlar arasında sıcak iletişim kurarak'' daha da artırmak için yollara düşecek.

Gezici kahve evi yollarda...

Gençler, ''Gezici Kahve Evi'' projesiyle, üzeri Türk kahvesi ile Türkiye'nin turistik yerlerinin resimleriyle giydirilmiş kahve tırıyla yola çıkıp, ABD'nin Washington, Baltimore, Pittsburgh, New York, New Haven, Boston olmak üzere 6 büyük şehrine seyahat edecek.

Gezici Kahve Evi, bu şehirlerdeki önde gelen üniversitelerde ve festival alanlarında ''kahve molası'' verecek ve Türkiye tanıtım broşürleri sergilenecek.

Burada Amerikalılara, Kurukahveci Mehmet Efendi'nin desteğiyle Türk kahvelerini ücretsiz ikram edecek olan gönüllüler, daha sonrasında düzenlenecek tanıtım etkinliklerinde ''kız isteme merasimleri'' gibi kahvenin Türk kültüründeki önemini anlatan kısa tiyatro gösterileri sahneleyecek, Türk kahvesinin tarihi ve kahve kültürü üzerine sunuşlar yapacak.

Bu etkinliklerde ayrıca, LÖSEV ve ABD'de faaliyet gösteren bir çocuk vakfına bağış toplanacak. Bu vakıflara belirli miktarın üzerinde bağış yapanlar da ''kahve falı''yla ödüllendirilecek.

Etkinlikler, şimdilik 6 şehirde düzenlenecek, ama finansman sağlanması halinde, ABD'nin diğer şehirlerine ve batı yakasına doğru da genişletilecek.

''Destek bekliyoruz''

Türkiye'nin ülke markalaşması sürecine katkıda bulunmayı amaçlayan Turkayfe.org sitesinin kurucusu ve projenin direktörü Gizem Şalcıgil White, projeyle ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Amerikalılara Türk kültürünü tanıtmak için neden kahveden yola çıktıklarına yönelik soru üzerine Şalcıgil White, ''Amerikalılar kahveye inanılmaz düşkün, sabah işe giderken veya işte günün sonunu getirebilmek için vazgeçemedikleri bir şey varsa o da kahvedir. Bizim kültürümüzde de Türk kahvesinin çok özel bir yeri var. Bizde kahve keyif için içilir ve bir sosyalleşme aracıdır, kültürümüze de işlemiştir. Dolayısıyla kahvenin hem Amerikalılar hem de bizim için özel yeri var, bu nedenle birbirimizi daha iyi anlamaya, kahve sohbetleriyle başlamanın güzel olacağını düşündük'' dedi.

Şalcıgil White, ABD'de Türk kültürünün yeterince tanınmadığını, her gün vazgeçmeden içtikleri kahvenin, Avrupa'ya Türkler sayesinde yayıldığını bilmediklerini belirterek, ''Aslında iki toplum arasında çok az bilinen böylesine önemli bir bağ var. Biz de bu bağı kahve kültürü etkinlikleri ile hatırlatmak istedik'' diye konuştu.

Bu tanıtım projesine Washington Amerikan Türk Derneği (ATA-DC), Türk Hava Yolları, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı Washington Kültür ve Tanıtma Müşavirliği ve Türk Amerikan Dernekleri Asamblesinin sponsor olduğunu, ayrıca Garanti Bankası'nın da Turkayfe.org sitesine medya desteği vereceğini anlatan Şalcıgil White, gönüllü olarak Türkiye tanıtımı için yola çıkan bu kahve tırına hem kurumsal hem de bireysel olarak destek beklediklerini ifade ederek, ''İlgilenen herkesi bu çabamıza ortak olmaya bekliyoruz'' diye konuştu.

Şalcıgil White, bir soru üzerine, bu projede toplamda 10 gönüllü olarak yer aldıklarını ve kahve tırıyla şehirleri tek tek dolaşacaklarını anlattı. AA

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ödül verdiği fotoğraf sanatçılarının fotoğraflarını çekti. Aralardında Ara Güler’in de bulunduğu fotoğraf sanatçıları için düzenlenen ödül töreninde konuşan Erdoğan, "Bu topraklarda ırkçılığa izin vermeyiz" dedi.


