KÜLTÜR & SANAT

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

Ünlü yönetmen martin Scorsese‘nin üç boyutlu serüven filmi Hugo 11 dalda Oscar‘a aday gösterildi. Hollywood‘un sessiz film dönemini anlatan Fransız yapımı The Artist de 10 dalda altın heykel için yarışacak. En iyi film ödülüne aday gösterilen diğer yapımlar arasında beyzbol filmi Moneyball, Steven Spielberg‘in Birinci Dünya savaşı filmi War Horse, Hawai‘de geçen aile dramı The Descendents, Woody Allen‘in romantik fantezisi Midnight in Paris, 1960‘ların medeni haklar mücadelesi döneminde geçen The Help, 11 Eylül‘ü anlatan Extremely Loud& Incredibly Close ve yine bir aile dramı The Tree of Life yeralıyor.




En iyi erkek oyuncu dalında George Clooney, Bradt Pitt, Gary Oldman, fransız aktör Jean Dujardin ve Demian Bichir yarışacak.

En iyi kadın oyuncu adayları ise Meryl Streep, Viola Davis, Michelle Williams, Glenn Close ve Rooney Mara.

Yabancı filmler dalında İran yapımı A Separation, Belçika yapımı Bullhead, İsrail yapımı Footnote, Polonya yapımı In Darkness ve Kanada yapımı Monsieur Lazhar Oscar‘a aday gösterildi.

84 üncü Oscar Ödüllerini kazananlar 26 şubat‘ta Hollywood‘da düzenlenecek törende açıklanacak.

 

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive
Dünyaca ünlü Grammy, Emmy ödülleri kazanan müzisyen Brian Keane ve yaşayan en ünlü neyzenlerden Omar Faruk Tekbilek enstürmantel albüm yapan Aşkın Şerbetçi\'nin albümü için bir araya geldi. Müzisyen beş yıllık uzun çalışmanın ardından, 10 yeni beste içeren \"The Meeting of The Legends – Volume 1 - Fantasy\". (Efsane’lerin Buluşması) isimli albümünü müzikseverlerin beğenisine sundu. 

Müziğin huzur veren ritmine kendini teslim ettiğini söyleyen Şerbetçi, Amerika\'da yaşayan dünyanın kendi dalında en iyi isimlerini bir araya getirerek, The Meeting of The Legends - Vol.1 FANTASY adlı albümünü çıkardı. Şerbetçi, \'\'Her bir eser, dinleyenleri huzur verici ve sakinleştirici bir dinletiyle Hollywood kalitesinde bir serüvene sürükleyecek. Bu albümün en önemli ve heyecan verici özelliklerinden biriside, kariyerinde defalarca Emmy ve Grammy ödülllerini kazanmış, dünya’nın bir çok ülkesinde konserler vermiş ve kendi eserleriyle defalarca listelere girmiş çok değerli üstadların yer almış olmasıdır,” diye konuştu.

Tamamen Aşkın Şerbetçi’ye ait olan bestelerin özellikle Türkiye\'de de büyük ilgi görmesi bekleniyor. 1972 K.Maraş doğumlu olan Şerbetçi, 3 yaşındayken ailesi ile Amerika’ya yerleşti. İlkokul üçüncü sınıfta okul orkestrasında klarnet çalmaya başladığını belirten Aşkın Şerbetçi, \'\'Değişik Türk müziklerini çalmam arkadaşlarım tarafından çabuk sevilmeme ve sıcak ilişkiler kurmama herzaman yardımcı oldu. 13 yaşındayken, ustam, akıl hocam ve üstadım Omar Faruk TEKBİLEK ile tanıştım ve yanında adeta çırak gibi yetiştim. O yıllarda Omar Faruk Tekbilek’in kurduğu “Sultanlar” müzik gurubuyla Amerika’yı dolaşarak Türk müziğinin tüm makamlarını ve ritmlerini öğrenmeye sabırla devam ettim ve üstad’ımın yanında kendimi yetiştirdim, \'\' diye konuştu.
 