 


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Kültür ve Sanat Büyük Ödülü törenine katıldı. Kültür Bakanlığı tarafından fotoğraf ustaları Ara Güler, Sıtkı Fırat, Prof. Dr. Sabit Kalfagil ve İzzet Keribar’a verilen ödüller bizzat Başbakan Erdoğan tarafından takdim edildi. Fotoğraf ustalarına ödüllerini veren Erdoğan, Anadolu Ajansı Foto Muhabiri Kayhan Özer’den fotoğraf makinasını alarak Ara Güler’in fotoğrafını çekti. Salonda bulunanlar başbakan Erdoğan’ı uzun süre alkışladı. Bununla yetinmeyen Başbakan Erdoğan makinayı bir kez daha alıp, ödül alan Usta fotoğraf sanatçılarının toplu fotoğraflarını çekti. Dizinin üzerine çökerek fotoğraf çeken Erdoğan yine salondan büyük alkış aldı.

"BU TOPRAKLARDA, IRKÇILIĞA İZİN VERMEYİZ"

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ve KKTC Başbakanı İrsen Küçük’ün de katıldığı törende konuşan Başbakan Erdoğan Hocalı Katliamı’yla ilgili Taksim Meydanı’nda düzenlenen mitingte açılan ırkçı pankartlara değindi. Erdoğan "Sizin fotoğraflarınız, sizin kareleriniz, bu ülkede ırkçılığa, ayrımcılığa, nefrete karşı verilmiş en güzel yanıttır" dedi. Erdoğan sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Bu ülkede hiç kimsenin, ama hiç kimsenin, bir başkasını ötekileştirme, bir başkasının Türkiye sevgisini sorgulama hakkı yoktur, buna haddi de yoktur. Bu toprakların özünde ırkçılık yok, bu toprakların ruhunda ötekileştirme yok. Bu topraklarda, ırkçılığın da, ötekileştirmenin de, nefretin de yeşermesine, yeşertilmesine asla izin vermeyiz, müsamaha göstermeyiz. Kendisini bu ülkenin yegane sahibi olarak görüp, farklı olanları öteleyenler, en önce kendilerine baksınlar, en önce kendi kararan kalplerini sorgulasınlar. Biz, bu ülkeye de, tüm dünyaya da, sadece ve sadece birlik, bütünlük, sevgi ve hoşgörü fotoğrafları sunmak istiyoruz. Irkçı, ayrımcı, ötekileştirici pozlar vermek de; bir tek kare üzerinden bu ülkenin insanlarını töhmet altında bırakmak da, Türkiye’ye haksızlıktır."

TEK KARE ÜZERİNDEN BİR ÜLKEYİ TÖHMET ALTINDA BIRAKMAYALIM

Tek bir kare üzerinden, bütün bir ülkeyi töhmet altında bırakmanın haksızlık olacağını belirten Erdoğan, "Kendini bilmez birkaç kişinin tahriklerini, büyüterek, abartarak bir Türkiye fotoğrafı gibi sunmak haksızlıktır, insafsızlıktır" diye konuştu.

ALLAH YAZILI FOTOĞRAF HEDİYE EDİLDİ

Lütfi Kırdar’daki ödül töreninde ödül alan sanatçılar da Başbakan Erdoğan’a klasikleşmiş fotoğraflarından birer tane hediye etti. Ara Güler, Erdoğan’a 1956’da Edirne’de çektiği meşhur "Allah"yazılı fotoğrafı hediye etti. Başbakan Erdoğan ödül töreninin ardından Üsküdar Kısıklı’daki evine geçti. Özgür ALTUNCU - ;Yaşar KAÇMAZ / İSTANBUL, (DHA)

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

ABD'nin Los Angeles kentinde 15 Oscar heykelciği gelecek hafta açık artırmada satışa çıkarılacak. Oscar ödül töreninden iki gün sonra Nate D. Sanders müzayede evi tarafından düzenlenecek açık artırmada yeni sahiplerini bulacak heykelcikler, şimdiye kadar satışa çıkarılan en büyük Oscar Ödülü koleksiyonunu oluşturuyor. Koleksiyonda "Uğultulu Tepeler", "Hayatımızın En Güzel Yılları", "Süvari Alayı" gibi unutulmaz filmlere verilen Oscar ödülleri yer alıyor.


 


Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi, Oscar heykelciklerinin satışına izin vermiyor. Ancak satışa çıkarılacak ödüller, 1950 yılında yürürlüğe konan ve Oscar ödüllü sanatçıların ödüllerini 1 dolar karşılığında sadece Akademi'ye satabileceğine dair anlaşmadan önce dağıtıldığı için satışa çıkarılıyor.

Müzayede evi, internette yapılacak açık artırmada 15 heykelciğin yaklaşık 2 milyon dolara satılmasının beklendiğini açıkladı. En yüksek teklifi, 1934'te Frank Lloyd'un yönettiği "Süvari Alayı" filmine verilen En İyi Film ödülünün alması bekleniyor.

Ünlü yazar, yönetmen ve oyuncu Orson Welles'in 1941 yılında "Yurttaş Kane" filmiyle kazandığı En İyi Senaryo Oscar ödülü, geçen yıl 861 bin dolara satılmıştı. 1999 yılında ise Michael Jackson, "Rüzgar Gibi Geçti"nin yapımcısı David O. Selznick'in kazandığı Oscar ödülü için 1,5 milyon dolar ödemişti

Oscar Ödül Töreni özel yayını 26 Şubat Pazar gecesi (Pazartesi’ye bağlanan gece) “Oscar Gecesi” programı ile başlayacak. Ardından 01:00’da “Kırmızı Halı” seremonisi ve 03:30’da ödül töreni ile devam edecek muhteşem geceyi NTV simultane çeviriyle ekrana getirecek. (msn.com)

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

 

Şemseddin Sami tarafından hazırlanan ve adında ''Türk'' kelimesi geçen ilk Türkçe'den Türkçe'ye sözlük olan ''Kamus-ı Türki'', 112 yıl sonra Latin harfleriyle yayımlandı. Yrd. Doç. Dr. Raşit Gündoğdu, Yrd. Doç. Dr. Niyazi Adıgüzel ve Ebul Faruk Önal, 1900 yılında hazırlanan ve ilk yayımı 1901 yılında İkdam Gazetesi'nde yapılan Şemseddin Sami'nin ''Kamus-ı Türki'' adlı eserini Latin harfleriyle güncelleyerek, araştırmacıların hizmetine sundu.

 

İdeal Kültür-Yayıncılık tarafından yayımlanan kitabı hazırlayanların sunuş yazısında, dilde kullanılan kelimelerin manasının herkes tarafından bilinmesinin mümkün olmadığı belirtilerek, bu nedenle, kelimelerin manalarını açıklayan sözlüklere ihtiyaç duyulduğu kaydedildi.
 
Osmanlı'da ''Lügat-ı Naci'', ''Ahter-i Kebir'', ''Vankulu'', ''Lehce-i Osmani'', ''Firuzabadi'' ve ''Kamus-ı Türki'' gibi birçok sözlük bulunduğu anlatılan yazıda, bunlardan bir kısmının Farsça'dan Türkçe'ye, bir kısmının Arapça'dan Türkçe'ye tercüme şeklinde hazırlandığı ve bir kısmının ise Türkçe kelimelerin daha geniş bir şekilde açıklanması olarak düzenlendiği belirtildi.
 
Kamus-ı Türki'nin, 1900 yılında Şemseddin Sami tarafından yazılan Türkçe'den Türkçe'ye bir sözlük olduğu kaydedilen yazıda, şu ifadelere yer verildi:
 
''Şemseddin Sami, kelimenin menşeine bakmadan Türkçe konuşma dilinde kullanılan bütün kelimeleri Türkçe olarak kabul edip sözlüğüne almış ve sözlüğünün adını da 'Kamus-ı Türki' olarak isimlendirmiştir. Kelimenin aslı ister Arapça olsun, ister Farsça olsun, isterse batı dillerinden bir dil olsun hiç birinde ayrım yapmaksızın hepsine Türkçe gözüyle bakmış ve sözlüğüne de almıştır. Ancak kelimeleri açıklarken Türkçe'ye hangi dilden geçtiği hakkında bilgiler vermiştir.''
 
Özellikle Osmanlıca'yı yeni öğrenmekte olan tarih, edebiyat, arşivcilik ve kütüphanecilik öğrencilerine yönelik olarak hazırlan sözlükte, önce kelimenin Osmanlı harfleriyle orijinali, daha sonra Latin harfleriyle okunuşu yazıldı. Sözlükte kelimenin manası esnasında orijinaline sadık kalınmaya çalışıldı ve yer yer çok az bir şekilde sadeleştirilme yoluna gidildi.
 
Latince sözlükte, ''Kamus-ı Türki''nin orijinal giriş sayfası, Şemseddin Sami ile İkdam Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı Ahmed Cevdet'in yazdığı önsözlere de yer verildi.
 
Sözlükte, kelimeler 31 harften oluşan Osmanlıca alfabeye göre sıralandı. AA

Facebook

Youtube