ŞERBETÇİ: \'\'AİLEMİN EMEĞİ BÜYÜK\'\'

Müzikteki tutkusunu halen Bestekar, yapımcı ve prodüktör olarak devam ettiren Şerbetçi, yurt dışına çıkan bir çok ailenin çocuğu gibi, dönem dönem 2 ülke arasında gidip gelmek zorunda kaldığını da belirterek, \'\'Müzikle olan tutkumu devam ettirmek ve eğitimimi aksatmamak için tüm gayretimle çalışmalarıma devam ettim. Müziğe olan tutkumdan hiç vazgeçmedim. O da beni hiç bırakmadı. En büyük hayalim kendime ait parçalardan oluşan bir albüm hazırlayıp müzikseverlerin beğenisine sunabilmekti. The Meeting of The Legends - Vol.1 FANTASY isimli albümüm de Omar Faruk Tekbilek dışın da Brian Keane, Ara Dınkjıan, Hasan Işakkut, River Guerguerıan, Christopher Rosser, Eliot Wadopian, Murat Tekbilek büyük destek olmuştur. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ederim. Bir birinden değerli üstadların katkılarıyla hazırladığımız proje ile sadece hayallerim gerçek olmadı aynı zamanda albümümüz muhteşem bir esere dönüştü. Albümümüz, dünya müziğine sunulan ve Omar Faruk Tekbilek’in öncülüğünü yaptığı ‘Evrensel Müziği” oluşturan, Ortadoğu enstürmanları ile batı ritmlerinin karışımıyla sentezlendi. Bu tarz, enstürmantal bir zenginliğe de sahip. Bana en çok hitap ettiğini düşündüğüm bu alandaki özel çalışmalarıma devam etmek istiyorum,\'\' dedi

Sanatçı’nın 15 gün önce Facebook’ta açılan fan sayfasında şimdiden, Dünyanın 27 değişik ülkesinden binlerce hayran kitlesi oluşmaya başladı. Amerika’da tanıtım baskısı yapılan albümün, dünya çapındaki Mp3 ve CD satışlarına da www.studioaskin.com web sitesi üzerinden yapılıyor. Albümün önümüzdeki aylarda Türkiye’de de piyasaya çıkarılması planlanıyor. Albüm’e ismini veren “Fantasy”de dahil olmak üzere “Crazy Heart” ve “Be Mine Tonight” isimli 3 eserinin tamamı sosyal paylaşım sitelerin de yayınlanmış durumda.

Müzikseverler, sanatçının \"The Meeting of The Legends – Volume 1 - Fantasy\". (Efsane’lerin Buluşması) isimli albümündeki eserlerini bu linkinden takip edebilirler ve This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it. e-mail’inden ulaşabilirler..

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive
Julio Iglesias’ın 2010’da KKTC’de vereceği konseri avans aldığı halde iptal etmesi sonrası, Washington’da benzeri olmayan bir dava açıldı. Türkiye’den Cem Yalçın’ın da ortak olduğu Iglesias’ın menajerlik şirketi, KKTC’yi başta bilmediklerini, sonra devlet niteliği taşımayan yasadışı bir yapılanma olduğunu öğrendiklerini öne sürüp, kandırıldıkları gerekçesiyle KKTC’den 10 milyon dolar tazminat talep etti.


Iglesias’ın menajerlik şirketi, ABD merkezli International Creative Talent Agency (ICTA) ve konserin verileceği Merit Crystal Oteli adına Voyager Kıbrıs ile 2010 Ekim ayında konser için bir anlaşma imzaladı. Ajansa 300 bin dolar ödeme yapıldı. Kıbrıs Rum Yönetimi’nin baskısı üzerine konser iptal edildi. Avans olarak verilen para ise Voyager’e iade edilmedi.

KKTC’YE MAFYA BENZETMESI

Voyager, bunun üzerine ICTA’yı, şirket merkezinin bulunduğu yer olarak gözüken Florida’da dava ederek parasını geri istedi. Fakat ICTA, parayı vermediği gibi, 12 Ağustos 2011’de Voyager’a Washington DC’de bir karşı dava açtı. İlginç olan ise sadece Voyager’ı ve onun şemsiyesi altında olduğu Net Holding’i değil, KKTC’yi de mahkemeye verdi. Dava dilekçesinde de KKTC’den “tüzel kişiliği olmayan yasadışı örgütlenme” diye bahsederek, KKTC’yi para kazanmak için kurulmuş bir tür mafya tipi örgütlenmeye benzetti. Rum davalarının en ünlü avukatı Athan T. Tsimpedes üstlendiği davayla ilgili hazırlanan şikayetnamede KKTC’nin bir suç örgütü gibi kabul edilmesi, Merit Hotel’in arazisi de dahil olmak üzere KKTC’deki mülklerin Güney Kıbrıslılara ait olduğunun tescili isteniyor. Önümüzdeki haftalarda kararını açıklaması beklenen mahkemenin, konuyu politik boyutta değil ticari boyutta değerlendirmesi bekleniyor.Tolga Tanis, Hurriyet

Facebook

Youtube